Ercan Yeşilyurt

İktidar Sarhoşluğu

08 Aralık 2013 Pazar

Ser, baş demektir. Serhoş, başın hoş ve keyifli olması demektir. Ama Türkçenin ses uyumu bakımından sarhoş diye kullanılır. İnsan, davranışlarını kontrol edebildiği oranda gelişmiştir. Yani fiziksel dahil tüm davranışlarını akıl süzgecinden geçirip hesaplı işler yapan tek canlıdır insan. Alkol insan davranışlarının akıl süzgecinden geçmesini önler ve bir hoşluk yaratır. Bunun adı da kontrolsüzlüktür. Bu durumu siyasi dünyaya taşırsak, kendisini her şeye hâkim sayan ve bunun çevresince de kabul gördüğünü fark eden siyasiler de ölçüyü ve kontrolü kaybeder. Bu, gücün verdiği bir sarhoşluk halidir. Fareye azıcık rakı içirmişler, “nerede ulan o kedi denen mahlûkat” diye kükremiş.
Delikanlı askerden ya da gurbetten köyüne gelmiş, anasıyla hasret gideriyor. Kadın ekmek yapmak için un elerken, oğlan da hem rakı içiyor hem de anasıyla sohbet ediyormuş. Ananın elinde elek, alta da unun döküldüğü ağaçtan yapılmış tekne var. Ana-oğul özlem giderirken oğlan “Ana şundan biraz iç” deyip rakı bardağını anasına uzatıyor ve kadın içmeyi bilmediği için bardağı su içer gibi kafasına dikiyor. Sohbet devam ederken delikanlı bakmış ki, anası unu tekneye değil bütün alana eliyor. Oğlan “Ana ne oldu? Ne yapıyorsun?” deyince kadın “Oğul bu zıkkımı bana içirdin her taraf tekne oldu” demiş. İşte başın hoş olması böyle sevimli hoşluklar da yaratır.
Siyaset dünyasında da ideolojik inanış ve yapılar böyle ölçüsüz, kontrolsüz hoşluklar yaratır. Mülkiyeliler Birliği Vakfı’nın Sadun Aren’e 80’inci yaş günü armağanı kitabında enfes bir örnek var. Sadun Aren Mülkiye’yi bitirip bir an önce halka hizmet için yanıp tutuşurken verilen eğitimin etkisiyle ideolojik bir gücün havasına kapılıyor.
Durumu şöyle ifade ediyor: “Türk olmanın gururuna öylesine şartlanmıştım ki, ben İngilizlere filan Türk olmadıkları için acıyordum.”
Sadun Aren o günlerde “Namuslu olmak yönünde genel bir şartlanma vardı” diye ülkenin o günlerine de özel bir vurgu yapıyor.
Şimdi 11 yıldır ülkeyi yöneten, ancak son iki yıldır muktedir olduğunu gören AKP’liler öyle bir havaya girdiler ki, onlardan olmayanlara acıyorlar. Büyük koruma ekipleri içinde yaşayan ve sadece kendilerinden olanlarla beraber oldukları için, iktidarları döneminde çok başarılı olduklarını, herkesin de zenginleştiğini sanıyorlar. Öyle bir psikolojik havaya girenler var ki, bir gün herkesin onlara oy vereceğini söylüyorlar. İnanmış AKP’liler bana bile, “Sen akıllı adamsın, nasıl görmüyorsun başarılarını” diye laflar ediyorlar.
Toplumsal psikolojik yapı o kadar zıvanadan çıkmış ki, koca koca adamlar banka hesaplarındaki paraları, ek olarak evdeki mücevherlerini alıp hem de hiç tanımadıkları insanlara kendilerini korumaları için teslim ediyorlar. Olay klinik mi, enayilik mi, adını herkes kendi meşrebine göre koysun...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İmran Öktem Olayı 2 Şubat 2014
Hukuk Devleti 26 Ocak 2014
Açıklık Çözer 19 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları