YSK iptal!

08 Mayıs 2019 Çarşamba

İstanbul seçimleri sürecini üçe ayıralım:
31 Mart gecesi, 1 Nisan-6 Mayıs arası, 6 Mayıs’tan sonrası...
Seçim gecesi saat 23.30 sıralarında Binali Yıldırım mikrofonların önüne geldi ve kendisine söylenenleri aktardı:
“İstanbul’u kazandık... 3 bin 800 oyla öndeyiz!”
Önceki seçimlerin ışığında bakarsak; AKP’nin açıklaması tabanını coşturacak, medya balkon konuşmasının hazırlıklarını haber yapmaya başlayacak, sandık başındaki CHP’lilerin morali bozulacak, sabaha karşı fark 20 bine kadar çıkarılacak, atı alan Üsküdar’ı geçecek...
Bu kez öyle olmadı, Ekrem İmamoğlu’nun liderliği, Canan Kaftancıoğlu’nun koordinasyonu AKP’nin ezberini bozdu. İmamoğlu o gece 6 kez basın toplantısı yapıp, “Yıldırım doğru söylemiyor, ben önde olduğumu biliyorum. Elimde 31 bin 280 sandığın ıslak imzalı tutanağı var” dedi.
İmamoğlu’nun kazandığı an, o andır...

***

1 Nisan’dan itibaren sandık cinayetleri başladı. 1950 yılında kurulan YSK tarihinde hiç yaşanmamış gelişmeler gördük. 1 Nisan günü öğleden sonra İmamoğlu’na mazbatasının verilmesi gerekirken 17 gün Binali Yıldırım’ı öne geçirme arayışıyla geçti. Tüm geçersiz oylar sayıldı, olmadı... Cetveller yeniden toplandı, olmadı... Büyükçekmece’de seçmen avına çıkıldı, olmadı... Sonunda “mecburen” İmamoğlu’na 17 Nisan’da mazbatası verildi. AKP de oyunun “iptal” perdesini devreye soktu. Bütün olağan itiraz yolları tükendikten sonra, reddedilmiş itirazlarının tümünü içeren 44 sayfalık dilekçe, 3 bavulluk şişirme dosyayla YSK’ye geldi. Olağanüstü itiraz süreci başladı.
Bu aşamada sahne genişledi, Erdoğan ağzını açtı, Bahçeli devreye girdi... YSK’nin karar toplantısından bir gün önce YSK’nin dışında sandık kurulu başkanları FETÖ kapsamlı ifadeye çağrıldı.
6 Mayıs’ta YSK, kendi varlık nedenini de iptal eden kararı verdi. Bir sandıkta dahi sandık kurulu başkanının sonuçları etkileyen bir tutumu saptanamadığı halde, 225 başkanın kamu personeli olmamasını gerekçe gösterdi.

***

Bu aşamadan sonra ne olacak? Millet İttifakı nasıl bir yol haritası izleyecek?
İlk ortaya atılan önerilerden biri seçimi boykottu.
Türkiye’de bu tür, oyunun dışında kalarak strateji üretme yönteminin tutması çok zor. Böyle bir durumda AKP hemen şunu işleyecektir:
- Kaybedeceklerini gördüler, kaçıyorlar... Hem Millet İttifakı’yız diyorlar hem milletten kaçıyorlar...
Bu kozu vermemek gerekiyor.
Önceki akşam kararın kamuoyuna AKP temsilcisi tarafından açıklanmasının ardından tepki seli başladı. Kaç telefon aldığımızı saymak mümkün değil. Ağırlıklı görüş, İmamoğlu’nun seçimi yeniden kazanacağı yönündeydi. Ama bir şartla; seçim hukuk zemininde, adil koşullarda, toplumun kafası karıştırılmadan yapılırsa!
İşin püf noktası da bu.
Erdoğan’ın da dillendirdiği 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreç belleklerde!
23 Haziran’a dek ana gündemimiz İstanbul seçimleri olacak. Çok zor bir döneme girdik. Bir yurttaş telefonda şöyle diyordu:
“KPSS sorularının çalınıp iktidar yanlılarına verildiğini bile bile sınava girecekmiş gibi hissediyorum kendimi...”
Önümüzdeki günlerin ne getireceğini kestirmek zor, ama ne olursa olsun mücadeleyi bırakmamak gerekiyor.
En büyük enerjimiz İmamoğlu’nun başarıya olan inancı. Böyle bir inançtan daha büyük enerji yoktur.
Bu seçimi iptal ettiren güç, bundan sonrasını da mutlaka hesapladı, planladı. Bunu unutmadan, 23 Haziran için akılla, sağduyuyla, cesaretle, özgüvenle çalışmak, İmamoğlu’na omuz vermek gerekiyor.
Haydi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları