Özgür Mumcu

Osmanlı Torunu: Müzikli Güldürü

29 Aralık 2014 Pazartesi

Sonunda Başbakanımızın bir şarkısı var. Geç bile kalmıştı. İlçe belediye başkan adaylarının bile merdiven altı stüdyolarda kendilerine şarkı yaptırdığı bir ülkedeyiz. Yeni şarkısıyla Sayın Davutoğlu gerçek bir siyasetçi olmaya ilk adımını attı. Hafife almaya gelmez. Hakkında şarkı yazılmış biri bir daha biz fanilerle aynı olamaz. Hayatı sonsuza dek değişti.
Davutoğlu’nun şarkısında Ayna grubunun meşhur ettiği, “Kiziroğlu Mustafa” türküsünün bestesi kullanılmış, şarkının sözleri tornistan edilerek Başbakan’a uyarlanmış.
Müteveffa Ayna grubundan Erhan Güleryüz de şarkıyı seslendirmiş. Hakikaten ismiyle müsemma güler yüzlü biridir. Koskoca başbakanı kıracak hali yoktu. Fakat biraz muhalif bir tabiatı olduğu da söylenir. Herhalde bu sebeple Sayın Davutoğlu’na türkünün tarihi hakkında bütün bilgileri aktarmayıp bir ince muziplik yapmış, sağ olsun böylelikle yüzümüzü güldürmüş.
Efendim açalım bir halkbilim yayını olan Folklor/Edebiyat dergisinin 1998 tarihli 15. cildini. Orada Mehmet Gökalp’in “Kiziroğlu Kimin Türküsü” başlıklı bir makalesi var.
Makaleye göre türkünün kayda geçen ilk seslendirilişi 1948 senesinde Erzurum Halkevi’nde. Dursun Cevlani söylemiş, daha sonra Muzaffer Sarısözen notaya almış. Türkünün hikâyesi ise Dursun Cevlani’den derlenip 1958’de Türk Folklor Araştırma Dergisi’nin 103. sayısında yer almış.
Yer almış da ne olmuş?
Şimdi bakalım Davutoğlu’nun şarkısının sözlerine:
“Dualarla çıktı yola/ Umut yaydı sağa sola/ Reisle girdi kol kola/Bütün dünya tanır onu/ Tam bir Osmanlı torunu”.
Yani “Kiziroğlu Mustafa” türküsü “Tam bir Osmanlı torunu” diye Davutoğlu’na uyarlanmış.
Peki kim bu Kiziroğlu? Cevabı 1982 Haziranı’nda Bolu Valiliği’nde yapılan “Köroğlu Semineri”nde İbrahim Aslanoğlu’nun bildirisinde. Kiziroğlu Mustafa bir Celali asisi. Hakkında 1588 ile 1589 arasında üç defa yakalanması için saraydan ferman çıkartılmış.
Fermanda özetle -hadi moda oldu Osmanlıcasını yazayım- bu Kiziroğlu Mustafa denen eşkıya reisi “ebnayi sebile katl ve erbabın ve emvallerini nahb ü garet reaya berayaya salgun salmuş”.
Yani ne yapmış: Çoluk çocuğu öldürmüş, ahalinin malını mülkünü gasp edip yağmalamış, halka ve çiftçilere zulmetmiş.
Yok artık bu kadarı da olmaz dedim. Osmanlı torunu diye başbakan öven şarkıda çocuk katili bir hırsızın türküsü kullanılmamıştır herhalde diye Celali isyanları hakkında temel kaynak olan Mustafa Akdağ’ın kitabına başvurdum.
Bir baktım ki Kiziroğlu Mustafa celali başbuğudur yazmasın mı? “Bulundukları yerlerin kasabalarına ve şehirlerine bela kesildiler” diye eklemesin mi? Hem de yanar döner biri çıkmasın mı? O ve “birçok tanınmış zorba bazen kapı ağalığında, bazen Celali başbuğlarının yanında görünüp durmuşlardır” diye yazmasın mı kitapta?
Mehmet Gökalp’in makalesine bakılırsa Kiziroğlu, Köroğluna sığınmış. Köroğlu da “onun yanına Ayvaz’ı katıp Doğuya insan dili bilen kuş (papağan) almaya gönderir, ancak bir soygun sonucu yakalanırlar.”
Hikâyenin gerisi meçhul. İsyanla başlayıp papağanda biten bir destan.
Her konuşmasında tarih şuurundan bahseden bir başbakana Osmanlı’nın hakkında ferman çıkarttığı eşkıyanın türküsünden Osmanlı torunluğu çıkartmak pek yakıştı.
Bu türküyü Davutoğlu’na şarkı yaparak inceden kendisiyle eğlenenleri de cesaretleri ve oyunbazlıkları için tebrik etmek lazım. Vallahi adamcağızı protokol koltuğuna oturtup karşısında çalıp söyleyip bir güzel sarakaya almışlar.
Hadi şimdi hep beraber söyleyelim:
Geldi vatan aşkına Davutoğlu Ahmet Hoca Geceyi gündüze katan Adam kim, yiğit kim, dürüst kim kim kim”
Hakikaten kim, kim, kim?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları