Olumsuz algılanmak iktidarın kaderidir
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

Olumsuz algılanmak iktidarın kaderidir

16.08.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidarı, 15 Temmuz darbe girişimine karşı Batılı medya ve siyaset sınıfından umduğu desteği bulamamaktan ötürü kırgın ve kızgın. Darbenin ordudaki Gülenci örgütlenme tarafından düzenlendiğine Batılı muhataplarını inandırmakta umulan başarıdan uzak olduklarını hissettikçe, öfkeleri daha da artıyor.
Batı âlemi nezdinde inandırıcılıklarını o kadar yitirmiş durumdalar ki muhataplarını ikna etmek için darbenin Gülencilerin işi olduğunu saptayan muhaliflerini referans gösteriyorlar.
Peki, dış dünyanın önemli bir kısmı ile bu güven ve inandırıcılık krizini neden yaşadıklarını araştırıp, doğru cevaplar bulmak için saygıdeğer bir çaba içine giriyorlar mı?
Hayır. Zora düştüklerinde daha önce ne yapmışlarsa bu fasılda da tekrar ediyorlar: Bir taraftan, dünyada uğradıkları güç kaybını ülke içinde güç devşirerek dengelemek için muhalefetle sahte ve kısa ömürlü işbirliklerine yöneliyorlar...
Diğer taraftan da bu büyük inandırıcılık ve güven yitimindeki sorumluluklarını başkalarının üzerine atarak kendilerini temize çıkarmayı deniyorlar.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın 13 Ağustos’ta attığı üç tweet, bu çabanın çarpıcı bir örneğiydi.
O tweet’ler şöyleydi:
“İki yıldır sistematik olarak inşa edilen ‘otoriterlik/ diktatörlük’ söyleminin amacı, darbeye zemin hazırlamaktı. Millet bu oyunu bozdu.
‘Otoriterlik/diktatörlük’ söylemini yayanlar, aynı zamanda darbeye doğrudan veya dolaylı destek veren çevreler. Bu bir tesadüf değil.
Darbe başarılı olsaydı ‘diktatöre karşı darbe yapıldı, haklı gerekçeleri var’ diyeceklerdi. Mısır’da yaptıkları gibi. Millet geçit vermedi.”
Kalın’ın bu tweet’lerinde, Türkiye’deki her türlü otoriterlik eleştirisini darbecilikle özdeşleştirip susturmayı amaçlayan tehlikeli bir kurnazlığın ifadesi var.
Darbeciler, otoriterleşmeyi darbeye teşebbüsün gerekçesi olarak kullanmış olsa bile bu durum otoriterleşmeden söz eden herkesi otomatikman darbeci yapmaz.
Çareyi “Otoriterleşmeden bahseden herkes darbecidir” minvalindeki kaba ve sığ söylemlerde aramak, ifade özgürlüğüne karşı düşmanca bir tutumdur ve bu nedenle ülkedeki otoriterliğin taze bir kanıtını oluşturmaktan başka bir sonuç doğurmaz.
İktidar, sorunu Kalın’ın ifadesiyle “otoriterlik/ diktatörlük söylemini yayanlarda” değil kendinde aramalı.
Türkiye’nin AKP iktidarı altında otoriterliğe kayması, son iki yıla özgü bir olgu değil.
Rejimin otoriterleşmesi, 2008’de basın özgürlüğüne yönelik saldırılarla başladı. İlk güçlü emare dönemin başbakanı Erdoğan’ın Doğan Grubu’na karşı yaptığı boykot çağrısıdır. Otoriterleşme, Meclis’in başta kamu harcamaları üzerindeki denetim görevini yapmasının engellenmesinden yargının siyasi erke bağlanmasına, basın özgürlüğünün yok edilmesinden İslamcı toplum mühendisliğine uzanan çok geniş bir alanda tahkim edildi ve sonunda bugünlere geldik.
Ve bugün dünyada Erdoğan ve rejimi hakkında son derece negatif bir “algı ızgarası” oluşmuş bulunuyor. Bu ızgaranın boşlukları neredeyse sadece olumsuz hikâyelerin geçip dünyaya ulaşmasına izin veriyor.
Erdoğan’ın çok ciddi bir algılanma sorunu var. Adı dünyanın birçok köşesinde, Ortadoğu, Afrika ve Avrasya’nın otoriter liderleriyle birlikte anılıyor.
15 Temmuz’un ardından Batı âleminin Erdoğan’la dayanışması minimumda ve hatta onun da altında kalmış ise söz konusu negatif algı ızgarası bu sonuçta büyük rol oynadı.
Durumun bu hale gelmesine Erdoğan rejiminin siyasası neden oldu.
AKP iktidarının “ılımlı İslam/Müslüman demokrat” çizgisinde göründüğü ve içindeki büyük otoriter/totaliter kapasiteyi kuvveden fiile geçirmekten kaçındığı yıllarda ise kendisi hakkında tam tersine son derece pozitif bir algı ızgarası söz konusu idi. Bu ızgaradan sadece güzel hikâyeler geçiyordu.
Batı dünyası, 11 Eylül’ün hemen ardından iktidara gelen AKP’ye İslam ve demokrasiyi bağdaştıracağı umuduyla kol kanat germişti. Bu pozitif algı ızgarası sayesinde Batı, AKP’deki otoriterleşme eğilimini görmedi, görmek istemedi; gördüklerini ise Türkiye’nin demokratikleşmesine engel olan askeri vesayet tasfiye ediliyor diye hayra yordu.
İslamcı dış politika ve AKP-Cemaat işbirliğiyle gazetecilerin tutuklanması başta olmak üzere birçok aşındırıcı faktör, bu olumlu algı ızgarasını 2013’e gelene değin zaten çürütmüştü. Erdoğan’ın Gezi Direnişi’ne karşı hoyrat tavrı ızgaranın bir anda olumsuza dönmesine yol açtı. Rejimin daha sonraki otoriter icraatı bu negatif algı ızgarasını daha da sağlamlaştırdı.
Rejim Türkiye’yi demokratikleştiremeyeceğine göre kendi sonuna kadar bu olumsuz algıyla yaşayacak.  

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018