Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), geçen perşembe günü Fransa, Almanya, İngiltere ve Belçika’nın istemiyle ivedi bir toplantı düzenledi. Bu ülkeler, Türkiye’nin de üyesi olduğu “Kuzey Atlantik Örgütü Anlaşması’nın (KAÖA - NATO)” üyesidirler.
Bu ülkeler, ortak üye Türkiye’yi desteklemek yerine, tam tersine Suriye’de düzenlenen harekâtın durdurulması çağrısı ile Güvenlik Konseyi’ni ivedi toplamışlardı. Ancak BMGK’nin öteki üyelerinden destek görmediler...

***

ABD Senatosu’ndaki etkili Cumhuriyetçilerden Lindsey Graham, “Türkiye’nin kuzey Suriye’ye girmesi bir felaket. Trump yönetiminin utanmadan terk ettiği Kürt müttefiklerimiz için dua edin!” dedi.
Demokrat Senatör Chris van Holleni “Türkiye’ye yaptırım tasarısına son süratle devam edilmesi gerekliliği” konusunda konuştu. Demokrat Senatör Chuck Schumer de Türkiye’ye yaptırım tasarısını destekleyeceğini açıkladı.

***

Amerikan Kongresi bir gerçeği neden unutuyor?
Türkiye’nin KAÖA üyeliğinden bir yıl önce, 1951’de ABD Mühendislik Grubu’nca yapımına başlanan İncirlik Üssü 1954’te açıldı. 1958’de Lübnan bunalımına müdahale için İncirlik’teki Amerikan uçaklarına alarm verildi. ABD askeri kaynaklarında, bugün burada yaklaşık 2 bin 500 civarında ABD askerinin varlığından söz ediliyor.
İncirlik Hava Üssü’nde ABD’nin yanı sıra Almanya ve Hollanda gibi bazı KAÖA üyelerinin de askerleri görev yapıyor. Almanya’nın İncirlik’te 200’den fazla askeri bulunuyor.
BMGK’de Türkiye’ye karşı tutum takınan Almanya’nın Ocak 2016’daki Savunma Bakanı Ursula von der Leven, İncirlik Üssü’nde Alman birliklerini ziyaret etmemiş miydi? O birlikler Türkiye’nin ve KAÖA’nın düşmanlarına karşı konuşlandırılmamış mıydı?
İncirlik Üssü, özellikle bölgesel konumu ve yerleşik düzeniyle ABD’ye Ortadoğu bölgesindeki harekâtları için maliyet ve zaman açısından önemli avantajlar sunmayı sürdürüyor.

***

KAÖA’nın bu üyeleri PKK’den mi, Türkiye’den mi yana? Oysa KAÖA’nın 5. maddesi ne diyor?
“Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası’nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır.”
Bırakın bu anlaşmanın gereği Türkiye’nin yanında olmak, 59 Fransız milletvekili Türkiye’nin KAÖA üyeliğinin askıya alınması konusunda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a öneride bulundu. KAÖA üyesi Amerikan ve Alman milletvekilleri, bir başka KAÖA üyesi olan dost Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırım ve silah ambargosu önerdiler...

***

Biraz gerilere gidelim...
Lisede tapu kadastro okuyan Abdullah Öcalan, 1971’de Ankara’da yatay geçişle Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne (SBF) kaydını yaptırdıysa da “komünist kuruluşlarla” ilişkisinden dolayı SBF ile bağlantısını sürdüremedi.
27 Kasım 1978’de, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Fis köyünde “Marksist-Leninist ilkelere bağlı” bağımsız bir Kürt devleti kurmayı amaçlayan, “Partiya Karkerên Kurdistan (PKK) - Kürdistan İşçi Partisi’ni” kurdu. BMGK’ye giden AB ülkeleri dahil, çeşitli ülkelerce PKK terör örgütü olarak tanımlandı

***

PKK, İran’ın batısı, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’nin güneyden Akdeniz’e ulaşan bir Kürt devleti kurmayı amaçladı. Böylece PKK devleti denize ulaşacaktı. Bu amaçla Suriye’de PYD ve YPG de kuruldu.
Bu devletin arkasında ABD Yahudi lobisinin desteğinde İsrail başroldeydi. Böylece koridor, Irak ve Suriye’nin tepelerinde Demokles’in kılıcı rolünü oynayacaktı. Böyle olunca komünistlikten kayıp bayrağını da değiştirdi.
PKK, başlangıçta Rus, bugün ABD desteğinde gelişiyor!

***

Ankara - Vaşington - Moskova üçgeninde son durumun değerlendirilmesi sürüyor. Bugün Rusya’nın Soçi kentinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Vlademir Putin buluşacak. Suriye’de PKK’nin çekilmesi sonrasındaki durumu değerlendirecekler. Bir söylentiye göre Suriye Başkanı Beşşar Esad’ın da Soçi’de boy göstermesi olası!
Bundan sonra gündem herhalde Türkiye’nin “Güvenli Bölge”den ne zaman, nasıl çekileceği olacak!