Politika gösterisi değil politika yapmak!
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

Politika gösterisi değil politika yapmak!

14.11.2024 09:03
Güncellenme:
Takip Et:

Aklı başında her insan her an soruyor; bu işin sonu nereye varacak? diye. Daha ne kadar özgürlükten, demokrasiden, haktan, hukuktan söz eden iktidar sahipleri, yalancılıklarını ve ikiyüzlülüklerini çekincesizce açığa vuracaklar? Ve muhalefet daha ne kadar bu politik bağnazlıklar gösterisinin oyuncularından özgürlük, demokrasi, hak, hukuk ve kardeşlik dilenecek? Ne kadar daha böyle devam edeceğiz? Nihayetinde yurttaşların bir kurtarıcı sorumluluğunu yüklediği ülkenin kurucu partisi ne kadar süre daha politika yapmak yerine politika gösterisi yapmaya devam edecek?

Hayır, berbat bir komedi gösterisinin beceriksiz oyuncular tarafından sergilenen sahneleri değil gözlerimizin gördükleri. Aksine sokakta yaşadığımız gerçekler bunlar. Her şey, her birimizin yanı başında olup bitiyor –uzakta değil! Ve bazılarının zannettiği gibi ülke tarihimizde bir kaza yaşamıyoruz, adeta yeniden bir varoluş savaşı veriyoruz! Çünkü ülke yönetimimiz, şu anki gibi kendini yönetme sorumluluğundan muaf bir şekilde hareket etmeye devam ederse, söz konusu olan bir rejim meselesinden bile öte bizzat ülkemizin hayatta kalmasını tehlikeye sokacak bir sonuca da yol açabilir.

En uçlarda yaşıyoruz artık; ülkemiz can çekişiyor, karşıdevrim güçlerinin elinde, “şahsım devleti” anlayışının elinde can çekişiyor! Sonra ya da biraz sonra değil, şimdi, derhal bir şeyler yapılmalıdır! Bunun için adeta felçli bir zihin yapısı içinde hareket eden kurucu partinin gerekli cesareti ve sakinliği derhal geri kazanması gerekiyor. Açıkçası belirli alanlarda yapabiliyor da bunu, sözgelimi eğitim alanında tam da yapılması gerekenleri yapıp her bir konuyu tekrar tekrar masaya yatırıyor ve bunu ülkenin dört bir yanına yayarak gerçekleştiriyor, bizzat bakan hakkında suç duyurusunda bulunmak gibi oldukça yerinde tepkilerde bulunabiliyor. Ancak CHP’nin genel yönetimi, eğitim alanındaki bu tepkilerini diğer alanlara yaymak için bir türlü doğru adımları atamıyor ya da atmakta hep geç kalıyor ısrarla.

Yerel seçimler sonrasında müthiş bir direnç kazanan toplumsal muhalefetin yeniden zayıfladığına tanık oluyoruz bir kez daha. Zayıflık öncelikle pratik bir durum değil zihinsel bir durumdur ve gerekli zihinsel dönüşümler yaşandığında etkili bir dirence dönüşebilir yeniden. Ancak bu dönüşüm için zaman giderek azalıyor, içinde bulunduğumuz karşıdevrim tehdidinden kurtulabilmek için kurucu partinin hiç vakit kaybetmeden kendi eylem tarzını bulması gerekiyor!

AKP ve destekçileri gün be gün kendi istediği ve kendi seçmenleri dahil herkes için tam bir felaket olacak olan bir rejim inşa etmeye çalışırken devrimi gerçekleştiren partinin kendi içinde birtakım sorunlarla uğraşma lüksü yoktur! Denetimsiz yetkililerin denetimsiz yetkilerle yönettiği bir ülkede olağan politik durumların kavram setleriyle hareket etmek söz konusu olamaz! Bugün, hiçbir duyarlı yurttaşın açık bir şekilde bir karşıdevrim girişimi içinde olduğumuzu unutma hakkı yoktur! Kurucu parti yetkililerinin bunu unutma hakkı hiç yoktur!

Cumhuriyet devrimlerini savunmayı oy kaybı olarak gören laisizm ilkesini özellikle dile getirmekten çekinen Kılıçdaroğlu zihniyeti derhal terk edilmelidir artık, çünkü karşıdevrimle karşıdevrim grameriyle mücadele edilmez! Etmeye çalışıldığında ne olduğunu görmedik mi yeterince!

Her şeyden önce hiçbir muhalefet, hiçbir politik düzlemde şikâyet gramerine dayalı söylemlerle yol alamaz. Bu esası tekrar tekrar deneyimlemenin manası yok! Tepki ve şikâyet söylemleri arasında galaksiler kadar fark vardır. Karşıdevrim güçlerinin kapısını çalıp karşıdevrimden şikâyet edemezsiniz!

Karşıdevrime tepki verilir, onunla mücadele edilir, bu yüzden onunla tepki grameriyle, mücadele grameriyle konuşulur –ancak bir vızıltı etkisi bırakan naif söylemlerle değil! Karşıdevrim güçleriyle normalleşme serüvenine girilmez! Dahasını söyleyelim, karşıdevrimden kurtulmak için karşıdevrim güçleri muhatap bile alınmaz!

İmzasız pusulalar, montaj videolar ve onlarca seçim hukuksuzlukları gibi sebeplerden dolayı zaten meşru bir şekilde seçilmemiş olan ve her anında mevcut meşruluğunu da daha bir yitiren bu iktidarın ülkemizi meşru bir şekilde yönetmediği bu denli ortadayken, muhalefetin sanki normal bir politik gündem yaşıyormuşuz gibi davranıp kendi iktidarında neyi vaat ettiğini dile getirmesinin zamanı değil şimdi; şimdi en üst perdeden tepki verme, mücadele etme zamanıdır, bunun için derhal sokak sokak, meydan meydan dolaşıp meşruluğunu yitirmiş bu iktidardan kurtulmak için ülke erken seçimlere götürülmelidir. Ve hayır, erken seçim meselesi asla bir meclis aritmetiği meselesi değildir.

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024