Şu Suriyeliye vatandaşlık meselesi
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Şu Suriyeliye vatandaşlık meselesi

14.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bayramda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki Suriyelilere vatandaşlık vaadini okuyunca aklıma gelen ilk cümle “Yahu önce Cizrelilere vatandaşlık verseydiniz” oldu. Hani neresinden baksanız yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşıyorlar...
Eh tabii kâğıt üzerinde Cizrelilerin vatandaşlık hakkı var. Ama gel sen bunu orada sınava giremeyen, okula gidemeyen, evi sanki Halep kırsalındaymış gibi yerle yeksan olan insanlara anlat.
Tam da Erdoğan’ın demecini okumadan önce Human Rights Watch, namı diğer İnsan Hakları Gözlemevi’nin, Cizre raporunu okumuştum. Üzülerek. Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda tıfıl bir muhabir olarak Human Rights Watch’ın Türkiye’deki köy boşaltmalarla ilgili raporunun basın toplantısına gitmiştim. Yazdığım ilk haberlerden olmalı. Aradan yıllar geçti, 360 derece dönüp yine insan hakları kuruluşlarının mercek altına aldığı ülkede gazetecilik yapıyorum .Üzülmemek mümkün mü?
Erdoğan’ın lafları kişisel olarak hepimizi bir ikileme soktu. Ben şahsen zorlanıyorum. Bir yandan, Suriye savaşının başından bu yana mülteci karşıtı siyasi çıkışlardan rahatsızım. Halihazırda Suriyeli düşmanlığı üzerinden gazetecilik yapanları ayıplıyorum. Ailesinin bir kanadı Balkanlar’dan gelmiş biri olarak, evini yurdunu bırakıp savaştan kaçan insanlara karşı bu tutumu kabullenemiyorum.
Türkiye’nin Suriye politikasında onlarca hata var; ancak savaştan kaçan mültecilere kapısını açması doğruydu. Dini, mezhebi, kökeni ne olursa olsun, bu coğrafya yüz yıldır insan öğütüyor. Yüz yıl önce Anadolu’dan göçe zorlanan Ermenilerin kamp kurduğu, tehcirden sağ kalanların ilk barınağı olan bütün yerleşim alanları (Tel Abyad, Kobani, Kasab, Rakka, Halep vs), yüz yıl sonra yine savaş ve IŞİD zulmüyle göç veriyor. Bu sefer insanlar ters istikamet Anadolu’ya geliyor. Sanki ilahi bir lanet...
Gel gör ki, Erdoğan’ın söz ettiği “vatandaşlıkerken ve iyi hesaplanmamış bir adım. Siyasi yelpaze içinde AKP dahil kimse bunu desteklemiyor. Toplum ise zaten Suriyelilere karşı bileniyor. Bu tarz bir girişim, aynı Konya’da olduğu gibi, Kilis ve Gaziantep gibi göç alan yerlerde toplumsal fay hatlarını tetikler.
Türkiye’ye sığınan Suriyeliler tabii ki çalışabilmeli; eğitim alabilmeli; sağlık ve sosyal hizmetlerden yararlanabilmeli. Bu imkânları Almanya ya da İtalya da sağlıyor. Ama vatandaşlık, bambaşka bir mertebe. ABD’de sığınmacılar yeşil kart alabilmek için yıllarca sürünür, ondan sonra vatandaşlık için bir o kadar daha çabalar. Dünyanın hiçbir yerinde “şak” diye 3 milyon kişiye vatandaşlık verildiğini duymadım.
Hele de kendi iç barışını henüz sağlayamamış bir ülke için oldukça sıkıntılı bir durum bu.
Bir de işin sosyolojisi var. Dünyanın her yerinde mülteci/ yabancı karşıtı yükselen bir dalga var. Türkiye de bundan muaf değil. İktidar partisi, kendi kitlesi üzerinde muazzam bir propaganda gücüne sahip olduğu için, şu ana kadar ciddi bir yabancı karşıtlığı yaşanmadı. Ancak bu durum, işin sosyolojisine aykırı. Konya’da yaşananlar, Türkiye’nin başka yerlerinde de yaşanabilir; yaşanacaktır. O yüzden bu tarz çıkışlarla toplumu kışkırtmamak lazım.
Bir not da “kademeli vatandaşlık” önerisine. Hani diyorlar ya “kalifiye insanları”, doktorları, hemşireleri vs. T.C. vatandaşı yapalım. Son bir yıldır mülteci meselesi üzerinde çok çalıştım. Berlin’den Kilis’e birçok mülteci aileyle görüştüm. Korkarım “kalifiye” dediğiniz insanlar, çoktan kapağı Avrupa’ya attı. Parası olan Türkiye’den kaçtı.
Kalanlar da ya çok fakir ya da bir an önce Suriye’ye dönmek istiyor...
Türkiye’nin burada yaşayan mültecilerin hayatını düzeltmek için yapabileceği çok şey var. Okul çağındaki çocukların yüz binlercesi okula gitmiyor. 2.5 milyonun sadece 300 bini kamplarda; kalanları şehir varoş ordusuna katıldı. İş başvuruları için talep az. İşyeri açmak çok zor. Radikalleşme, had safhada.
Bütün bunlara çözüm üretmek varken, olayı vatandaşlıktan başlatmak, olsa olsa bir gündem değiştirme taktiği olabilir...

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018