Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

13.03.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

“Korku, dağları sardı” dilimizin yerleşik deyimleri arasındadır. İster siyasi ister sportif alanda olsun, köşe başlarını tutan insanlar bile rakiplerinden korkmaya başladıkları anda maalesef eşitlik ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak davranışlara girişirler. Ülkenin bugün en büyük sorunu, eşitlik ve adalet arayışı. Herkese aynı muamele yapılmıyor. Aynı suçlar aynı ceza ile karşılaşmıyor. İnsanlar artık her alanda haklarının yendiğini düşünüyor.

İMAMOĞLU KORKUSU, SEN NELERE KADİRSİN!

Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanı olma konusunda kararlı. Kazanabileceğini ortaya koyan birçok anket de yayınlandı. 23 Mart’ta ise 100 binlerce CHP üyesi sandığa giderek kendisini CHP’nin resmi adayı yapmak için oy verecek. Öğrendik ki, Kastamonu ve Trabzon’da “maç var” bahanesiyle kendisine büyük spor salonları açılmamış. Soruyorum size, oraya AKP adayı gitseydi, ne olurdu? O bahaneler hemen buharlaşıverirdi! Soruya bile gülüyorsunuz değil mi? İmamoğlu’nun vatandaşlık hakları gasp edilircesine üst üste açılan ve hiçbir mantığı olmayan davalarla adaylığının hukuki planda geçersiz hale düşürülmeye çalışılması hangi hukuk, insan hakları, hangi eşitlik ve adalet kavramları ile açıklanabilir? Ve işin kötüsü halk artık bunu olağan kabul etmeye başladı! Erdoğan’a karşı en güçlü cumhurbaşkanı adayı olan İmamoğlu’na iktidarın çelme takma peşinde olduğunu, onun partisini ve çeşitli belediyeleri adım adım kuşatarak çemberin daraltıldığını ve sanki bu durum “başa gelen bir kadermiş gibi” bir algı oluşturulduğunu herkes görüyor ve ne kadar acıdır ki seyretmekle yetiniyor. Cesur bir duruşla itiraz edenler de büyük bir baskı kıskacı altına alınıyorlar. Bu arada Başsavcı Akın Gürlek, 23 Mart tarihine yetiştirmek istercesine İmamoğlu’nun diploması konusunda, üniversitenin yanıtını hızlandırmasını talep etti. İzlediğim bazı tartışmalarda “yaratılan baskı ortamının bugüne kadar görülmedik bir düzeyde olduğu” konuşuluyor. Hayır, yanılıyorlar. Bu düzey ve daha yukarısı 1960’ta Demokrat Parti Türkiyesi’nde fazlasıyla vardı. Bize bugünlerde demokrasinin en büyük temsilcisi olarak tanıtılan Demokrat Parti’den söz ediyorum. Ama öte yandan o günlerde bile, güçler ayrılığı bugünkü kadar sıfırlanmamıştı, o fark doğru…

ADALET DAĞITACAK KOLTUKTA OTURANLAR (!)

Sakın şu noktada bu makaleyi bir futbol yazısına çevireceğimi düşünmeyin. Söyleyeceğimi algılamak için, takım tutmanıza veya futboldan anlamanıza bile gerek yok. FB-GS kavgasının derinliğine bu siyasi yazıda girmeyeceğim. Ama Galatasaraylılar, Futbol Federasyonu’nun kurullarına fazlasıyla yerleşmiş durumda. Mesela PFDK Başkanı Celal Nuri Demirtürk’ün, Galatasaray formasıyla şampiyonluk kutlamalarındaki fotoğrafı medyada geziyor. Fenerbahçe teknik direktörü Mourinho’da kendisine çok yanlış ve abartılı bulduğu 4 maçlık ceza verildikten sonra haklı olarak bu fotoğraftan ve bunun yarattığı açık taraftarlığın taşıdığı rahatsızlığından söz etti. Şimdi de, Mourinho PFDK Başkanı’nın Galatasaraylı oluşundan söz etmeye cüret etti diye, kendisine yeniden ceza verilmek üzere PFDK’ya sevk edilmiş. Gerekçe: “Türk futbolunun marka değerini düşürmek”. Sayın Demirtürk tabii ki istediği takımı tutsun, şampiyonlukları da doya doya kutlasın. Ama soruyorum size, PFDK başkanlığı yaparken herhangi bir takımın formasıyla ortada gezip bir de adalet dağıtıcı rolüne soyunması asıl Türk futbolunun marka değerini düşürmüyor mu? Bu itirazıma demokrat Galatasaraylıların da bir negatif tepkileri olacağına inanmıyorum. İsterse eski fotoğraf olsun! Mesela deklare bir Fenerbahçeli olarak ben Futbol Federasyonu’nun objektif ve tarafsız kalması gereken kurullarından hiçbirine başkan olamam! Olmam. Ben eşit ve dürüst davranacağıma söz versem bile zaten inandırıcı olamam. Bu ayrımı yapmak zor mu?

O kadar çok örnek var ki, mesela Acun Ilıcalı ve Sadettin Saran için canlı maç yayınında yasa dışı bahis reklamı konusunda soruşturma açan sayın savcı, acaba TRT Spor’un evvelsi günkü Şampiyonlar Ligi’nde Leverkusen-Bayern maçında yayınlanan yasa dışı bahis şirketi reklamının görünmesi konusunda ne yapacak? Bir şey yapmayacaksa, diğer dava nasıl gündeme gelebilecek?

“KURUCU ÖNDER”E KADAR GELMİŞİZ!

Devlet Bahçeli coştukça coştu. Herhalde koşar adımlarla Nobel Barış ödülü hedeflediğinden, PKK’lılara veya Avrupalılara daha nasıl şirin görüneceğini bilemiyor. Olay, Öcalan’dan söz ederken “PKK’nın kurucu önderi” demeye kadar yükseldi. Öte yandan şu ya da bu CHP belediyesi veya yazar veya gazeteci veya sosyal medya hesabı olan genç herhangi bir şekilde o PKK’lılara değindiği veya aralarında telefon görüşmesi geçtiği saptandığı zaman neler olduğu malum. Bahçeli veya AKP’nin kendi siyasetçileri için ise bu yumuşak ve tatlı sözlerle açılımı devam ettirmek tabii ki serbest.

MUHALEFETİN İÇİNE GÖZ ATARSAK…

Benzer demokrasi hazmı ile ilgili sorunlar, maalesef siyasal parti veya medya olarak muhalif kesimlerde de var. Bu yazıda onların detayına çok giremeyeceğim. Mesela CHP içi iktidar savaşlarında Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na karşı cephe alan arkadaşları uyarmak istiyorum. Parti’nin adeta varoluş kavgası verdiği ve tek parti devletine karşı her an saldırıya uğradığı bir ortamda, Genel Başkan veya cumhurbaşkanı adayına karşı, “severim sevmem, çalışıyor çalışmıyor, egosantrik veya değil”, gibi hiçbir tartışmanın kesinlikle ne yeri ne zamanı… Bunlar kurultay zamanı konuşulur, tartışılır.

İçeriğine hiç girmeden, Halk TV’de yaşanan ağır ve yoğun çalkalanma konusunda da aynı şeyi ifade edeceğim: lütfen bir masa başına oturun ve sorununuzu çözmeden oradan kalkmayın. Türkiye, demokrasi tarihimizde inanılmaz bir dar tünelden geçiyor. Bazen kavga vaktidir, bazen barış… Ben, Türkiye’nin her gece genç Barışları keyifle izlemesini istiyorum!

Yazarın Son Yazıları

İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025
İmamoğlu'nun açıklanması, paranoyayı katlayacak

İmamoğlu'nun açıklanması, paranoyayı katlayacak

Devamını Oku
27.02.2025
CHP’yi 100 yıldır hazmedemeyenler!

CHP’yi 100 yıldır hazmedemeyenler!

Devamını Oku
20.02.2025
Gündem sorularınızın yanıtı burada!

Gündem sorularınızın yanıtı burada!

Devamını Oku
13.02.2025