Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kıbrıs’ta müjde ne olmalıydı?
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 47. yıldönümü kutlamaları için KKTC’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyaret öncesi, müjde vereceğini açıklamıştı. Beklentiyi yükseltmişti. Müjdenin, KKTC’de Cumhurbaşkanlığı sarayı, meclis binası ve millet bahçesi yapmak olduğu görüldü. Erdoğan, mülkiyet haklarına riayet edilerek yapılan çalışmalar ışığında, Maraş’ta hayatın yeniden başlayacağını da açıkladı. Fakat bu açıklamalar, KKTC’de beklentileri karşılamadığı gibi Kıbrıs Türklerini ikiye böldü. Erdoğan’ın konuşma yaptığı oturuma, muhalefet katılmadı. Konuyu tartışalım...
Birincisi, günlerdir Erdoğan’ın vereceği müjde konusunda çeşitli tahminler yapılıyordu. “Azerbaycan KKTC’yi tanıyacak” diyen de vardı, KKTC açıklarında zengin enerji yatakları bulunduğunu söyleyen de. KKTC’nin adının Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirileceğini düşünen de vardı, KKTC’de başkanlık rejimine geçilmesini bekleyen de. Hiçbiri olmadı.
İkincisi, KKTC’nin bağımsız, egemen, eşit bir devlet olarak tanınması için çalışmak varken, KKTC’nin tamamen içişi olan sıradan bir konuda, yeni bir Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılması konusunda açıklama yapmak, doğru olmadı. Türkiye, eğer böyle davranırsa, başka devletlerin KKTC’yi tanıması mümkün olmaz. KKTC’nin bağımsızlığına ve egemenliğine, öncelikle ve özellikle, Türkiye’nin saygı duyması gerekir.
İKTİDAR, DENKTAŞ’A KARŞI, ANNAN PLANI’NI SAVUNMUŞTU
Üçüncüsü, mevcut iktidar; her ne kadar son yıllarda arası açık olsa da KKTC’nin önceki cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’yı desteklemişti. Talat ve Akıncı; Annan Planı’nı savunan, “yes be annem” demiş, Türkiye’deki ikinci cumhuriyetçi, liberal, “yetmez ama evetçi”, Batıcı, ABD ve Avrupa’dan fonlanan çevrelere yakın siyasetçiler. İki devletli çözüme karşı olduklarını; bağımsız, egemen, eşit KKTC tezine uzak durduklarını biliyoruz. AKP’nin; KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı, Türk devlet adamı geleneğinin son temsilcisi, “Toros” lakaplı ulusal kahraman Rauf Denktaş’ı nasıl devre dışı bıraktığını, Annan Planı’nı nasıl hararetle savunduğunu unutmuyoruz.
Dördüncüsü, ekonomisi zayıf olan KKTC’de, bina yapmak yerine, bu kaynağı eğitime, sağlığa harcamak, üretim ve yatırım için kullanmak daha doğru olurdu. Türkiye Cumhuriyeti, KKTC’ye elbette mali yardım yapmalıdır. Bu tartışılmaz. Ama KKTC; bağımsız ve egemen bir devlet olarak parayı nereye harcayacağına, kendisi karar vermelidir. Bunun aksi bir davranış ve söylem, KKTC’yi güçlendirmez. Zayıflatır. Başka devletler tarafından tanınmasını zorlaştırır, geciktirir.
Beşincisi, iktidara yakın bazı gazetecilere göre öyle büyük müjdeler geliyordu ki Avrupa korkuya kapılmış, müjdeler açıklanmasın diye, Ankara’dan ricacı olmuştu. Müjdenin yeni binalar yapmak olduğu görülünce, akla şu soru geliyor: Ya bu müjde beklentisi çok abartılıydı ya da Avrupa’nın “ricaları” etkili oldu. İkisi de vahim.
Sözün özü; müjde, KKTC’nin başka devletler tarafından tanınmasıdır, bina yapmak değil.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- İsmailağa ikiye bölündü!
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- Vali koltuğuna oturan öğrencinin sözleri gündem oldu
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Kulüpler Birliği ile TFF arasında gergin toplantı!