Benim soyum, benimle başlar!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Benim soyum, benimle başlar!

12.02.2018 03:33
Güncellenme:
Takip Et:

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün e-Devlet’ten başlattığı “alt-üst soy raporu”nda patlama yaşandı. 4-5 göbek ötesinde kimin-kimlerin olduğunu merak edenler akın etti ve sistemi çalışamaz hale getirdi. Sonunda soyağacı paylaşım hizmeti durdurulmak zorunda kalındı.

“Birey”in ortaya çıkmadığı “cemaat toplumsallıkları” (“gemeinschaft”) soy, sülale, şecere gibi kan bağına dayalı kimliklerle varlık arayışında bir insanlık hali üretir. Böylesi bir toplumsallığın iktidar tabakasında da “aristokrasi” vardır. Orada da soy(luluk) her şeyi haklı kılar. Ne kadar işe yaramaz, yetersiz, yeteneksiz olsanız da “soylu” iseniz statüye de, itibara da, zenginliğe de, saygınlığa da sahip olursunuz.

Modern toplum, cemaat toplumsallığının da, aristokrasinin de yıkıldığı yerde ortaya çıktı.

Bir cemaat mensubu olmak yerine meslek sahibi birey olmanın önem kazandığı yeni/modern toplumsallıkla (“gesselschaft”) birlikte aristokrasiyi tarihe gömen burjuva-kapitalist toplum da elbette güllük gülistan değildir; eşitsizlik, adaletsizlik, sömürü onda da devam eder. Ama “soy”, bir değer olarak tarihe karışmıştır.

O yüzden Fransız Devrimi sonrası yeni durumda Napolyon’u, “Bu adam kim ki bizim kralımız oluyor, asil değil, soylu değil; bir işçinin oğlu başımıza kral mı olacak” şeklinde değerlendiren asilzadeler, onun “Asaletim, soyluluğum benimle başlar, benim soyumdan devam eder” cevabıyla kıç üstü oturmuşlardır.

Türkiye’de soy-sop takıntısı, kırsal-cemaat toplumsallığının (“gemeinschaft”) hem sosyo-ekonomik çerçevede aşılamamış, hem de kültürel kategori (yaşama şekli) olarak fazlasıyla belirleyici olmasıyla bağlantı içindedir. Yeni tanışanların “yabanlık” kuşku ve kaygısını bir an önce giderme yolunda “Memleket neresi?” diye birbirlerini tarttıkları bir ülkede soy-sop merakı tavandadır. Üstelik bunu destekleyen, besleyen, pekiştiren bir iktidar politikası, devlet-aklı da var ortada.

Ve soyağacı belirleme yollu e-Devlet uygulamasında en büyük tehlike de burada karşımıza çıkıyor. Şöyle:

Türkiye’de dost sohbetlerinde veya evlerin kuytu, mahrem köşelerinde geçen konuşmalarda, “3-4 göbek geriye gitsen bu memlekette kimin ne olduğu belli olmaz” şeklinde sarf edilen sözleri duymamış kimse var mıdır?.. Sanmam. Ben çok duydum ve bir çok olaya da tanık ve gözlemci oldum.

Bir tanesi, şahsıma özel: 30 yıl kadar önce bir sohbette baba tarafımdan Gürcü olduğumu söylediğimde Türkçü hassasiyeti dorukta bir “dost”, “Sana kardeş tavsiyesi, bunu her yerde söyleme” demişti!..

Babamın babası 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (“93 Harbi”) sonrası savaş kaybedilince Batum’da kalamayıp Karadeniz’in bu tarafına göçen ve Samsun’a yerleşenlerden…

Hayatımın hiçbir döneminde ne baba tarafından Gürcü olmanın gerçeğini, keyfini, neşesini reddettim, ne de bu ülkenin yurttaşı olmaktan yüksündüm. Benim gibi milyonlarca Gürcü kökenli yurttaşı var bu ülkenin…

Dahası, bu ülkenin, büyük annelerini kaybettiklerinde nüfus dairelerinde, bir ömür boyu saklanmış sır olarak onların Ermeni kökenli olduğunu öğrenen yurttaşları var.

Dedelerinin, ninelerinin Yahudi dönmesi olduğunu tesadüfen öğrenen yurttaşları da var.

Alan araştırmasında gittiğiniz köylerde insan sıcaklığı ile diyalog kurabildiğinizde duyarsınız, “Bizim aslımız Ermeni ama işte o olaylarda Müslüman olmuş bizim büyüklerimiz” diye…

Köy vardır Anadolu’da; “Tehcir”den kurtulmak için topluca ihtida etmiş Ermeni köyü… Kendilerini “garanti”ye alma yolunda 1970’lerin iç-savaş ortamında Türkçü-milliyetçi ideolojinin en damardan müdavimi kesilmiş, silme MHP’ye oy çıkarmıştır.

Köylü vardır Anadolu’da; misafirliğe gelen komşusu ayrıldığında evindeki antropoloğa, “Bunlar çok iyi insanlar ama aslen Ermeniler. Dedelerini dedem saklamış o olaylar olduğunda” diye anlatan…

Bu memleketin “ahlâklı” sosyologları, sosyal antropologları, etnologları, folkloristleri, tarihçileri bunları gayet iyi bilir.

DTCF’de hocam olmuş fizik antropolog Armağan Saatçioğlu, kan grupları yönünden Türkiye nüfusunun yakın ve uzak olduğu toplulukları belirlemeye yönelik bir araştırma gerçekleştirmişti 1970’lerde… Bu memleketin insanları kimlere yakın çıktı dersiniz?!

Orta Asya’daki Türk topluluklarına değil… Balkanlara, Orta ve Doğu Avrupa’ya, Ortadoğu’ya… Yani Sırplara, Romenlere, Polonyalılara, Ruslara, Yunanlara hatta İtalyanlara ve Anadolu’nun Doğu-Güneydoğu’sunda da İranlılara…

(Bkz. “ABO Genleri Yönünden Türkiye’nin Yeri ve Bu Ülkedeki Gensel Çeşitlilik Üzerine Biyometrik Bir İnceleme”, A.Ü.D.T.C.F. Yayınları, 1978).

Sonuç anlaşılır aslında: Coğrafyada eskiden kimler yaşamışsa ve Selçuklu-Osmanlı döneminde nerelerle kültürel etkileşim, alışveriş olmuşsa biyolojik yakınlık da ona paralel…

Fakat şimdi Türklüğün, Müslümanlığın, milliyetçiliğin, milliliğin, yerliliğin siyasi dilde baskın olup topluma alabildiğine empoze edildiği bir dönemde soy raporu öyle mi?!

Bana Gürcü olduğumu söylememe hususunda “kardeş tavsiyesi”nde bulunulmuştu ki bu en “hafif” basınç... E-Devlet’teki taramadan “Affedersiniz, Ermeni” veya “Dönme” veya “Rum tohumu” veya “Gâvur dölü” olduğunu öğrenme “riski” bulunanlar yok diyebilir misiniz?.. Hayır, diyemezsiniz...

Ve düşünün, sapına kadar Türkçü'sünüz, ama "saf kan" Ermeni çıktınız!..

Toplumsal infial yaratır bu, hem de böylesi “Vatan-Millet-Sakarya” politik ikliminde…

O yüzden Nüfus Müdürlüğü’nün bu işi o ya da bu sebeple, bahaneyle askıya alması kuvvetle muhtemel.

İşbu yazıyı da isteyen öngörü, isteyen “nasihat” diye okusun!..     

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018