Olaylar Ve Görüşler

Tarikatların ağındaki çocuklarımız

04 Şubat 2020 Salı

Mustafa Gazalcı

Denizli Çivril, elması, şeftalisi, kirazı, üzümü, sakızı, balığı ile ünlü yeşillikler içinde cennet gibi bir ilçedir. 

İlçe, yakın köyleri düzlük bir ovada kurulduğundan aksakallı dedeler, şalvarlı kadınlar, gençler, çocuklar kısaca her yaştan insan genellikle bisikletle gider gideceği yere. 

Halikarnas Balıkçısı, “Hey Koca Yurt” kitabında Işıklı Gölü’nü, çevreyi şiirsel bir dille anlatır. Şairler babası Ceyhun Atuf Kansu’nun okul duvarının göçmesiyle yaralanıp sonra ölen Köy Enstitülü, Çivrilli öğretmen Şefik Sınığ için yazdığı “Dünyanın Bütün Çiçeklerini Getirin” şiirini okuyunca kim duygulanmaz? Hasan Ali Toptaş’ın “Kuşlar Yasına Gider” adlı romanında, yazılı sınavı kazanan çocuğun sözlüye yetişmesi için Çivril’de bütün gece inşaatları dolaşan insanın, çocuk sevgisi nasıl unutulur? 

Günümüzde bu güzel çiçeklerin hem de Çivril’de taciz haberiyle gündeme gelmesi ne acı. 

Duymuş okumuşsunuzdur, Süleymancıların erkek öğrenci yurdunda 12 yaşındaki bir öğrenciyi belletmen E.T. birçok kez istismar ediyor. 

Hâlâ önlem alınmıyor

Öğrenci, yurt müdürüne gidip durumunu anlatıyor, müdür, “unut bunu” deyip çocuğu tarikatın başka bir yurduna gönderiyor. 

Çocuğun gittiği yeni yurtta pencereden yazdığı bir notu dışarıya atmasıyla olay kamuoyuna yansıyor. Belletmen E.T. gözaltına alınıyor. Valilik olay duyulunca çocuğu Denizli Çocuk Esirgeme Kurumu’na götürüyor. Eğitim-İş, Denizli Barosu olayın peşinde.

Kendini savunma olanağı olmayan çocuklarımıza her türlü şiddet, cinsel tacize karşı önlem alma zamanı çoktan geldi geçti. İvedi olarak Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı (MEB) artık harekete geçmelidir. Kadınlar için geç kalmış önlem çocuklar için de getirilebilir.

Ne yazık ki bütün uyarılara, ardı ardına yaşanan acı olaylara karşın köklü önlemler bir türlü alınmıyor. Ailesinden ayrı yerde okuyan çocuklar tarikatların ağlarında, kaçak, uygun olmayan yerlerde barınmak zorunda kalıyor. 

O sözleri unutmadık

Konya Taşkent ilçesi Balcılar beldesinde 2008 yılındaki yangın hafızalarımızda duruyor. Yangın merdiveninin kapısı kilitli olduğu için 17 kurs öğrencisi ile 1 kurs öğretmeninin yaşamını yitirdiği olay, ardından sürüncemeli yargı süreci unutulmadı.

Yine Karaman’da Ensar Vakfı yurtlarında kalan öğrencilerin cinsel tacize uğradığı ortaya çıkınca zamanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazonoğlu’nun “Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” diye vakfı savunması belleklerimizden silinmedi. 

Köklü, kalıcı çözümler gerekli 

Kaçak ve kolay kurs açma, denetimsiz eğitici görevlendirme sorunu hızla çözülmezse başka yerlerde de Çivril’deki, Karaman’dakine benzer acı olaylarla karşılaşabiliriz.

Özellikle dinsel vakıfların yurtlarındaki denetimsizlik dikkat çekici boyuttadır. Milli Eğitim Bakanlığı bu yurtları denetlemediği gibi bu vakıflarla bağını güçlü tutarak adeta denetimsizliği desteklemektedir. Bu duruma ivedilikle son verilmelidir. 

Çocuklar, insan çiçekleri canımızın birer parçasıdır, geleceğimizdir. Birinin bile ruhunun yaralanması hepimizi kara kara düşündürmelidir. 

Çocuk istismarcılarına af getirileceği savları Ankara, İzmir, Edirne ve yurdun birçok yerindeki anaları haklı olarak ayağa kaldırdı. Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Başkanı Sayın Bahar Gökler, “Çözüm, çocuk koruma sisteminin güçlendirilmesinden geçmektedir” dedi. (Cum,7.1.2020) 

Çocuk yurtlarındaki alarm, sorumluları tacizcilere af için değil, köklü önlemler almak için harekete geçirmelidir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları