O Film Hiç deSıkıcı Değildi

11 Ekim 2011 Salı
\n

Sırrı Süreyya Önderi, Beynelmilel filminin iki yönetmeninden biri olarak tanıdım, çok sevdim. Daha sonra köşe yazılarını okudum, keyif aldım.

\n

Sol geçmişi olan kişilerin her birinin politikaya atılmasında olduğu gibi, onun da siyasete soyunmasından sevinç duydum.

\n

İçinde bulunduğu grubun, önümüzdeki yasama döneminde tüm güçlüklere karşın, önemli roller yüklenebileceğini düşünüyor, bunu başarmasını temenni ediyorum.

\n

Son günlerde Sırrı Süreyya Önderin kimi gazetelerde yer alan konuşmalarını izlerken, o parlak mizahın sahibi, başarılı sinemacının filmin tümünü görmek yerine kimi fotoğraf karelerine takılıp kaldığı izlenimini ediniyorum.

\n

Belki de ben yanılıyorumdur.

\n

Önder, örneğin 9 Ekim günkü Milliyette yayımlanan söyleşisinde, Miraç Zeynep Özkartala verdiği yanıtlarda beni düş kırıklığına uğrattı.

\n

Gazeteci soruyor:

\n

- Bir sinemacı olarak, TBMMyi perdeye aktarsanız nasıl olur?

\n

Yanıt kısa ve net:

\n

- Çok sıkıcı olur.

\n

***

\n

Sırrı Süreyya Önder, ayrıca milletvekili odalarının cezaevi hücresinden küçük olduğunu, mimarisinin F tipini andırdığını, kendi kendine tutuklanmadan burada kalmamdediğini söylüyor.

\n

Gözlemlerin ilginçliğine bir diyecek yok. Görüşlerin bir bölümüne katılmamak da mümkün değil.

\n

Ama doğrusu bunları söyleyen kişinin oraya kendi rızasıyla adaylığını koyan ve halka giderek Beni oraya seçin ki orada sizin sorunlarınıza çözüm arayayım diyen biri olması, düşündürücü.

\n

Yanlış anlaşılmak istemem; sanatçı kökenli politikacımızın (keşke sayıları daha çok olsa) sözleriyle Meclisin manevi şahsiyetini veya itibarını zedelediğini falan söyleyecek değilim. Çünkü meclislerin itibarlarını kendilerinden başka hiçbir kişi veya kurumun zedeleyemeyeceği kanısındayım.

\n

Ayrıca bugünkü çoğunluk kompozisyonunun, sorunları çözücü olduğunu sanmıyor, demokrasinin son kalıntılarını bile daha un ufak etmeyeceğine emin olamıyorum.

\n

Ama bu kafada olan bir adam, oraya seçilmeye talip olmaz, seçildikten sonra bu görüşlere ulaşmışsa, kusura bakmayın! burası hakkında yanılmışım, bana müsaadediyerek mücadelesine başka yerde devam eder.

\n

Yok öyle yapmıyor da orada kalıyorsa, elindekiyle bir şeyler kotarmaya çabalar.

\n

Ama S. S. Önderde asıl yadırgadığım o da değil de... Bir fotoğraf karesine takılıp kalarak, bir sinemacı olarak, filmin tümünü görememiş olması oldu.

\n

***

\n

Pazar günü gazeteyi okurken, aklıma iki gün önce, Ahmet İsvanın Yalova Taşköprüdeki evinin çalışma odasının duvarında gördüğüm fotoğraf geldi.

\n

91 yıl önceki 1. Büyük Millet Meclisinin Genel Kurul salonunun fotoğrafıydı o.

\n

- Ahmet Bey ben resmi biliyorum, dedim.

\n

Gerçekten biliyordum. Çünkü bir bölümü o binada çekilmiş olan Ziya Öztanın Cumhuriyet filminde oynarken orada, o eski günleri aynen canlandıran dekorun ortasında, o müze binada üç gün geçirmiştim.

\n

Muhteşem bir maceranın öyküsünü anlatan o film hiç de sıkıcı değildi.

\n

O dekorun içinde oynadığım zaman kendi kendime mırıldanmıştım:

\n

- Bu toprakların bütün insanları mutlaka gelip burayı görmeliler.

\n

Günümüzde artık örneği kalmamış, ancak benim çocukluk yıllarımda köhne kenar köşe Anadolu kentlerinde rastlanan ahşap, sinema salonlarını andıran kırık dökük, dökülen bir sobayla ısıtılan bu salonda somutlaşan yoksullukla o heyetin iradesinde somutlaşan ihtişamın bir arada olduğu bir yer daha bulmak imkânsızdır.

\n

Ahmet İsvanın duvarındaki o yoksul kırık dökük bina fotoğrafı, bugün Sırrı Süreyyanın da üyesi olduğu mimarisini F tipi bulduğu binadaki Meclisin atasıydı.

\n

Bu Meclisten, o günkü, kurtuluşçu ve özgürlükçü ve kurucu iradeyi yaratmaya soyunmak, ancak tek kareye saplanmayıp bütünü görenlerin başarabileceği şeydir.

\n

Ben Sırrı Süreyya Önderin konuşmalarında o cevherin yansımasını bulmak isterdim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları