Ercan Yeşilyurt

Gizli İşler

29 Aralık 2013 Pazar

Eskiden yani Kenan Evren ülkeyi kurtarmadan önce solculuk, hırsızlık ve zamparalık gizli yapılırdı. Üçü de tehlikeliydi. Sonuçları ağır yaptırımlara tabiydi. Solculuk bilindiği gibi vatana ihanet sayılırdı. Hırsızlık yakalanıldığında aşağılık ve ayıp sayılırdı. Zamparalık ki yakalanan için aile facialarına yol açar; eğer yapan kadınsa cinayetle sonuçlanabilirdi. Solculuk dışında kalanlar toplumda hoş karşılanmaz, ayıplanır ve giderek bunları yapanlar dışlanırdı.
Sonra devir değişti. Bu işler yavaş yavaş hoş görülmeye başlandı. Artık yapana helal olsun denilir oldu. Çünkü toplum değişmişti. Yeni zenginler türemiş ve bununla birlikte ahlak anlayışı ve toplumsal değerler duruma ayak uydurmuştu. Artık paranın gücüyle yapılan her şey mubahtı. Seviyeli birliktelikler ve beraberlikler gazete ve televizyonlarda program konusu olmuştu ve en çok onlar seyrediliyordu. Bu işler üstelik özgürlüklerin ve demokrasinin göstergesi sayılıyordu. Özal’la başlayan bu gelişme AKP ile tavan yapmıştı. O kadar ölçüyü kaçırmışlardı ki, bunlar aynı zamanda inançlı insanlardı. Ne olur ne olmaz diye bu zengin hatunlar hac ve umre seferleri organize etmeye başladılar. Çünkü farkına vardılar ki yaptıkları işlerin çoğu günahtı. Bu günahlarını affettirmek için paraya dayalı ibadet veya fakir çocuklara yardım için moda defilesi gibi yardım kampanyalarına başladılar. Hayat tam bir maskeli baloya dönüştü.
Siyasi hayatta da bu maskeli balo paralel devam ediyordu. Kürt sorununda diyalog yerine silahlı müdahaleyi hızlandırırken askerde ölen fukara çocuklarının vatan için öldüklerini ve şehitlik mertebesine yükselerek cennete gideceklerini bağırıyorlardı. Ama bu siyasi kararları alanların çocuklarının hiç de cennete gitme çabası yoktu. Kürt diye bir şey yoktu ama Irak’ta kurulan adı da Kürt olan devletin tüm binalarını, asker kışlalarını, okullarını, hastanelerini, hepsini bizim zenginler yapıyordu. Kürt bölgesindeki herhangi bir bakkalda ne varsa Ankara’daki bakkalda da aynı şeyler vardı.
Sonra Doğu’da Kürt ayaklanmasına yani PKK’ye karşı siyasi kararla savaşan askerler silahlı çete kurmaktan ve darbe planlamaktan hapse atıldı. İktidar tam hâkimiyet kurdum derken, teknolojinin ne kadar geliştiğinden haberdar olmadıkları için, zenginleştikçe azanlar, gizli işlere bulaştılar. Ortaklar ne olur ne olmaz diye birbirlerini izleyip kasetlere kaydettiler. Öyle bir kamuoyu oluştu ki ülkede, çıkıp meydanlarda “Bu millet için, Allah için bu kadar çabalıyoruz, bizim uşaklar da azıcık yolunu bulmuş, ne var bunda” dese halk yaşa, varol diye alkışlayacak.
Bütün bunlara rağmen Taha Akyol “Halbuki demokratik ülkelerde de bazen yolsuzluklar ortaya çıkarılıyor, soruşturmalar açılıyor...” diyerek hem ülkemizde demokrasi olmadığını söylüyor hem de hâlâ AKP’yi savunuyor. Sırf AKP solcu değil diye.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İmran Öktem Olayı 2 Şubat 2014
Açıklık Çözer 19 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları