F.Bahçe sevgisi ne kadar büyük bir sevgi. Dünyada bu derece tutku ile sevilen bir kulüp var mı bilemiyorum. Zaman zaman “Türkiye’de değişmeyen ve değişmeyecek tek iktidar, Fenerbahçe iktidarıdır” dediğim zaman, rakip takım arkadaşlarım; “O kadar da değil, abartıyorsun” diyorlardı. Hepimiz biliyoruz, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, dokuz aydır tutuklu. Bu süre zarfında ona gösterilen ilgi, siyasal olsun, sosyal olsun hangi kişiye gösterildi acaba? Örnekler çok. Neredeyse tüm Türkiye’nin generalleri tutuklandı, basın mensuplarından da tutuklananlar oldu. En yakın örneği; Mustafa Balbay, 1225 gündür hapiste. 400 gündür hücrede. Ama hiçbiri Aziz Yıldırım kadar ilgi görebildi mi? Kiminin aklına bile gelmiyor.
\nAslında Fenerbahçe sevgisi, kulübe olan sevgidir, kişiye mahsus değil. Bunun ayırdına varmak gerekir. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Başkanı değil de “Çatladıkapı Başkanı” olsaydı böyle ilgi gösterilir miydi? Ancak gördüğüm kadarı ile bu kutsal sevgi sayesinde, dışarıdan yapılan birtakım dolduruşlarla insanlar suç işlemeye teşvik edildi. Fenerbahçeliler sokağa döküldü. Hapishane önü stadyuma döndü. Fakat ne kazandı Aziz Yıldırım? İşte cuma günkü olaylara bakıp ne kazandığına karar verin. Gece yarısı Yıldırım’ın tutuklama hali kaldırılmadığı için halk galeyana geldi.
\nMahkeme günlerinde usulü mahkeme adeta ortadan kalktı. Tıpkı Yassıada Mahkemeleri’ndeki davranışlara döndü. O gün de, bu gün de ifade alınma sırasında alkışlayanlar, tezahürat yapanlar oldu. Bunlar mahkeme salonlarında yapılacak davranışlar değildi. Eğer hukuk, hukuk ise ne yaparsanız yapın, hukukçuların yasa ne diyorsa onu uygulayacakları kesindir. Karar verici makamların, etki altında kalmaları söz konusu değildir. Bence; hiç olmazsa bundan sonraki gelişmeleri sükûn ile bekleyip, ortamın gerginleştirilmemesi gerekir.
\nTrabzonspor-Fenerbahçe
\nMaç gecesinde yorumcuların tartışmalarını izlemişsinizdir televizyon kanallarında. Herkes, profesör edasında. Ancak hepsi birden konuştuğu için ne birbirlerini anlayabiliyorlar ne de biz bir şey anlayabiliyoruz. Konu maçtan da öteye dönüp, dolaşıp, Emre ve Aziz Yıldırım’a geliyor. Neymiş efendim, Fethullah Hoca, tarikat, UEFA, diğer kulüpler hatta Başbakan… Hepsi F.Bahçe’yi yıkmak için çalışıyorlarmış. Neredeyse devreye CIA ve AB topluluğu da girecek. Tam anlamı ile paranoya. Emre’ye gelince; değişik bir yapıya sahip. Futbolculuğu ile spor etiği çelişkili. Oysa bütün dünyanın kabul ettiği gibi spor, yürüyen ve koşan ahlaktır. Atatürkümüz de böyle tanımlar... Bu futbolcunun kulübe alınmasında Aziz Yıldırım’ın icazeti vardır. Dışlanmasında da öyle. Belki düzelir diye umutlandı ama düşündüğü olmadı. Sonunda da Aykut Kocaman ile beraber karar verdiler. Bunu bu kadar büyük bir mesele yapmanın anlamı nedir?
\n\n