Kendinizi 'Serkan Vefa Damar'ın yerine koyun...

Kendinizi 'Serkan Vefa Damar'ın yerine koyun...

19.09.2024 08:00
Güncellenme:
Takip Et:

Lütfen kendinizi 40-45 yaşlarında, ülkesini seven, normal bir işi ve 8 ile 12 yaşında iki çocuğu olan bir vatandaşımızın yerine koyun ve son iki haftada neler hissettiğini bir düşünün. Bu vatandaşımızın adı diyelim, “Serkan Vefa Damar” olsun…

Kadın cinayetlerinin, maganda saldırılarının, hayvanlara yapılan işkencelerin, katliamların giderek artan bir kanamalı yaraya dönüştüğü ülkemizde, bir de üstüne hukuk önünde faillerin çok kısa bir süre sonra salıverilmeleri, katıksız bir hümanist ve hayvansever olan Serkan’a rahatsız ötesi durumlar yaşatıyor. Bütün bunlara bir de artık hepimizin küçük kızı haline gelen Narin eklendi. Ölü bedeninin bulunmasının üstünden 10 gün geçti. O köyün alçak sessizliği hepimizin kanını donduruyor. Küçücük bir kız çocuğuna karşı örgütlenen bir aile, bir mahalle, bir köy... Feodal bir amca, muhtar, aile reisi, belki anne belki yenge belki kardeş, ne derseniz deyin halkın gözünde sonsuza dek affedilmeyecek, insan müsveddesi olarak bile kabul edilemeyecek artıklardan söz ediyoruz. Olay hakkında dinlediğimiz her detay, ruhumuzu daha çok yok ediyor. Her gün iş yerinde veya evinde itirafları, bulguları, tahminleri takip eden Serkan da aynı durumda… “Benzer yaşlarda olan kızım bu olaylardan nasıl etkilenecek?” sorusunu kendine yönelttikçe, içi kararıyor. 

Sonra akşamları, Serkan bu sefer günlerdir üst üste dinlediği sinir bozucu siyasi haberlerin bir türlü değişip çözülemediğini görüp daha da kahroluyor. Ekrandan dökülen her haber her söz ayrı ayrı Serkan’ı deli edecek cinsten! Cumhuriyet’in ordusunda Genelkurmay Başkanlığı yapmış Hulusi Akar isimli zat, “Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmaktır” diyebilecek kadar geçmişini, sıfatlarını ve hatta sade Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliğini unutabiliyor. Atatürk’e ve onun mirası olan değerlere karşı tartışmasız sunması gereken saygıyı birilerine yaranmak için gözden çıkarma cüretini gösterebilmiş! Kulaklarına inanamayan Serkan, bir sonraki haberde de Altılı Masa’ya karşı elini güçlendirmek isteyen Tayyip Erdoğan’ın kendi ittifakına çekmeye kendini mecbur hissedip Cumhur İttifakı’na aldığı HÜDA-PAR liderinin küstahça “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim, buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar (…) Anayasa’da değiştirilemez dediğiniz maddeler olmaması demek, bütün o değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasa’nın 4’üncü maddesine karşıyız, tamam mı? Anladınız mı? 4’üncü madde olmasın. 4’üncü madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum.” sözlerinin odasında yankılandığına şahit oluyor… Bir yandan Özgür Özel, Devlet Bahçeli’nin yaşadığı çelişkileri onun gözüne sokuyor: “Seçim zamanı susturdular, dört vekil al otur aşağı dediler, milliyetçi muhafazakâr diyenler… Bahçeli’yi soruyorum; sen bu HÜDA-PAR’a ne diyorsun? Kimler kimlerle beraber?” Bu arada CHP’nin tepkilerini susturmak için hemen DEM Partisi’nin yaşattığı benzer açmazlar öne sürülüyor. Serkan bir yandan “Burası hâlâ Türkiye mi, bunlara dur diyen bir Cumhuriyet Başsavcısı veya Anayasa Mahkemesi çıkmayacak mı? Cumhuriyetimizi sorgulamak, aşağılamaya çalışmak, bu kadar kolay mı? Bu rezaletler daha nerelere kadar bize zaman ve huzur kaybettirecek” diye kendi kendine soruyor, diğer yandan da böyle bir zaman diliminde neredeyse tüm yetişkinlik yıllarını geçirmeye mahkum kalmış olmasına lanet ediyor… 

