Gülengül Altınsay

Transfer bağımlılığı

03 Temmuz 2015 Cuma

Yine ‘transfer şenlikleri’ dönemine girdik. Yine havada uçuşan isimler. Yine tazelenen umutlar. Zaten bizde kulüpler sadece bol bol transfer yapmak için var gibiler. Sanki transferlerle nefes alıyorlar.
Borç gırtlağı aşmış, alacaklılar kapıya dayanmış olsa da umurlarında değil. Nasıl olsa kulübe hangi kötülüğü yaparsan yap hesap soran yok. “Hesap soracağım” vaadiyle iktidara gelenler bile iki gün sonra her şeyi unutup o bildik yola giriveriyorlar.

Aynı kafa
Beşiktaş’ta Fikret Orman, evrakta sahtecilik yaparak Kulübü UEFA nezdinde küçük düşüren, kulübe iki yıllık men cezası getirten Demirören yönetimlerinden, taraftarların isteği doğrultusunda hesap sorma sözü vererek iktidara gelmemiş miydi?
Demirören yönetimlerinin hesapsız borçlanmasına dur diyecek, mali yapıyı dengelemeyecek miydi?
Peki ne değişti?
Hangi söz yerine getirildi?
Şu anda kulüp borçlanma konusunda üç yıl öncesine göre çok daha umutsuz bir durumda.
Ama her dönem değişmeyen bir şey var; bitmek bilmeyen transfer arzusu. Kasada para olmaması ya da UEFA’ya zorunlu olarak verilen sözler bile durduramıyor bu arzuyu.
Beşiktaş yönetimi ne yaptığını bilmez bir şekilde sürekli zikzaklar çiziyor. Üç yıl önce başlatılan yeniden yapılanma bir yılı bile dolduramadan pahalı transfer alışkanlığına yenik düştü.
Demba Ba gibi isimli ama Avrupa’da artık pek geleceği olmayan futbolcuları alan da kendileri şimdi onları satan da. Gökhan Töre gibi yetenekli ama istikrarsız futbolculara para döken de. Bu futbolcuları niye aldınız şimdi niye satıyorsunuz?
Çünkü ne yapılacağına dair uzun vadeli bir plan bir strateji yok kafada. Biraz ondan biraz bundan. Gün kurtulsun yeter.
Sonuçta yamalı bohça gibi bir takım çıkıyor ortaya. Dahası bu kadar değişiklik yapılan takımdan istikrar da bekleyemiyorsunuz, başarı da.

Aman sistem çökmesin
Şimdi daha da dar boğazda Beşiktaş. Bitmemiş stadın locaları, koltukları ikiüç yıl ötesine kadar şimdiden satılmış durumda. Geleceğe dair hiç bir geliri yok. Buna karşın UEFA’ya verilmiş çok yüksek gelir rakamları var.
Ama diyorum ya transfer iştahı bu koşullarda bile bitmiyor.
Ne kadar transfer o kadar para aracıların cebine. Hele yapılan transferler yüksek ücretliyse değmeyin keyfe.
Baksanıza Vatan’ın haberi doğruysa Demba Ba için alınacak 13 milyon Avro’nun 2 milyonu aracılara gidecekmiş. Ba’nın Beşiktaş’a toplam maliyetini hesaplayın, finansman giderlerini ekleyin. Sonuçta kulübün kasasına artı olarak fazla bir şey girmemiş olacak.
Üç yıl önce yapılan düşük rakamlı bir iki transferin bazılarını, ‘avanta sistemi çökecek’ korkusuyla nasıl da telaşlandırdığını hatırlayalım. Sonra da bazı rakamların nasıl katlandığını.
Başkanlar transfer bağımlısı… “Şunu aldım, bunu getirdim” demek için yarışıyor. Sonunda her şey sanki menajerlerin ve aracıların ne kadar fazla para kazanacağına bağlanmış gibi. Kulüpler figüran, futbol bahane.
Böyle olunca her transfer döneminde seviye kaybediyor ülke futbolu. En çok da Beşiktaş.
Ama daha kötüsü bunun normalleştiriliyor olması.

Eli kolu bağlı güneş
Yönetim başarısızlıklarının ardından teknik direk değiştirilmesinden, her dönem ne amaçla alındığı belli olmayan bir sürü futbolcu transferinden inanılmaz sıkıldım artık. Transferler konusunda uzun uzun yorumlar yapılmasından da.
Çünkü her şey sonunda yönetimlere geliyor tıkanıyor. Düğüm de orada, çözüm de.
Şimdi eli kolu bağlanmış Şenol Güneş öne sürülüyor Beşiktaş’ta. Olacakların tüm sorumlusu bundan böyle o artık…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları