Özdemir İnce

Türbandan tefeci faizi yemek

30 Kasım 2021 Salı

Türkiye’de “başörtüsü” sorunu  yoktu, sorunlaştırılan “türban” tuzağı vardı, o da fiilen ve resmen sona erdi. Bilindiği gibi, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, dinsel hiçbir dayanağı olmamasına karşın İslamcılığın evrensel simge ve silahı olan türban, zorla, şantajla, şiddetle  ve rüşvetle topluma kabul ettirildi. Bari biraz rahat durulsun, her vesilede zuladan coker çıkarır gibi türban davası (!) kullanılmasın...

R.T.Erdoğan, başı sıkıştığında kimseye “Sen önce benim bu başörtülü kızlarımdan, bacılarımdan git helallik dile” demesin artık. Özür dilemesi gerekenler kırk-elli yıldır bu ülkede türbanı şantaj olarak kullananlardır.

Çünkü kutsal Kuran’da “baş örtme zorunluluğu”yla ilgili herhangi bir ayet yoktur. Ancak sahte çek olarak kullanılan Nûr Suresi 31. ayet baş örtmekle değil giyinmeyle ilgilidir. 

Günümüz kadınlarının ezici çoğunluğu Nur Suresi 31. ayete uygun giyinmekte ve göğüslerini de sütyenle gizlemektedir. Göğüslerini örtmek için artık başörtüsü taşımak zorunda değiller. Canları isterlerse kalın giysi (süveter, kazak) giydiklerinde sütyene de gereksinimleri yoktur.

Söz konusu ayetle ilgili olarak bazı çevirileri (mealleri) bilgi ve ilginize son kez sunacağım:

AHMET TEKİN (Kelam Yayınları): “Mü’min kadınlara da söyle: Hain bakışlardan sakınıp, zarafetlerini koruyarak önlerine baksınlar. Namus ve iffetlerini muhafaza etsinler, bellerine sahip olsunlar.Örtünme zarureti olmayan ve görünen kısımları hariç, cezbedici yerlerini ve güzelliklerini teşhir etmesinler. Başörtülerini gerdanlarını, gerdanlıklarını açıkta bırakmayacak şekilde göğüslerinin üzerine sarkırtarak örtsünler.”

HAKKI YILMAZ (İşaret Yayınları): “Mü’min kadınlara da bakışlarından bir bölümünü kısmalarını ve ırzlarını korumalarını söyle. Ziynetlerini de -açıkta kalanlar hariç- belli etmesinler. Örtülerini de göğüs yırmaçları üzerine sarkıtsınlar.”

MUSTAFA SAĞ (Final Pazarlama): “Ey Muhammed! Erdemli kadınlara da söyle, erkeklerle bir aradayken, gözleriye erkekleri rahatsız edecek şekilde davranmasınlar / , bakmasınlar, kişiliklerini / edeplerini korusunlar ve doğal olması gereken yerler dışında, göğüslerinin üzerini örtüleriye kapatsınlar.”

PROF. DR. HÜSEYİN ATAY (Atay ve Atay Yayınları): “İnanan kadınlara da söyle: Bakışlarını kıssınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Süslarini, kendiliğinden görünen dışında açmasınlar. Başörtülerini göğüslerinin üzerine salsınlar.”

PROF. DR. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK (Yeni Boyut Yayınları): “Mümin kadınlara da söyle. Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını / ırzlarını korusunlar. Süslerini / ziynetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini / başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.”

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI: “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar.”

***

Şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tefsirini (Kuran Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 70-75) okuyalım:

“Kadınların da iffetlerini korumaları, bunun için avret yerlerini örtmeleri ve zina etmemeleri emredildikten sonra ek olarak onlara, istisna edilen kimselerden başkasına ziynetlerini göstermemeleri ve başörtülerini yakaları üzerinden bağlamaları yükümlülüğü getirilmiştir. Bu hükmün iyi anlaşılabilmesi için dört hususun açılması gerekmektedir: Süs, açıkta kalan süs, başörtüsünün yaka üzerinden bağlanması ve istisnalar.” (...)

Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar emri, bir cahiliye âdetini değiştirmekte, kadınların uygun bir örtüyle başlarını, boyun ve göğüslerini örtmelerini gerekli kılmaktadır. Bu emirden önce kadınların çoğu, eski âdetlerine uyarak başlarına aldıkları örtünün uçlarını omuzlarının arkasına atarlar ve ön tarafı açık bırakırlardı... (Buhârî, Tefsîr, 24/12; Ebû Dâvûd, Libâs, 30-32).”

Önemli not: Ayette “başlarını” sözcüğü yoktur. Tefsirde bu ekleme ile ayete müdahale edilmektedir.

***

İslamcılar türlü desise (hile, oyun) ile türbanı toplumumuzun bir bölümüne kabul ettirdiler, okullara ve devlet dairelerine soktular. Bu metazori durum sahte belgeyi kabul ettirmek gibi bir şey... Bu fiili duruma muhalefet liderlerinin, gerçek din bilginlerinin boyun eğmeleri onuruma dokunuyor. Herkes boyun eğse de ben yalanı asla kabul etmem!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları