Böyle diktatörlük olur mu? - II
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

Böyle diktatörlük olur mu? - II

02.10.2022 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Geçen pazar yayımlanan “Böyle Diktatörlük Olur mu?” başlıklı yazım çok ses getirdi. Yazıda, 1924 Anayasası tasarısında cumhurbaşkanına gerektiğinde Meclis’in feshedilip seçimlere götürmesi ve Meclis’te kabul edilen kanunların veto edilmesiyle ilgili yetkilere karşı Mahmut Esat Bozkurt ve Şükrü Saracoğlu’nun muhalefet edip karşı duruşları anlatılmıştı.

Atatürk, bu genç milletvekillerini dinledi, notlar aldı, sonunda kendisinin de desteklediği bu iki önemli maddeden vazgeçti. 

Bu nedenle yazı, “Bu nasıl diktatör? Böyle diktatör olur mu? Yapılan itirazlar üzerine, kendisine verilmek istenen yetkilerden vazgeçen diktatör görülmüş müdür? Atatürk diktatör değil, tam bir devrimci, akıl ve bilime inanan bir önderdi” diyerek bitiyordu.

Sosyal medyada yoğun olarak paylaşılan yazı ile birlikte “Dr. Reşit Galip’i unutmayalım” uyarıları aldım.

Bu nedenle, bu hafta “Böyle Diktatörlük Olur mu?-II” yazısıyla Dr. Reşit Galip’i anacağız.

AYDINLANMA DEVRİMCİSİ

Dr. Reşit Galip, yine bu sayfada yer alan özgeçmişinden de anlaşılacağı gibi Aydınlanma devrimlerini benimseyen, gerçek cumhuriyetçi bir kişiliğe sahipti.

Bir gece Dolmabahçe’de, Atatürk’ün sofrasında, eğitim konuları konuşuluyordu. Dr. Reşit Galip o sırada Halkevlerinin sahneye koyduğu piyeslerde kadın rolleri için Ankara Kız Lisesi’nden, kendi arzu ve istemiyle seçilen öğretmenlere Milli Eğitim Bakanı Esat Bey’in (Sagay) izin vermediğini belirterek sert eleştiride bulundu ve “Kadın konusu inkılabın en önemli konusudur” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Esat Bey (1874-1938) Atatürk’ün Harp Okulu’ndan hocasıydı ve Bursa milletvekiliydi. Atatürk, hocası Esat Bey’e saygı duyuyordu.

Atatürk’ün karşısında konuşan Dr. Reşit Galip, henüz 39 yaşındaydı ve gençlik heyecanını frenleyemiyordu. Atatürk, hem hocası hem de kendi Milli Eğitim Bakanını korumak amacıyla bu konunun uzatılmamasını istedi.

‘SİZİ DE ELEŞTİRİRİM’

Reşit Galip, “Bu inkılap ve düşünce konusudur, düşüncemizi söylememiz gerekir” diye yanıt verdi.

Atatürk soğukkanlılıkla, “Merak etmeyin, her şey düzelecek” diyerek Dr. Reşit Galip’i yatıştırmak istedi. Ancak Reşit Galip konuşmasını sürdürüyordu. Bir ara Reşit Galip, “Devrimci devrimcidir. İnsanlar bir yaştan sonra ister istemez tutucu olurlar. Meclis’te bunca genç, bakanlık yapacak yetenekte kişiler varken böyle yaşlı kişileri Milli Eğitim Bakanı yapmak hatadır” dedi.

Atatürk, Reşit Galip’i çok severdi. Zekâsını, çalışma gücünü, inkılapçılığını, vatanseverliğini takdir ediyordu, onu kırmak istemiyordu. “Sizi bir kere daha sabır ve sükûna davet ederim. Arzularınız olacaktır” dedi.

Dr. Reşit Galip, “Devrimleri korumak için sizden izin istemem. Bu konuda sizi de eleştiririm” diye yanıt verdi.

Dr. Reşit Galip o kadar doluydu ki iradesine egemen olamıyor, şikâyet oklarını birbiri ardından, bir yaylım ateş gibi açıklıyordu. Sofra ve oturanlar trajik bir havaya boğulmuştu, kimse nefes alamıyordu. Atatürk, üzüntülüydü, fakat soğukkanlılığını kaybetmedi. Sakin ve hoşgörülü bir tavırla:

- Siz böyle konuşmakta devam ederseniz, ben size muhatap olmamakta mazurum, yoruldunuz biraz dinlenin, dedi.

‘BU SOFRA, MİLLETİN SOFRASIDIR OTURMAK BENİM DE HAKKIM’

Reşit Galip, Atatürk’ün bu sözlerine “Beni kovuyor musunuz? Burası milletin malıdır. Burası milletin sofrasıdır. Milletin işlerini görüşüyoruz. Burada oturmak benim de hakkımdır” diye yanıt verdi.

Sofradakiler merakla durumu izliyorlardı. Atatürk şimdi ne yapacaktı? Diktatörler böyle olaylarda ne yaparlardı?...

Herkesin hayretleri içinde Atatürk, koltuğunu geriye itti… Ayağa kalktı ve “O halde sofrayı terk etmek bize düşüyor” dedi ve sofrayı bırakarak odasına çekildi. Yemek masası tatsız bir biçimde dağılmıştı.

PENCERE KENARINA ÇEKİLİŞ

Sofrada yalnız kalan Reşit Galip, denize karşı bir pencerenin yanına oturdu. Atatürk, yatak odasına çekilmiş, misafirler gitmişlerdi. Reşit Galip sabaha kadar pencere kenarında kaldıktan sonra, sabah Ankara’ya gitmek üzere Dolmabahçe Sarayı’ndan ayrılmıştı.

(Reşit Galip)

‘PARASI YOK AMA KARAKTERİ VAR’

Atatürk, uyanınca Dr. Reşit Galip’i sordu. Tüm gece pencere kenarında kaldığını anlattılar. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu, “Reşit Galip’in yeterli parası olmadığını Ankara’ya dönmek için bir miktar ödünç para istediğini, bu nedenle kendisine 25 lira verdiğini” belirtti. Atatürk bunu duyunca çok üzülmüştü, Tevfik Bey’e:

“İnsan bu durumda bulunan arkadaşına 25 lira mı verir? Hiç değilse benim hesabımdan birkaç yüz lira vermeliydin” diye çıkıştı. Ardından “Adamın parası yok ama karakterinden ödün vermiyor... Parası olmasa da yüreği var” dedi.

Reşit Galip daha sonra, Ankara’dan Atatürk’e yazdığı uzun bir mektupla affını istemişti. Eşsiz lider, mektubu ilgiyle okumuş ve “Nedir, bir kabahati mi var ki?” demişti.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI OLUYOR

Kısa bir süre sonra Atatürk, bir gece Doktor Reşit Galip’i Çankaya Köşkü’ne davet ederek ilgi gösterdi. O sırada görevinden istifa eden Esat Mehmet (Sagay) Bey yerine 19 Eylül 1932’de Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildi.

Şimdi aynı soruyu soruyoruz.

Böyle diktatör olur mu?

Kendisine karşı çıkan bir kişiyi birkaç ay sonra Milli Eğitim Bakanı yapar mı?

Tekrar ediyoruz. Bu tarihi gerçekleri bugünün politikacılarına bir ders olması için yazdık. Ancak ders alırlar mı? n

DR. REŞİT GALİP KİMDİR?

1893 yılında Rodos’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Rodos’ta tamamladı. Adanın İtalyanlar tarafından işgali üzerine kardeşi Hüseyin Ragıp ile birlikte kayıkla Marmaris’e oradan Aydın ve İzmir’e geçti. Liseyi İzmir’de okudu. 

Tıbbiye öğrencisi iken arkadaşları için “Hakikat” gazetesi adlı bir gazete ve “Sivrisinek” adlı karikatür dergisi çıkardı. Gönüllü olarak Balkan Savaşı’na katıldı, yaralandı. I. Dünya Savaşı’na da gönüllü olarak katıldı.

Sakarya Savaşı’ndan sonra Ankara’da Sağlık Bakanlığı’nda daire başkanlığına getirildi. 

Mart 1923 yılında doktorluk yaptığı Mersin’e gelen Atatürk’ün karşısında yaptığı konuşma ile Mustafa Kemal’i etkiledi, iki yıl sonra onun önerisiyle milletvekilliğine aday gösterildi ve Aydın milletvekili seçildi: Şeyh Sait İsyanı sırasında, Ali Çetinkaya başkanlığındaki Ankara İstiklal Mahkemesi’nde üye olarak görev yaptı. 

III. ve IV. dönemlerde de Aydın milletvekilliği yapan Reşit Galip, Harf Devrimi hazırlıklarının yapıldığı 1928 Ağustos ayında Cumhuriyet gazetesinde şunları yazıyordu:

“Milli Mücadele deyimini yalnız askeri hareketler dönemine ait saymak doğru değildir. Lozan Barışı, saltanatın ve hilafetin kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı, mahkemelerin birleştirilmesi, medreselerin, tekkelerin kapatılması, fesin atılması, Türk Medeni Kanunu’nun kabulü, bütün bunlar, Milli Mücadele’nin askeri zaferimiz kadar başarılı aşamalarıdır. Eski harflerde dini bir değer ve nitelik görmek isteyenler cahil değilseler, mutlaka azılı gericilerdir.”

Halkevlerinin kurulmasında etkin rol aldı. Sonradan Türk Dil Kurumu’na dönüşecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti içinde de yer aldı ve bu cemiyetin çıkardığı “Öz Dilimiz” dergisinin başyazarlığını üstlendi.

Reşit Galip, 19 Eylül 1932’de Milli Eğitim Bakanlığı’na atandı. 26 Eylül 1932’de açılışı yapılan Türk Dil Kurumu’nun başkanlık görevini üstlendi.

Bakanlığı sırasında ilkokuldan başlayarak öğrencilere Atatürk ilkelerine bağlılık ruhu aşılamaya yönelen Reşit Galip, Cumhuriyet 10. yılını doldururken 23 Nisan 1933 sabahı çocuklarına kendi yazdığı bir andı okutmuş ve o gün Çocuk Haftası’nı açış konuşmasında da bu metni tekrar etmişti. Öğrenci Andı olarak bilinen metin, bu konuşmanın ardından bakanlıkça yayımlanan bir genelge ile Cumhuriyetin 10. yılından başlayarak okullarda sürekli hep bir ağızdan okutulmuştur.

Dünyanın sayılı müzeleri arasına giren Anadolu Medeniyetleri Müzesi, onun bakanlığı döneminde tasarlandı. Milli bir müze kurulmasının yanı sıra Milli Kütüphane ile İlimler ve Sanatlar Akademisi’nin kurulması da onun bakanlığı döneminde kararlaştırılmıştı.

Bakanlığı dönemindeki en büyük dönüşüm, 1933 yılındaki “Üniversite Reformu”dur. İstanbul Darülfünunu’nun çağdaş bir üniversiteye dönüştürülmesi kararı 1931’de verilmişti. Kararın uygulaması Reşit Galip’in bakanlığı sırasında gerçekleştirildi. Kadro oluşturulurken Nazi Almanyası’ndan kaçan Alman bilim insanlarına yer verildi. İstanbul Üniversitesi’nin gerçek bir bilim merkezi olmasını sağladı.

Gerçek bir Atatürkçü olan Reşit Galip, Aydınlanma devrimleri yoluna daha çok hizmet edeceği bir yaşta, 5 Mart 1934’te, 41 yaşında yaşamını yitirdi.

REŞİT GALİP TARAFINDAN YAZILAN “ANDIMIZ”:

“Türküm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam: Küçüklerimi korumak 

              büyüklerimi saymak;

Yurdumu, halkımı özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.”

KAYNAKLAR

  • Kâzım Özalp, “Özalp, Atatürk’ü Anlatıyor”, Milliyet gazetesi, Sayı: 7902, 21 Kasım 1969, s. 7.
  • Hasan Rıza Soyak, Doğumundan Cumhuriyetin İlanına Kadar Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri, Hayat Yayınları, İstanbul 1964, s. 29-31; Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, Cilt: 1, Yapı Kredi Bankası Yayınları, İstanbul 1973, s. 21-23.
  • Ali Kılıç “Kılıç Ali Hatıralarını Anlatıyor”, Milliyet, 7 Mart 1952, s. 1-7; Hulusi Turgut (Der.), Atatürk’ün Sırdaşı-Kılıç Ali’nin Anıları, İş Bankası, 2005.
  • Yener Oruç, Atatürk’ün Fikri Fedaisi: Dr. Reşit Galip, Gürer Yayınları, 2007.
  • Namık Kemal Zeybek, Ateşten Adamlar- Türk Devrimini’nin Öncü Savaşımcıları, Doğan Kitap, 2022, s. 25-30.

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023

İlgili Haberler