Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

07.08.2024 07:54
Güncellenme:
Takip Et:

2006 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nin ünlü reklam filminde tüm yurttaşlara tarihi bir uyarı ve çağrıda bulunuldu: “Tehlikenin farkında mısınız? Cumhuriyet’inize sahip çıkın!”

Bir yıl sonrasında bu reklam filminin devamında ülkemizin saatlerinin yüzyıl geriye alınmak üzere olduğu da belirtilerek bu tarihi çağrı bir kez daha tekrarlandı: “Cumhuriyet’inize sahip çıkın!”

Sonrasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde cumhuriyet kadınının yok edildiği vurgulanıp bu tarihi çağrı önüne “artık” zarfı da eklenerek yine tekrarlandı: “Artık Cumhuriyet’inize sahip çıkın!”

İlk reklam filminin üzerinden 18 yıl geçti. Artık cumhuriyetimizin yüzüncü yılını yaşıyoruz ve yüzüncü yılındaki cumhuriyetimize sahip çıkıp çıkmadığımızı derhal yanıtlamak zorundayız. Çünkü yüzüncü yılındaki cumhuriyetimiz, cumhuriyet düşmanlarının elinde can çekişiyor!

***

İnsanlara, doğup büyüdükleri ailelerinin, sokaklarının, mahallelerinin, kentlerinin, kısacası tüm bir yaşam çevresinin içindeki birkaç seçenekten ibaret yaşamların dışında başka bir hayat yaşama olanağını sunan cumhuriyetimize on yıllardır hakkıyla sahip çıkmadık, çıkamadık!

Cumhuriyetimizi, toplumsal yaşam alanlarımızın her geçen gün artan bir bölümünü ele geçiren gericiliğin insafına bıraktık. Cumhuriyet kavramımızı onu Osmanlı monarşisinin yerine geçen basit bir rejim değişikliği olarak gören zihinlerde kirlettik. Cumhuriyet ilkelerini anlamsız ve verimsiz tartışmalar içinde boğduk.

18 yıl önce tehlikenin farkında mısınız derken bizlere bağır bağır, ne tehlikesi! diye kızanlara soralım şimdi: Gördünüz mü tehlikeyi?

Abant’ta ülke sorunlarımızı bizler için çözümleyiveren sözde entelektüellerimize de soralım: Sırf egolarınızı tatmin etmek için nelerinizi bıraktınız o masalarda?

Yetmez ama evet diyen pek bir sol, pek bir duyarlı, pek bir uzgörülü yazarlarımıza ve şarkıcılarımıza da soralım elbette: Yetti mi bu kadarı?

***

Bugün, cumhuriyetimiz hiç de kesin başarılmış bir devrim olarak nefes alıp vermiyor. Ülkemizin üzerine cumhuriyetimizi yıkmak isteyen kara bulutlar çökmüş halde. Anayasayı, yasaları, hakları tanımayan, yasallık zeminini hiçbir şekilde gözetmeyen, en temel hak olan yaşam hakkını bile hiçe sayan ve devrimin gözbebeği TBMM’yi köpek katili yapacak kadar ileri giden bir güç odağı var karşımızda.

Cumhuriyetimizin düşmanları, yıllarca cumhuriyete ilişkin her ilkenin, her değerin, her kavramın içini boşaltarak devasa bir güce ulaştılar. Anayasaya karşı çıkmayı normalleştirdiler, öyle ki artık usulsüzlükler içinde yapılan seçimlere bile tahammülleri yok! Ellerinden gelse, seçme ve seçilme hakkını da kaldıracaklar. Nitekim karşıdevrim destekçilerinden birinin “CHP yüzde 90 oy da alsa iktidar olamaz” sözlerini asla talihsiz bir açıklama olarak görme ahmaklığına düşemeyiz artık. Bakınız, Anayasa Mahkemesinin internet sitesi kapatılıyor, üzerinde daha yetkili hiçbir hukuki merciinin olmadığı Anayasa Mahkemesine gözdağı veriliyor ve Anayasa Mahkemesi bile buna ses çıkarmıyor, çıkaramıyor!

Artık tehlikenin farkında olup olmamızın hiçbir önemi yok; çünkü artık tehlikenin içinde, içinin en dibindeyiz! Ve tehlikenin en dibindeyken bile Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onu var eden devrimin de zannettiğimizden ne denli daha güçlü olduğunu fark ediyoruz şimdi.

Fark ediyoruz, çünkü cumhuriyetin ne demek olduğunu yeniden anlıyoruz. Onun Osmanlı monarşisinin yerini alan basit bir rejim değişikliği değil çok daha uzun bir tarihin parçası olduğunu, bir rejimden çok daha ötesi olan ilkeler ve değerler bütünü olduğunu ve her şeyden önce Türkiye için devrimin en büyük eseri olduğunu şimdi yeniden anlıyoruz. Çünkü şimdimizde, cumhuriyet düşmanlarının ilk kez bu denli güç sahibi olduklarını gören gözlerimiz cumhuriyetimizin posasının bile ne denli güçlü olduğunu da görüyor! Ve tüm cumhuriyet düşmanları da korka korka bunu görmeye başlıyor artık.

***

Cumhuriyet yıkılamaz! Çünkü cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024