Bir tarafta bırakın grubumuzu, milli takım düzeyinde dünyanın en iyi organize olan takımlarından Hırvatistan...
Diğer tarafta Avrupa Şampiyonası sonrası yeniden yapılanmaya çalışan Türkiye...
Fatih Terim, bu gerçeğin ışığında taktik kurgusunu belirledi. Oyun bütünlüğünü korudu. Takımını haddini bilerek oynattı. Oynamaktan daha çok oynatmamayı düşündü. Sabırla rakibin hata yapmasını bekledi.
Nitekim maçın akışı tam da istediğimiz şekilde gelişti. Hırvatlar ya direğe takıldı ya da kaçırdı. Bizim e baraja çarpan topumuz gol oldu. Oyun şansı ve rakibimizin beceriksizliği maça tutunmamızı sağladı. İsmail’in yaptığı penaltı ise çok acemiceydi. Terim’in rakibin geriden oyun kurarak çıkmasını önlemek için baskıyı ilerde başlatması çok akıllıcaydı.
Bu durum zaman zaman Hırvatlar’ın oynunu bozdu.
Ancak dar alanda o kadar güzel pas yaptılar ki takım halinde kapanan savunmamızı açmaları zor olmadı... Tek eksikleri son vuruştu...
Hırvatistan grubumuzdaki her takımı yener. Milli takımımızın buradan aldığı 1 puan altın değerinde...