Ülkemiz seçim atmosferine girmiş durumda. Vaatler havada uçuşuyor. Doğal olarak herkes oy peşinde. Yıllarını spora vermiş biri olarak gözüm kulağım sporla ilgili bir program arıyor. Genç nüfusumuzla övünüyoruz ama ne yapacağımızı bir türlü dile getiremiyoruz. Yoksa ciddi bir çalışmamız mı yok! Bunu düşünmek dahi istemiyorum. Olsa olsa rakiplerin öğrenmemesi için yapılan bir taktiktir diye düşünüyorum! 

Bu kadar sıkıntı varken spora sıra gelmez diye düşünenler çok yanılıyor. Ortada bir plan ve program olmadığından eleştiri hakkımı saklı tutuyorum. Top yoktu (biz herhalde kağıttan topla basket oynuyorduk), kapalı salon yoktu (erişilebirlik sertifikası olan tesisimiz hâlâ yok), antrenör yoktu (biz tarlada mı yetiştik?) gibi gibi... Bu argümanlarla gençlerimizi nasıl yönlendireceğiz? Balla, pekmezle, haftada 1-2 saat “beden eğitimi” dersiyle nereye kadar gideriz? Bir türlü ulu önderimizin dediği gibi sağlam kafanın sağlam vücutta olduğunu öğrenemedik.

Spor bir kültür ve yaşam biçimidir. Spor herkesle, “bir şeylerin arkasına saklanmadan” rekabet etmektir. Spor cesur olmaktır. Spor bizi komplekslerimizden arındıran göze göz dişe diş bir mücadeledir. Spor politika aracı değildir, aslolan spor politikasıdır. Spora hizmet, yalnız spor salonları yapmak değil o salonları yetenekli antrenörlerle ve sporcularla doldurmaktır. Aslında spor, cumhuriyetimizin kuruluş ayarlarının önemli bir taşıdır. 

Ekonomik bir darboğazdan geçtiğimiz bugünlerde açıkçası gelecek için biraz karamsarım. Yetersiz beslenme sorunu yaşayan 4-15 yaş arası çocukların ve gençlerin bu açığı kapatması için ciddi bir programa ihtiyaç var. ABD’yi sisteminden dolayı ayrı tutarsak, ileri ülkelerin hepsinde sporun tabana yayılması ve sevdirilmesi devlet eliyle yapılır. Gençlik ve spor, milli eğitim ve sağlık gibi birbirini tamamlayan devlet kurumlarının ortak bir programıyla bu işin üstesinden gelebiliriz. Son yıllarda devlet desteğini adeta bir “öcü” gibi görmek moda oldu. Ama bütün dünyadaki çoğu örneklerde devletin tabana yayılma olanaklarının hâlâ geçer akçe olduğunu görmekteyiz. Elit spor ise kulüpleşmeyle beraber bu oluşturulan sağlam temelin üstüne daha sağlıklı bir şekilde kurulabilir. Gençlerimizi kahvelerden, uyuşturucudan, obeziteden kurtarmak istiyorsak spora dört elle sarılmalıyız.