Ey savaş isteyen zavallı kardeşim:
Savaş naraları atan...
Savaş tamtamları çalan...
Savaşa çanak tutan...
Savaşı alkışlayan...
Savaşı alkışlatan...
Savaş üzerinden para kazanmaya çalışan...
Savaş üzerinden siyasal rant devşirmeye çalışan...
Savaş üzerinden başkalarının çocuklarıyla kahramanlık taslayan...
Savaş üzerinden 90 yıllık Cumhuriyetin bütün kazanımlarını tehlikeye atan...
Savaş üzerinden 70 küsur milyon kişinin hayatını hiçe sayan...
Kulağı sağır, gözü kör, vicdanı mühürlü kardeşim...
Sana söylüyorum iyi dinle!

***

Komşuyla savaş, bilgisayar başında oturup düşmana bomba yağdırmaya benzemez...
Komşuyla savaş, çekirdek çıtlatarak izlediğin aksiyon dizisi ya da dünyanın öbür ucundaki askeri bir harekât gibi, ekrandan seyredilmez...
Komşuyla savaş, sıcak evinde, keyifle çayını, kahveni, içkini yudumlarken çerez atıştırarak oynadığın bilgisayar oyunu değildir...
Komşuyla savaş, sinemada, arkadaşınla, ailenle, sevgilinle veya tek başına izlediğin ve kahramanların daima zafere ulaştığı bir Görevimiz Tehlike filmi değildir...
Komşuyla savaş, bütün varını yoğunu elinden alan, ruhunu ve bedenini yok eden, sevdiklerine de sana da ölüm getiren bir gerçekliktir!

***

Savaş, hele hele Ortadoğu gibi artık cehenneme dönüşmüş bir bataklıkta komşuyla savaş, intihar bombacısı olmak anlamına gelir.
Saraylarda, korumalı duvarlar arkasında, dalkavuklarla düşüp kalkarak, uluslararası arenada büyük devletlerle aşık atılmaz...
Kahramanlık nutuklarıyla, sağa sola efelenmekle, dünya jeopolitiğinde söz sahibi olunmaz...
Milyonlarca mülteciye tampon olman için, yüzüne gülenlere, sahte övgülere, önüne atılan 3 milyar Avroluk kırıntılara kanıp da kendini dev aynasında görme!

***

Hiç unutma:
Savaş ölümdür...
Herkesten önce de senin ölümün!