Para politikalarının mucidi ünlü ekonomist Milton Friedman (1912-2006) sanki bizimki için söylemiş:
“Bir hükümet, bazen bir sorunu çözmeye kalkınca o sorun daha da büyük bir sorun haline gelir!”
Konumuz türban, imam hatipler veya YÖK değil, “iyi hükümet etmek”! Bu kavramın da “demokrasi” gibi Türkçesi yok, İngilizce “good governance” deniyor. Türkçeye “iyi yönetişim” diye de çevriliyor. Kavramı ilk kullanan ve uluslararası belgelere sokan ise Dünya Bankası.
Belli ki AKP liderinin danışmanları atladılar: Birçok uluslararası belgeye AKP vekil çoğunluklu bir heyet TBMM imzası ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri adına “iyi yönetişim” onayı vermişti.
***
“İyi yönetişim”, “temayül yoklaması” gibi bir deyim benzeri duruyor. Ama değil. Bu yüzden bu deyim yerine “iyi hükümet etmek” söz kalıbı ile kullanılıyor.
***
“İyi hükümet etme”yi aslında yalnız halk değil, iktidarlar da ister. Tüm sorun “İyi nedir?” de düğümleniyor.
“İyi hükümet etme”nin elbette binbir tanımı var.
AKP iktidarını etkileyecek en yerinde tanım, “Halkın, sürekli hayır duasını alarak hükümet etmek” olabilir ve “sürekli dua alma” aşkı aşırıya varabilir ve “etkinlik” dozu kaçabilir. Efsanevi Amerikan başkanlarından Henry Truman’ın teşhisi şudur:
“Bir hükümet etkin olmanın sınırlarını zorlarsa o zaman diktatörlük başgösterir!” (Quatations, Penguin Dictionary, London 1986, s: 115)
Siz böyle bir musibete “Avrupa Birliği kızar, Trump kıskanır, Sağduyulu yurttaşlar üzülür” diye düşünür veya sonunda Anayasa Mahkememiz sürpriz bir tavır koyacağına inanabilirsiz.
Doğru. İktidarımız Türkiye Yüzyılı’na leke düşmesin diye belki diktatör olmaz. Ama pekâlâ, “diktatörce” davranabilir. Son yıllarda zuhur eden tüm belirtiler alamettir.
Şaşırmayın lütfen.
Bu bizim AKP seçim bildirgesine “sınırlı iktidarlardan yana” olduğunu ilan etmişti:
“Siyasal otorite toplumdaki otorite türlerinden sadece birisidir. Ve etkinlik alanı toplumdaki otorite türlerinin etki alanının sınırına gelince durmalıdır!” (Muhafazakâr Demokrasi-Ak Parti, sayfa 28.)
***
İktidarın ruhunda “takiye” var, huylu huyundan vazgeçecek değil.
Geri püskürtmeyi, sandıkta halkın yapması şart. Sandık her derdin şifası.
Kararmaya, sararmaya, morarmaya yüz tutan “ak iktidarın” suyu iyice ısınıyor: Parti içinden, adalet-Emniyet bürokrasisinden, CHP lideri ile “gerçek gazete ve gazetecilere” sızan “sırlar”daki patlama bunun şaşmaz kanıtı.
Kışı yaşıyoruz. Doğa yasası şaşmaz, kışın sonu bahar...