Gelecek günlerde kimse sızlanmasın! Tam 50 yıldır futbol emekçilerinin alın terini koro halinde kullandılar, ancak artık kemirecek yer kalmadı! 1973 yılından bu yana TFF’nin, Antrenörler Derneği’nin tüm seminer ile kurslarına katılan ve bana artık “duayen” dedikleri şahsımı son etkinlikte unutmaları üzücü!
Oysa bu ülkede hâlâ diplomalarını kiraya verenler varken, iki maçta teknik direktör kovmak doğalken ve de en önemlisi yönetici yerine tehditkâr tavırlar sergileyenlerin ortada dolaşması Türk futbolu için büyük tehlikedir. Oysa futbola dürüst ve kendi mecrasında hizmet etmek yeterlidir. Futbolun aracıya ihtiyacı olmadığını kabul ettiğimiz gün hızlı bir tempo ile futbolumuzu çağdaş seviyeye çıkartırız. Karşımda oturan genç menajer, biraz sohbet ettikten sonra “Utandım kusura bakmayın sizi tanımıyorum” diyerek bu işten geçiniyorsa TFF alarma geçmelidir!
Taklitçilik komik olunca eğlendirir bazen. Dozunu iyi ayarlamak lazım. Size yol gösterenlere “Yapmayın, etmeyin, olmaz” diyenlere kulak asmadan yetersiz oyuncularla, amaçsız yanlış taktiklerle takımınızı zorlarsanız elinizdeki değerleri de kaybedersiniz! Bunu hafta sonu Manchester Unitedlı yıldız Pogba’da gördük. Büyük Mourinho’nun kendisini yanlış yerde oynattığını söyleyen ünlü yıldız futbolcu sahada bitene kadar koştu ve ofansif gücünü ortaya koydu! Demek teşhis ve uygulama yanlış olmuş! Mourinho da olsa böyle! Transferde sezon başı uyarılarımızı hiçe sayanların ve hatta anlamsız futbolcuları kadrolarına katıp oynatma baskısı yaratanların iflasına ne diyelim! Kulüpler battı, ama bu hataları yapanlar da ortada!
Birçok seminerlerde gördük, kulüp yöneticileri, menajerler ve teknik adamların medya önünde bir araya gelip söyledikleri, orada kalıyor!
Dersimiz “futbol” ve “doğru oyun” olmalıdır. Bu gerçekten yola çıkan Boby Robson yıllar önce birlikte bulunduğumuz süreçte kavga verdiği ve “sir” unvanı aldığı ülkesinde futbolu değiştirdi! Onun planlamasına sadık kalınınca endüstriyel yapı ön planda olsa da İngiltere “futbolun beşiği” unvanını yakaladı.
Geçmiş süreçte Piontek ve Derwall’in yaşına bakılmadan ülkemizde görev almaları bizlere yararlı olmuştur! O sürecin kişileri olarak hâlâ futbolumuzu yönetenlerin suskunlukları sadece transferde bozulmamalıdır. Tabulara önem vermeyin! Futbol kendini geliştiren gençleri ile enternasyonel bir oyun olmayı aşmış ve ihtiyaç olmuştur. Bu belki Mars’a da böyle taşınacakır. Çünkü top yuvarlaktır! O halde var olup tecrübe, bilgi ve yönlendirmelerinden yararlanacak insanların ölmesini beklemek niye?
Beşikten mezara giden süreçte hepimizin sevdiği futbola hizmet eden ve gelişmesi için hayatını hiçe sayanlara saygılı olmak ve kendi gerçeklerimizi hatırlatmak yanlış olamaz! Kürsüde olmaları gereken değerlerin önemsenmediği, hukuka takılan futbolcu- kulüp anlaşmazlıklarının magazin boyutuna geçişine hâlâ mı göz yumacağız? Bunu anlamak olası değildir.
Birçok meslektaş ve futbol yöneticisinin gerçek sorunu söylemekten çekindikleri gerçek ekonomik olsa da önümüzde bir şans vardır ve mecburiyettir! Kendi futbolumuza dönelim, sahiplenelim, eğitelim ve gelecek kuşakları alkışa hazır olalım. Sadece Cengiz Ünder ve Ozan Kabak’lar yetmez!
Çünkü futbola ihtiyacımız var ve bu iş gerçek genç düşünceler ve tavizsiz uygulamalarla olur! Fikir ve vizyonu sadece küçük halı sahalarda kendine terk edilmişliğe bırakmayalım!