‘Yenikapı ruhu’ bitti, Türkiye normalleşiyor!
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

‘Yenikapı ruhu’ bitti, Türkiye normalleşiyor!

02.09.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de laik ve demokratik cumhuriyeti savunanlar, 15 Temmuz akşamı ile “Fırat Kalkanı” operasyonu arasındaki dönemde anahtar konuma yerleşmişti.
Darbeyi tezgâhlayan Fethullahçı şebekenin TRT’de okuttuğu bildiriye bakın... Laiklik, cumhuriyet ve Atatürk’e yapılan güçlü vurgular dikkat çekicidir. Amaçları, bu değerleri savunanları kafakola almaktı. Yarı gizli İslami külte mensup darbeciler, İslamcı iktidarı devirdikten sonra en çok laiklerin desteğine ihtiyaç duyacaklarını öngörüyorlardı. Toplum ve siyasette hâlâ önemli bir güç oluşturmayı sürdüren laikler, kendileri farkında olmasa da dengenin tayin edici unsuruydular. Darbeyi desteklemeleri sağlanamasa bile kulağa hoş gelen bu sözlerle en azından pasifize edilmeliydiler.
Darbeciler birkaç saat içinde yenilgiye uğratılınca laiklere kur yapma sırası bu kez karşı-darbeci İslamcı iktidara gelmişti...
İktidarın durumu okuyup kendince anlaması birkaç gün sürdü.
Darbe girişiminin ardında ABD’yi gördüler; dünyada ne kadar yalnız ve desteksiz olduklarını anladılar. Güç kaybetmişlerdi. Kendilerine yönelen tehdidi dünya ölçekli algılar olmuşlardı. Dünya yüzde 50’den büyüktü.
Bu nedenle ana muhalefetin şahsında laikleri yanlarına çekmeye ve dünyaya büyük görünmeye çalıştılar.
Bir “milli birlik” kalpazanlığı aldı başını gitti.
Karşı-darbeciler ülkede sürekli kılmaya uğraştıkları olağanüstülük hali zemininde dayattıkları sözde “milli birlik” yoluyla, demokrasinin vazgeçilmezi olan muhalif siyaseti bitirmek istiyorlardı.
Laik ve demokratik cumhuriyetten yana olanları pasifize edip siyaset yapamaz hale getirmek için mavi boncuk dağıtmaya başladılar...
Taksim’de mitinge cevaz verdiler.
“Başkanlık da başkanlık” diyorlar iken bir baktık, “Demokratik parlamenter sistemin içinde kalıyoruz, hiçbir zaman bundan uzaklaşmayacağız” demeye başlamışlar.
“Mini anayasa değişikliği paketi” hazırladılar.
Muhalefet ve medya aleyhinde açmış oldukları binlerce hakaret davasını geri çektiler.
Nefret ettiklerini bildiğimiz Atatürk’ün dev bir posterini parti binalarına asarak ikiyüzlülüğün feriştahını sergilediler.
Ana muhalefet bu arada ne yaptı?
Bu soruyu aslında “Ne yapamadı” diye sormak lazım.
Ana muhalefet, darbeyi üretenin iktidar sisteminin ta kendisi olduğunu açık ve seçik anlatamadı. İktidarın darbedeki tarihsel sorumluluğu orta yerde dururken, 15 Temmuz sonrasındaki politikasının ana omurgasını, demokrasi, laiklik, özgürlük, eşitlik ve hukuk devletinden şaşmayan bir uzlaşma zemini üzerinde inşa edemedi.
Zaten başarısız olmuş bir darbeye karşıtlık eksenindeki politik uzlaşma, 15 Temmuz’u izleyen karşı-darbeciliğin siyasi çıkarlarına hizmet ederdi ve nitekim öyle oldu.
Neticede “kaçak saray” dedikleri yapının kapılarından içeri girenler, o kapılardan yerli ve yabancı başkalarının da kendilerini takip ederek geçmesinin yolunu açtılar.
15 Temmuz’dan önce meşruiyetini sorguladıkları o kapılardan girenler, isteksiz, kararsız ama mecburen Yenikapı’da buldular kendilerini.
Laik cumhuriyetçiler, demokrasi yanlıları yine eşsiz biçimde, anahtardılar. Fakat bu anahtarı kullanan kendileri değildi.
Rejim bu arada “Yenikapı ruhu”ndan istifade, aydınları her gün birer ikişer hapse atıyor, eğitimi dinselleştirmeye devam ediyor, laiklik karşıtı uygulamalarını kamuda henüz dokunmadığı alanlara yayıyor ve cumhuriyetçilerin kapılarından geçtiği külliyede zikir ayinleri düzenleyerek fikrinin gövde gösterisini yapıyordu.
Ama her şeyin bir sınırı vardı, bu tabii ki böyle gitmezdi.
Sıra adli yıl açılış törenini sarayda düzenlemeye gelince, bıçak kemiğe dayandı.
Yargının yürütmeye biatını sembolize etmek için daha uygun bir mekân bulunamazdı. Cumhurbaşkanı’nın kürsüye çıkıp konuşması, ayakta alkışlanması, önünde cüppe kavuşturulması vasıtasıyla da Türkiye’de yargının bir kurum olarak işlevinin sona erdiğini dünyaya ilan eden seküler bir ayin oldu bu.
Bu kadarına tahammül edilemeyeceği baştan belliydi.
Ana muhalefet ve avukatlar örgütünün de “Yenikapı”dan bağımsız bir ruhu varmış, gördük ve içimiz rahatladı.
“Yenikapı ruhu”nun kullanma süresi de bu arada doldu.
Ama sanılmasın ki bu, ana muhalefet ve avukatlar örgütü saraydaki adli yıl açılışına gitmediler diye oldu.
24 Ağustos’ta ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, daha önce başkalarının açtığı yolu izleyip saray kapısından geçince, Erdoğan’ın da “Yenikapı ruhu”na ihtiyacı kalmadı.
Cumhuriyetçiler için açılan fırsat penceresi kapandı.  

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018