Arzu Süzmen

Ucundan biraz almanın zamanı mı?

20 Ekim 2014 Pazartesi

Toplumumuz, bıyık ve sakal gibi 'erkeklik sembollerine' tarihten beri düşkündür. Erkek için güçlü, kuvvetli, ağır olmanın yollarından biridir, sakal uzatmak. 'Sakalım yok ki sözüm dinlensin' deyimi elbet boşuna söylenmemiştir.

Geceleri insanların rüyalarına giren dedenin ak sakalları olmasa belki de gösterdiği yol izlenmeyecek, Gulyabani uzun sakalları olmasa korku figürü olmayacaktı. Gel gelelim sakal, toplumun her kesimi, hatta trend yaratma meraklısı hipster'lar tarafından son yıllarda olduğu kadar takdir edilip, adeta tutkuyla yüzleri süslememişti.

KILDA MANA ARAMAK

İnsanoğlunun yüzyıllardır sakalla bir derdi var. Antik çağlardan bu yana farklı medeniyetler sakala ideolojik, dinsel, sembolik anlamlar yükledi. Antik Mısır’da kralların taktığı yapay sakal bilgeliği simgelerken; Asur ve Babil medeniyetlerinde erkekler, statü sembolü lüleli uzun sakallarını altın tozuyla süslüyordu.

Ortaçağda şövalyeler sakallarını onur ve erkekliğinin sembolü olarak görüyor, onu çekmeye yeltenen bir ‘hadsiz’ olursa, derhal düelloya davet ediyordu. Vietnam Savaşı ile Amerika’da hippie kültüründe savaş karşıtlığının ve isyanın simgesi olan uzun saç ve sakallar, 1990’lara kadar farklı stillerde popülerliğini korudu.

2013’deki Oscar Töreni’nde Ben Affleck, Bradley Cooper ve George Clooney’in kırmızı halıda kaba sakallarıyla salınması ve İngiliz model Ricki Hall’ün reklam kampanyalarında cazibe unsuruna dönüşmesi ile dünya çapında trend haline gelen sakal; memlekette de Muhteşem Yüzyıl dizisinin etkisiyle ‘muhteşem bir modaya’ dönüştü. Sonra bir baktık, sokaklarda sakalsız adam kalmadı

‘Neden sakal?’ sorusuna aldığım cevaplara bakınca; erkekler sakalı estetik açıdan kendilerine yakıştırıyor, hayatlarına özgürlük getirdiğini düşünüyor, ‘moda olduğu için değil, sevdiklerinden’ uzatıyorlar. Yunan filozof Epiktetos gibi sakalı kişiliğinin vazgeçilmez bir parçası olarak görenler de var.

SAKALI KESMELİ Mİ, KESMEMELİ Mİ: İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

Sakal modasının ‘ucundan biraz almanın’ zamanı geldi mi diye düşünürken; geçen hafta gerçekleşen İstanbul Moda Haftası'ndaki defilelerde sakallı modellerin podyumları doldurduğunu gördük.

Öte yandan IŞİD terör örgütü üyelerinin sakallarının yarattığı negatif duygu sebebi ile uzun sakallarınıkesenler de yok değil. Haksız da sayılmazlar zira sakal, kötülüğün sembolü olmamalı.

Çünkü biz kadınlar, ‘güzel’ adamlarda, ‘güzel sakallar’ severiz: Oğuz Atay’da olduğu gibi tutunamayan ama gülümseyen sakalları…

Sakal modası ne kadar sürer bilinmez lakin aradığımız cevap belki de Diyarbakırlı halk ozanı Aşık İhsani’nin ‘kara sakalım’ şiirinin dizelerinde saklıdır:

Sakal seni güzel için taşırım
Ben seni kesemem kara sakalım
Nerde güzel görsem hafif kaşırım
Ben seni kesemem kara sakalım

Şıhlar gibi üç beş karı almadan
Softa gibi boşa namaz kılmadan
Muska yazıp üfürükçü olmadan
Ben seni kesemem kara sakalım

İhsani'yim sakal iki gözümsün
Elimde sermayem büyük kozumsun
Halkı kandırmaya bana lazımsın
Ben seni kesemem kara sakalım

 

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları