“Cumhuriyet.com.tr”deki 21 Nisan 2023 tarihli haberden aktarıyorum: “Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Sultanahmet Camisi’nin yeniden açılış töreninde açıklamalarda bulundu.”

“YUH YETMEZ...”, “SİYASİ MEVTA” OLMALIYMIŞ

Birlikte okuyalım, siyasi konuşma değil sanki intikam fermanı: “Sultanahmet Camisi İstanbul’un en önemli sembollerinden biridir. Hatta belki de ilkidir. Burası kelimenin tam bir anlamıyla külliyedir. Muhalefet ne diyor, gelince Diyanet’i kaldıracaklarmış. Yerine inanç bilmem ne başkanlığı kuracaklarmış. ‘Yuh’ yetmez, 14 Mayıs’a kadar gece gündüz çalışacağız ve onları siyasi mevta haline getireceğiz. 14 Mayıs bunların sonu olmalı. İnşallah önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gerek içeride gerek yurtdışında bütün bu eserleri ihya edeceğiz.”

“Sultanahmet Camisi ve Külliyesi bırakınız hayranlık verici inşasını, restorasyonu bile iftihar verici bir eserdir. Camimizde kılınacak namazların, edilecek duaların, huzura kavuşacak gönüllerin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki binlerce esere biz sahip çıktık. Vakıflarımıza ait eserleri amaçlarına uygun şekilde hizmete sunduk. Bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 14 Mayıs’a kadar gece gündüz demeden çalışıyor muyuz?”

Ülkemizin iç ve dış siyasetini savaş meydanına çeviren, ekonomisini batıran, Türk Lirası’nı yerlerde süründürüp ABD Doları’nı uçurtma gibi göklerde gezdiren AKP iktidarı, elindeki batan geminin mallarını damat çeyizi gibi sergilemekte... Saat bile ayarlayamayan AKP bu “malları” seçim öncesi birer birer sergilemekte: Tayyare Meydanı Gemi, gökyüzünde pır pır uçan bazı şeyler, Karadeniz’imizde bulunan havagazının takdim töreni, Alaman tankını yenen AKAPE Tankı, dünya birincisi ralli otomobillerine toz koklatan Togg (“Tok” okunur) namlı kaptıkaçtı... Daha bir yığın övüncelik malzeme... Allah nazardan saklasın!

Bu böyyük muvaffakiyetlerden biri de Sultanahmet Camisi’nin dünya fevkinde tamiratı ki buna sanat muhitlerinde “restorasyon” tesmiye edilmektedir. Adı geçen caminin mimarının adının anılmamasını es geçip amenna ve saddakna (“İnandık ve tasdik ettik”) diyelim. Amma velakin böyle bir kutsal mekânda seçim propagandası yapılmasına itirazım var hâkim bey! İtirazıma geçmeden, değerli okura üç küçük bilgisi arz edeceğim:

Cami: “İslam dininin ibadet mekânıdır. Kuran’da ibadethane adı olarak cami terimi geçmez, ancak ‘secde yapılan yer’ anlamındaki mescit kavramı kullanılır.” (Vikipedi)

Sultanahmet Camisi mimarı: Sultanahmet Camisi, 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmet tarafından İstanbul’daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılmıştır. (Vikipedi)

Külliye: Kısaca külliye olarak adlandırılan önemli yapı topluluklarına zaman içinde manzume, heyet, imaret, site, kompleks gibi isimler de verilmiştir.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başına gelenleri anımsadım: Bir anma törenine katılan Ekrem İmamoğlu, Fatih’in eşi Gülbahar Hatun’un türbesinin önünden geçerken ellerini arkasından bağlamışmış. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı Ekrem İmamoğlu’nun ifadesini almak üzere bir mülkiye başmüfettişi görevlendirdi. Ve Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi istendi: “2020 yılında gerçekleştirilen bir program kapsamında ziyaret ettiğiniz Fatih Sultan Mehmet’e ait türbede elleriniz arkanızda bağlı bir şekilde gezinmek suretiyle saygısızlık yaptığınız iddiası...”

Helal olsun vallahi!... Türbenin önünden geçen adamı sorguya çektir, sonra camide seçim nutku at ve kendini alkışlat! O cami artık kutsal mutsal değildir! Kılıçdaroğlu da bir bez parçası olan “seccade”ye ayakkabısıya basmışmışmış!...

“Benim milletim Kandil’den aldığı destekle cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez” demiş. Kanıtsız “Kandil’den destek almak” iddiası, TCK m. 267’de belirtilen iftira suçudur. “Millet” kimsenin malı değildir. Kendi varlığının sahibi olan özgür millet, oylarıyla seçtiği kişiye bu ülkeyi teslim etmekten mutlaka mutluluk duyar. Mevcut cumhurbaşkanı hiç kaygılanmasın!

“Biz Allah’tan emir alıyoruz” diyen Erdoğan sanki peygamberliğini ilan ediyor. Peki son peygamber Hz. Muhammed değil miydi?