Serkan aile geçindirmeye mecbur olduğu için, dedikodulardan ve ihbarlardan uzak yalnız işini yapıp eve para getirmek istiyor. Bu nedenle hiçbir partiye üye değil. Ama ana muhalefet partisinin hamlelerine karşı bir umut besliyor. Umut, fakirin ekmeği! Siyasetin artık kendisine, çekirdek ailesine, bütün akrabalarına, komşularına, tüm Türkiye’ye yeni kapılar açmasını istiyor. Eve et alırken depresyona girmeyeceği, çocuklarının okul masraflarından korkmayacağı, onlara veya yeğenlerine bayramlarda hediye alamama utancını bir daha yaşamayacağı, kendisinden daha kötü durumda olup aç gezen milyonların yarattığı kolektif suçluluk duygusunun yaşanmayacağı bir ülke talep ediyor!  Bazen “Acaba çok şey mi istiyorum, yoksa çok mu safım?” diye tavana bakarak uyurken rüyalar ve kabuslar arası düşünceler karışıyor kafasına… 

Ertesi gün haberlerde bu sefer CHP’de olan biteni izliyor. Ne işe yaradığını tam anlamadığı ve takip edemediği “Değişim Kurultayı”nın ardından medyaya yansıyan görüntüler, yorumlar ve dedikodular, Genel Başkan Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun her birinin farklı hamleler peşinde olduğu bir satranç oynamakta olduklarını gösteriyorlar. Vatandaşımız Serkan, “Kim konuştu, kim konuşmadı, kime önce söylendi, kime sonra söylendi, Kılıçdaroğlu neden gelmedi, Özel neden omuzunu Yavaş’a yasladı”, bütün bunları biliyor, anlamaya çalışıyor ama çözemiyor. Onun yaşadığı tek somut şey, havada dolaşan bulutlar. Çünkü belediye seçimlerinin ardından, genel seçimlerde de CHP kazanırsa, yaşanabilecek değişim rüzgârının heyecanı ve umutlarının üzerinde, bu açık veya kapalı tartışmalar nedeniyle irili ufaklı bulutlar geziyor. “Ya bunlar hiç düşünmüyor mu bizim tutunduğumuz incecik dalları bu şekilde kırdıklarını, yaşama olan bağlarımızı sarstıklarını?” diye içinden söylenmekten başka bir şey yapamıyor… 

Evet, ekonomi ve enflasyon, açlık, çaresizlik, tarikatlara teslim edilmek istenen eğitim, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en genç üyelerine uygulanan baskılar, bütün bunlar en hızlı şekilde bir erken seçim çağrısına dönüşürken, 2025’te yapılabilecek bir seçime Erdoğan’ın da katılacak olmasına nasıl bakması gerektiğini kestiremiyor Serkan… Öyle bir durum ki, mesela o karar kendisine bırakılsa, o gece basıp kaçar gider! 

Akşam yemeğine Serkanlara kayınbiraderi ve onun ailesi geliyor. Tatlıcının önünden geçiyor, uçan fiyatlar ancak 300 gr tadımlık baklava almasına izin veriyor. Eşi karnıyarık ve pilav yaparak durumu kurtarmışken manavdan yarım kilo da üzüm almayı başarıyor. Ve açık olan haber kanallarından aynı uğursuz sesler yankılanıyor “R.A. ve amca arasında konuşma geçmiş, ‘(Narin) tamam, henüz bende değil/daha henüz ölmemiş’ şeklinde…” Lanetler okuyarak evine yürümeye devam ediyor Serkan…

Narin’i kaybettik. Anlıyoruz ki, insanlığımızı kaybettik. Yörüngemizi kaybettik. En değer verdiğimiz kurumlara olan güvenimizi kaybettik. Geleceğimizi toptan kaybetmemek için uğraşırken halkımız, yani milyonlarca Serkan Vefa Damar, Ayşe Ünlü, Tevfik Düzgün, Atanas Panayotidi, Saliha Yalçın… Cumhuriyet Halk Partisi’nin zirvesinde gördüğü değerli siyasetçilerden tek şey rica ediyorlar: Lütfen her gün her saniye her hareketinizin ve mimiğinizin sizden umut beslemek isteyen milyonlar tarafından takip edildiğini unutmayın ve Mustafa Kemal’in halkını, size verilebilecek her sıfattan daha çok sevin!

 

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025