Her kuşun eti ve Çinliler...

09 Temmuz 2015 Perşembe

Amerika’da doğmadığı için Başkanlık yarışına sokulmayan efsane Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın sözü idi:
“Siyasetçilerin yüzde 90’ının adını, aralarına karışmış olan o yüzde 10 lekeler!”
Bu oran belli ki ABD içindir.
Kissinger gibi açık sözlüsünü ve uluslararası ölçeklisini yetiştirmediğimiz için bizdeki oranları hiç bilemiyoruz.
Bir aydan beri hayalini kurduğumuz bir koalisyon söz konusu.
Lekeli - temiz siyasetçi oranı ise ancak 7-24 bağlamında verilebilirdi.
Yenileri bilemiyoruz.
Ama hem siyasetçilerin belli oranlarda dayandığı 50 küsur milyonluk dev bir seçmen kitlemiz var.
Siyasetçilerimiz de şimdilik ve doğal olarak o oranlarda paralel bir tutum takınma eğiliminde.

***

Acaba, AKP’ye oy veren seçmenin yüzde 40’ı, geride kalan yüzde 60’ın kendilerine kara çaldığı inancında mı?
Ya CHP’li yüzde 25’lik kitle?
CHP’li seçmenler kendi karşılarındaki yüzde 75’in demokrasi ve özgürlükleri lekelediği inancında mı?
Peki MHP’ye oy veren yüzde 16?
Onlar da yüzde 84’ün “milli-dini şuurdan nasip almamış” olduğuna mı inanıyor?
Ki, bir parti yetkilisi çıkıyor, “CHP’liye Meclis’te oy verseydik dinsiz inançsız sayılırdık” diyor!
Ya HDP’ye oy veren yüzde 13’lük kesim?
Onlar da HDP yetkilileri kadar köşeli mi?
Kendi dışındaki yüzde 87’lik kitleyi “Barışseverlikten uzak ve ırkçılığa yatkınyakın” diye mi düşünüyor?

***

Elbette hayır.
Ama yine de yüzde 60’ın temsilcileri halkın isyan ettiği AKP’ye ve “ruhani lideri”ne karşı bir “blok” olamadı, olamıyor.

***

“Ruhani Lider” ise aslında “cismani mi cismani”!
Sarayı gören yabancılar
büyük devlet olduğumuzu anlıyorlar!” diye demeçler veriyor.
Ama o yabancılar elbette sahibini gördükten sonra ülkemizin “görünmediğimiz kadar küçük olduğunu” söylemiyorlar!

***

Koalisyon bayram haftasına kalıyor.
Ve artık başta liderler olmak üzere herkesin bu koalisyonun Recep Tayyip Erdoğan ile kurulacağını görmesi gerekiyor.
Protokolüne de tek 1 madde eklenmesi yetecek:
“Seçimler yenilenmesi halinde Cumhurbaşkanı zinhar seçim meydanlarına ve TV ekranlarına çıkamaz!”
Protokole ise imza yerine Kuran’a el basması istenmeli ve 1924 Anayasası’ndaki gibi “Vallahi, Tallahi yeminime sadık kalacağım!” diye, ayrıca Sümeyye ve Burak’ın başı üstüne de yemin ettirilmesi şart.
Anayasadaki yemini çiğneyene protokol çiklet bile değil!

***

Meğer Çinlilerle Korelileri karıştırmak sadece ülkücülerin değil, Batı’nın da sorunu imiş.
Gerçi sorun şimdilik, biri niyetine ötekilerini dövme boyutunda değil.
Ama, yine de sorun. Ki bu konu da yığınla özel rehber kitaplar, makaleler var.
Belli ki bizim ülkücüler de, haklı olarak “her sakallıyı dede” sanma gafletine düşmüşler.
Ancak, ibadette olduğu gibi, kabahat ve suçta da aslolan niyet...
“Er kişi niyeti”ne sehven kılınan bir cenaze namazı nasıl ki “Hatun kişi”nin kaderini değiştirmiyor.
Ülkücülerin de Çinli niyetine Sultanahmet’te Koreli dövmesi, da- yağın anlam ve önemine gölge düşürmedi.
Hatta daha da pekiştirdi.
Yine de ülkücülerin yanlışını savunmak, cefakâr liderleri Devlet Bahçeli’ye düştü:
“İkisi de çekik gözlü. Fark eder mi efendim!”
Aslında “Fark edilmez efendim!” diyecekti...
Kaş yaparken göz çıkardı.
Ve Sayın Bahçeli, yıllardır saygı değer bir dirayetle eylemsizliğe mahkûm ettiği ülkücü tabanla tam uyum içinde olduğunu da bu vesile ile bir kez daha kanıtladı.

***

CHP liderinin de belirttiği üzere, “Her türlü koalisyon olasılığına hazır olmamız” gereken şu mübarek günler de “ülkücü kardeşlerimizin” yanlışlığını da fazla abartmamak gerekiyor.
Elbette, “Her kuşun eti yenmez, her çekik gözlü de Çinli niyetine dövülmez!” diyerek Çinli-Koreli farkını ana kaynaklardan araştırdık:
- Genelde Korelilerin yüzleri daha oval, burunları küçük ve kalkık.
- Çinlilerin yüzleri ve burunları ise genişçe.
- Koreliyi pahalı, gösterişli ve şık giyimleriyle, Çinliyi ise paspalca kılık kıyafetleriyle ayırt etmek mümkün.
Çin ile uzun yıllardır ticaret yapan bir şirket yöneticisine göre, “Bir Çinliyi Koreli ile karıştırmak, ona karşı büyük bir saygısızlık ve hakaret” sayılıyor.
Bu yüzden ülkücü dayağından kurtulmuş da olsalar Çinliler, Koreliler ile karıştırıldıkları için ziyadesiyle mutsuz ve huzursuzmuş.
Uygur kardeşlerimize yaptıklarının karşılığı olarak bu “ceza” onlara “Yetmez ama evet!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Küçükpazarlı Kemal 17 Mart 2024
Vakıa vakası! 10 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları