Özdemir İnce

Devlet benim, ben devletim

17 Nisan 2020 Cuma

Yazıya “Teşbihte hata olmaz!” diye başladım; kulağımı göstermek için amuda bile kalktım ve 60 yıllık yazı deneyiminin yıkıntıları arasında anladım ki bazı gerçek ve doğruları teşbihle anlatmak bizzat hatanın kendisi olur.

Konu: İtalya ve İspanya’ya gönderilen yardım kargolarının teamüle, uluslararası gelenek ve göreneklere aykırı hali: Gülünç!

Yardım devletten devlete, halktan halka, kentten kente, benzeş ve eşit “identité” (ayniyet, kimlik, hüviyet) arasında olur. Resmiyet bunu gerektirir. Devletten devlete yapılan gönderide adres yazmaz; sadece devletin bayrağı vardır!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İtalya ve İspanya’ya gönderdiği yardım kargolarında bu görgü kuralları benimsenmemiş, gönderici olan Türkiye’nin yerine Cumhurbaşkanlığı makamının arması konulmuş… Yanlış! Gönderici bir makam ise alıcı da eşiti makam olur. Yani İtalya Cumhurbaşkanı ve İspanya Kralı… Bari gönderen olarak R.T.Erdoğan’ın adı ve ruhsatsız Saray’ın açık adresi yazılsayd: Mahalle, cadde, sokak ve kapı numarası…

***

Devlet’in sözlük tanımı:

1- (Hukuk, politika, toplum bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık;

2- Bu tüzel varlığın yönetim organları.

Bu tanımdan devletin tüzel (hukuki, hükmi) bir varlık, kişilik, kimlik olduğunu anlıyoruz. Devlet, canlı bir varlık (insan) değildir; bir kurumdur, bir örgüttür: Yasama, yargı ve yürütme erklerini kullanır; bakanlıklardır, anayasa mahkemesidir, Danıştaydır, Yargıtay ve Sayıştay’dır… Kuralları belli demokratik bir devletten söz ediyorsak bu böyledir ama bir zamanlar parlamento ile bir konuda anlaşamayan Fransa Kralı 14. Louis’nin, kendisine “Ama devletin çıkarı gereği böyle olması gerekir” dendiğini duyunca “Devlet Benim” (l’état c’est moi) dediği söylenir.

***

16 Mart 2016’da 22. Muhtarlar Toplantısı’nda, Cumhurbaşkanı sıfatlı R.T.Erdoğan’ın, “Tayyip Erdoğan gitsin demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir” dediğini anımsayalım. R.T.Erdoğan bu konuşmada “Devlet benim (bana ait)”, “Devlet, benim!”, “Ben, devletim!” demek istiyordu.

Bir yöneticinin “Devlet, benim!”, “Ben devletim!” dediği rejimlere eskiden mutlakiyet derdik. Seçilmiş bir yönetici asla böyle eski monarklar gibi konuşamaz. Birleşik Krallıklar kraliçesi, İspanya ve İsveç kralları artık böyle konuşamıyorlar ama günümüz otokratları iktidarı Putin gibi kişiselleştirdikleri için rejimi kendileriyle özdeşleştiriyorlar.

***

Bu duruma bir hukuki tanım bulmak için dostum, rahmetli Prof.Dr. Erdoğan Teziç’in Anayasa Hukuku kitabının (20. basım) 431. sayfasına bakıyorum:

- KİŞİSEL İKTİDAR:

Kişisel iktidarda, tüm yetkiler, gasp ya da zorbalıkla bir kişi taralından ele geçirilmiş olabileceği gibi, bir hukukî metinle de öngörülmüş olabilir. Kişisel iktidar aslında diktatörlükle eşanlamlıdır. Devlet faaliyetinin yönlendirilmesi bir kişinin iradesine ya da kaprislerine bağlıdır.”

- KİŞİSELLEŞMİŞ İKTİDAR:

Kişiselleşmiş iktidar ise anayasal düzen içinde, hükümet faaliyetlerinin bireyselleşmesidir. Gerçi, anayasal düzende, tüm yetkiler belli bir kişi ya da makama tanınmamış olabilir ama yetkileri kullananın kişiliğinden kaynaklanan nitelikler, kendisine ayrı bir güç kazandırabilmektedir. Başka anlatımla, anayasal düzen içinde, iktidarı kullanma yetkisine sahip olan kadronun lideri, kişisel prestiji ile iktidarın objektif kullanılışına sübjektif bir unsur katmaktadır.”

***

Egemenliğin kaynağına göre devletler:

Monarşik Devlet: Egemenliğin tek kişiye ve onun ailesine ait olduğu devlet biçimi;

Oligarşik Devlet: Egemenliğin belli bir sınıf veya gruba ait olduğu devlet biçimi;

Teokratik Devlet: Egemenliğin kaynağının dine dayandığı devlet biçimi. Din adamlarının sözü geçer. Her şeye din adamları karar verir;

Demokratik Devlet: Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimi.

***

R.T.Erdoğan döneminde devletin “Demokratik” olduğunu söylemek mümkün değil. Monarşi, oligarşi ve teokrasi karışımı hilkat garibesi bir devlet.

Bir devlet ki başbakanı yok, bakanlar kurulu yok; Meclis’i çalışmıyor; Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay yetkisiz ve karakuşi kararlar alıyor; koronavirüs günlerinde Bilim Kurulu var ama kararları geçersiz, yetkisi gasp edilmiş… R.T.Erdoğan var!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları