En kolay maçına çıkıyor Mustafa Denizli, Kasımpaşa karşısında... Zira kaybederse ‘Eee adam bir maçta ne yapsın ki’ kredisi girecek devreye, kazanırsa ‘Gelir gelmez farkını belli etti’ denecek. Ama aslında beklenen sadece bir ışık bu 90 dakikadan: ‘Evet, var bu işin devamı’ dedirtecek bir umut. Galatasaray, diziliş olarak 4-2-3-1’ini koruyor Denizli yönetiminde. Beklerde Balta ve Sabri, göbekte Emre Çolak tercihiyle güncellenmiş olarak. İki taraf adına da oyunun ortaya sıkıştığı bir tablo var ilk 10 dakikada. 13’te Burak, Podolski’nin asistiyle kilidi golle açıyor. Normal şartlarda Sarı - Kırmızılıların rahatlaması, oyunun hakimiyetini ele geçirmesi gereken dönüm noktası olmalı bu.
Onun yerine sanki golü atan Kasımpaşa’ymış gibi bir tablo yansıyor sahaya. Zira doğruları peş peşe yapan, beklerini ileri çıkartarak oyunu G.Saray’ın sahasına yığan, akıllı paslarla rakibinin üzerinde baskı kuran onlar oluyor. 26’da Muslera’nın hatalı çıkışıyla Ryan Donk’un direkten dönen (ki gol olma ihtimali de var) topunun ardından 32’de Eren’in Muslera’dan dönen meşin yuvarlağını Hakan’ın tamamlamasıyla golü buluyorlar. İkinci yarıda Emre - Rodriguez değişikliğiyle ‘tazelenen’ G.Saray; 51’de Selçuk, Semih, Podolski’yle 3 kez peş peşe denediği golü Balta’yla buluyor. Ama golün etkisi yine aynı! Rıza hocanın 2 akıllı değişikliğinin de etkisiyle rahatlayan Kasımpaşa oluyor. Gayet güvenle G.Saray’ın sahasına ‘kuruluyorlar.’ Bol pas, baskı ve karşılarında pek de aklı sahada olmayan bir 11’e karşı istedikleri oyunu oynuyor, 69’da Scarione’yle denedikleri net pozisyonun ardından 78’de neredeyse tüm G.Saraylı futbolcuların arasından Titi’yle ‘göstere göstere’ golü atıyorlar.
81, G.Saray’ın 51’deki golden sonra rakip ceza sahasına ilk gittiği dakika. Maç boyunca yapmadıklarını son 5 dakikaya sığdırmaya çalışıyorlar ama son ‘baskı’ pek fayda etmiyor. Son düdük, Akhisar’ı 3., G.Saray’ı biraz daha umutsuz kılıyor.