Mayıs ayı kabus oldu F.Bahçe için. 3 kulvar girdiler Mayıs’a ama 2 baba kulvar gitti. Derken olsa da olur olmasa da dedikleri 3. kulvar da uçup gidiyordu. Tribünler desen stadın yarısı boş, ne destek ne fitile ateş. 12. adam bile umursamamış Türkiye Kupası’nı. Çünkü onlar Benfica maçında kalmış belli. Şampiyonluk da gitmiş, banane kupadan demişler.

Durum öyle olunca maç öyle bir başladı ki, 2 takım için de oyunun ne taktiği ne de stratejisi vardı. F.Bahçe 1-1’in rövanşında evinde oynuyor kontrollü başlamak yerine atak üstüne atak çabası içinde. Oysa öyle bir skor var ki ortada, 32. dakikada sonra tehlike F.Bahçe için oluştu. Eskişehir’in bulacağı 1 gol sonrası F.Bahçe’ye lazım 2 gol. Ya da F.Bahçe 2-1 yaptı ESES’e lazım bir gol. Yani ‘avantaj Becker’ durumları.

Eskişehir baskılara cevap vermiş 1-0 da öne geçmiş hala gol istercesine 4-5 kişi ile atakta. Bu arada daha net pozisyonlar harcarken F.Bahçe ise üretemezler ordusu kimliğinden hiç uzaklaşmadı. Beraberlik golü dışında amaçsız futbol.

Bir takımın savunması (Gökhan hariç) bu kadar mı teknik kapasitesi olmayan bu kadar mı pas özürlü olur. Bir ara Alper-Necati ikilisi Yobo-Egemen ikilisini deliye döndürdü. Bakın Eskişehir’in golüne, karşı kaleden gelen uzun topu sektirirseniz sizin gibi 2 ağır vasıtayı Necati ne yapar gördük. Aldım verdim gol oldu. Ya önlerindeki adamlar. Aklı ile ayaklarını buluşturamayan Mehmet Topal, onun açıklarını kapatmaktan çılgına dönen Emre. Topal’ın tek faydası uzatmaların sonunda önlediği atak oldu. Hücum tarafını organize etmesi beklenen ama deli danalar gibi biliçsizce saldıran Caner. Ara pası almışsın vuruş açın var kaleciyi geçmeye çalışmak neyine. Kuyt kayıp sadece koşuyor, Sow biraz, Webo gol dışında hiç yok. Ancak ikinci yarı biraz daha belirgin şablon vardı sahada. Kapanan ve kontratak yapan Eskişehir ve savunmasını sağlama alıp 4-5 kişi ile karambol de olsa gol arayan F.Bahçe. Alın size 90 dakika. Akaminko, Veysel, Erkan, Alper ve Necati Eskişehir’den öne çıkanlardı. F.Bahçe’den akılda kalan Gökhan Gönül.

Alper demişken, nereye gider bilemem ama F.Bahçe’ye gidemezse bu statta herkesin kabusu olur. Benden söylemesi.

Ya ‘uzatma’. Aslında hemen başında Necati golü atıp ‘uzatma’ dedi ama hakem golü yedi. Sonra Sow’un pozisyonunu da ofsayt diye yediler. Sonrası 2 taraf da ‘sıfır risk’ ile oynamaya çalışınca bir Topal’ın önlediği atak ve bir de Cristian’ın direkten giden şutu ile yandan dışarı kafası.

Oydu buydu finalist penaltılara kaldı ya.. Bu durumlar da top kimi isterse o finalde olur. Sonuçta top F.Bahçe’ye “Mayıs’a 3’ün 1’i ile devam” dedi.