Derin düşünenlere, Süper Lig tarihine baktığımızda en yüksek puan farkı yaparak (1987- 88) şampiyonluğa ulaşan takım Galatasaray olarak karşımıza çıkıyor. Sarı - Kırmızılı camiada, bu yaşanan efsane tarihi geçmişi; aklının hassas köşesine yerleştiren hiç şüphesiz vefakâr taraftarıdır. İşte dün akşam yeni mabetlerinde, tüm olumsuzlukları arka bahçeye atıp; inanılması güç ve yazılması çok zor destek verdiler. Her saniyesi mükemmel, her saniyesi harika ötesiydi. Coşkuyu adeta İstanbul’un en ücra semtlerine yayıyorlardı. Bir gözüm onları süzerken diğer gözüm de tarihi derbiye damgasını vuracak futbolcularla ilgileniyordu ki; birden gözlerim önümdeki nota ilişti. Mancini, sezonun ilkyarısında Fenerbahçe derbisi öncesi çıktığı 3 maçta (Karabük- Kayserispor-T. Konya) 9 puan toplamış; ikinci yarı oynanan bu 3 maçta ise, takımının hanesine sadece 2 puan yazdırmış… Enteresan geldi bana, yitirilen 7 puanı dün akşamki maç öncesi Galatasaray’a ekledim; 57 puan ediyor. Olabildiğini farz edelim; 3 puan da dün akşamki Fenerbahçe maçından çıksın, nitekim çıktı da. Puanlar da eşitlendi mi… Aramaz mısın, o 3 maçta giden puanları… İki takımın kadroları; taraftarlarının belki de sezon başından beri sahada görmek istediği ideal 11’lerdi. Çok eleştirilse de Drogba’nın baştan oynaması doğru bir tercihti ve sonuna kadar pes etmedi. Maçın başında öne geçmek tabii ki avantajdı Galatasaray için. Üstte belirttiğim coşkuyu tavana vurduruyordu muhteşem koro. O koroyu arkasına alan Sarı - Kırmızılı futbolcular, ilkyarıyı daha farklı (Sneijder dikkatli olsa, Drogba direği nişanlamasa) skorla bitirebilirdi. Ancak bu bölümde kartların havada uçuşması tamamen Fenerbahçe kaynaklıydı. Aşırı gerginliklerini anlayamadım. Rakibinden 10 puan öndesin, deneyimli oyuncuların fazla ama futboldan çok sertliği ön planda tutmaları lidere yakışmadı. Hele ki Emre, Melo ile tekme yarışına girdi ve ona salladığı darbeyle kırmızıyı gördü. Melo demişken, (sonunda kırmızıyı gördü) Galatasaray için çok şey ifade ediyorsun da, şımarıklığın (Emre dışarı giderken, dilini çıkarman, soyunma odasını göstermen ayıbın ötesi) hiç mi hiç çekilmiyor. 10 kişi kalan Fenerbahçe 2. yarı nasıl reaksiyon gösterecek merak içindeydim. Sinirlerine hâkim olunca oyuna zaman zaman ortak oldular. Fizik gücünü yitirmeyen Emenike’yi iyi besleseler sonuç alabilirlerdi. Galatasaray ise vaziyeti idare edip 3 puanı kaptı. Kaptı da sadece prestijini kurtardı…
Yazarın Son Yazıları
.
Yunus’a ayakta alkış
Kadıköy’e Yetmez
Kanatların Devamlılığı
Balıkesir Celta Vigo mu?
Derbi Bu İşte!..
Prandelli Mağdurları
Hamza Hoca Dopingi!
Futbolcuların Maçı
Umudun Tükenişi
Yedek Golcü Deyip Geçme
Üzülmeye Gerek Yok
İsyan Bayrağı Toplanınca..
Avcı’dan da Farklı Tarife
Hadi Git İşine Prandelli
Tribünleri Mest Etti
Prandelli Bilesin ki...
Çok mu Aradın Prandelli...
Yine Muslera
Yenilmeye Mahkûmsun
Öff, Pöfff..
Verimsiz Futbol
Fatih Terim’i Dinlememişler...
9 Eylül Kolay
Renkli Futbol
Futboluyla...
Hak Eden Dörtlü…
Futbola Doydum
Bu Kez Destek…
Yekta’nın Gecesi
Kafa Buluyor
Panik Atak
O Üç Maçı Çok Ararlar
Meçhule Giden Yol
Mancini’ye Bağlı
İmkânsız
5’li Yetti de Arttı…
Mancini’nin Kahır Mektubu
Üç İsim Kâfi
Bu Kafa da 1 Puanlık