Adnan Dinçer

İroni

07 Ağustos 2019 Çarşamba

Sezon başında yurtdışından futbolcu alma yarışına giren kulüplerimiz, Yusuf Yazıcı’nın Lille transferi ile teselli buldular. Cengiz, Yusuf, Ozan kendi imalatımız. Övünebiliriz. Geçmişte rahmetli Metin Oktay, Palermo’ya transfer olduğunda yer yerinden oynamıştı. Özellikle ilk hazırlık maçında iki golü de onun atması ülkemizde bayram havası yaratmıştı. Daha sonra Can Bartu, Fiorentina’ya giderek ağabeyleri Bülent Eken ve Şükrü Gülesin’in Çizme’deki itibarlarını güçlendirdiler. Ayrıca Lefter’in de Fransa’da oynadığını unutmamamız lazım.
Her işimizde birilerinden ve bir şeylerden izin alma özelliğimizi bırakmıyoruz. Bazen özgüven eksikliği nedeniyle sözlerden etkilenen bizler, bir anda sabırsız ve sert çıkışlarla yanlış yapıyoruz. Açıkçası ya abartıyoruz ya da yerin dibine sokuyoruz. Gençlerimizin ötesinde çok acil biçimde teknik adam transferinde kendimizi batıya karşı kabul ettiremezsek futbolda başarılı olduğumuzu söylemek zorlaşır. Cenk, Cengiz, Yusuf, Ozan çok hak ederek giderlerken bu işin başarısını sadece menajerlere mâl etmeyelim. Neden teknik adam gönderemedik? Ya da gidenler neden bizi iyi temsil etmediler? Güvensizlik yaşadık. Tercih edilmedik.
Avrupa Antrenörler Birliği’ne üye olmamız için ciddi çabalarımla TFF Başkanını ikna ederek Fevzi Aydın’ın katkısını çoktan unuttuk. Sakın geçmişten konuşup bugünü önemsemediğimi sanmayın. Hazırlık karşılaşmalarında Beşiktaş’ın gol atamaması veya F.Bahçe’nin umutsuzluk veren “çok gollü” yenilgileri iyi işaretler değil. Kimileri her ne kadar gollerin üzerinde durmuyorum dese de, futbol goller için oynanan bir oyundur. Türk futbolunun acilen ciddi olarak ele alınıp kulüplerin UEFA’ya tosladığı sıkıntı giderilse dahi, nedenleri üzerinde durulmalıdır. Vahşi kapitalizmin futbol sömürüsüne boyun eğen futbolumuz ve kulüpler olağanüstü gelirlere karşın yine de iflas durumuna düşüyorlarsa bu ciddi bir sorundur. Rekabet olarak futboldaki seviyemiz düşüktür. Kendi gücümüze kızamayız. Hatta yabancılarla doldurulan kadrolarımız dahi beklediğimizi veremiyor. Bunun ötesinde düşünmemiz gereken en önemli konu gelecek için sıkıntılı da olsa kendi gençlerimize ve idealist eğitmenlere sahip çıkıp futbolumuzu yarıştırma seviyesine çıkarmalıyız.
Nasılsa sonuçta bir takım şampiyon olur ve birkaç takım da küme düşer ve tekerlek böyle döner. Asıl olan Türk futboludur bunu unutmayalım!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rol çalıyorlar! 10 Aralık 2024
İddiasız derbi! 8 Aralık 2024
Temizlenme şart 6 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları