Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kirlilikten Nasıl Arınırız?
“Temiz toplum”, “temiz spor”... Aslında birbiriyle çok yakın ilişkisi olan iki konu. Ahlaki açıdan, temiz toplum olmazsa temiz spor da olmaz. Şu son zamanlarda biraz daha fazla sporun temiz olması gerektiğini konuşur olduk. Bir ülkede mutlaka, sporda olduğu gibi diğer sektörlerde de temizlik gerekir. Temiz olmadığını sık sık konuşur hale geldiğimiz müesseseler kendiliğinden mi bozulmuştur acaba? Bunları bozan bizler değil miyiz? Ama biz, her zaman topu başkalarına, özellikle de iktidarlara atmaya alışmışız. Kirlenme, fiziksel olarak evlerimizde olsa, bunun önüne geçmek kolay. Önce eşyalar çıkartılır. Boya badana yapılır. Eğer varsa, haşerelerden kurtulmak için dezenfekte yapılarak ev, bir süre kapalı tutulur, sonra da içine girilir. Ev tertemiz olmuştur. Peki toplumun ve buna bağlı olarak da sporun ahlaki temizliği nasıl olur? Bir deyim vardır; “Lâfla peynir gemisi yürümez” diye. Ama biz, lafla peynir gemisini yürütüyoruz ve buna alışmışız. Bir toplumun ahlakı, temizliği kolay kolay bozulmaz. Ancak bozulduğu zaman da kolay kolay düzelemez. Bunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Köklü projeler yapıp, önlemler almak gerekir.
\nYaşadığımız şike iddialarından sonra TFF Başkanı, lig maçlarının başladığı şu günlerde, topluma önerilerde bulunuyor. Bunu, gazete manşetlerinden ve televizyon ekranlarından izledik. “Laf ola Padişahım...” Sanıyorum, futbol kamuoyuna verilen mesajlar, “Bir şeyler söylemiş olmak için” söylenen laflardır. Ülke sporundaki, kirliliği gidermek için ilk önce, kendi içimizdeki kirlilikleri temizlemek gerekir. Aksi takdirde, Başkan’ın önerileri, havanda su dövmekten öteye gitmez.
\nKulüpleri bir rant müessesesi haline getiren yeraltı ve yerüstü mihrakları yok ederek, yöneticilerin kendi güvenliğini(!) sağlamak için birtakım güçleri arkalarına almamasını sağlamak, konaklamalarını, yemek ihtiyaçlarını da sağlayarak bir grup insanı deplasman maçlarına götürmemek, öncelikle alınması gereken önlemlerdir. Sonra da yönetimlerin, başarıya ulaşmak için her yolu geçerli saymamaları, kendi aralarındaki mücadeleyi bir kan davasına dönüştürmekten kaçınmaları, sporu, gerçekten spor için yaparak ve de “spor koşan ahlaktır” felsefesine sadık kalarak sporun gerçek anlamını sağlamalıdırlar. Kendi içlerindeki öyle ya da böyle birtakım sabıkaları olan insanları da barındırmamalıdırlar. Demeçleriyle halkı tetiklememek de önemli önlemden biridir. Daha da önemlisi; mümkün olduğu kadar çabuk bir şekilde futbola, barış ve huzuru getirmelidirler. Bunlar olmadıkça toplum ve spordaki olayları düzeltmek için bir tane Rousseau değil, yüz tane Jean Jak Rousseau olsa üstesinden gelemez. Yeni çıkan yasa ile spor toplumunun biraz olsun ayakları suya ermiş midir? Sanmıyorum ama umutlanmak istiyorum.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Oyuncu Sevil Akdağ arkadaşını bıçaklayarak öldürdü!
-
Erdoğan seçmeninin yüzde 25’ini kaybetti
-
Adnan Oktar suç örgütü davasında karar açıklandı
-
Başarısız teze diploma!
-
Eşinin yanında ensesine ateş etti!
-
Erdoğan'dan boykot tepkisi: 'Korkunç boyutlara ulaştı'
-
Özel'den miting için anlamlı çağrı!
-
Rus Rublesi adeta uçuşa geçti!
-
‘Bahçeli’nin demeci yargıya ve iktidara uyarı’
-
Buharlaşan '2.5 trilyon' dosyası