AKP Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını ne kadar kutlamak istiyor?

AKP Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını ne kadar kutlamak istiyor?

27.10.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için bir logo hazırlamış; “Türkiye Yüzyılı” sloganını taşıyan şatafatlı bir logo... CNN Türk’te bu logo hakkında neler düşündüğümü sordular. Öncelikle, sevgili Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını müjdelemekten ziyade, Cumhurbaşkanlığı forsunu ve Saray’ı düşündürdüğünü söyledim. Sonra da AKP’nin geçtiğimiz hafta, kendi grup başkan vekilinin çıkışı yüzünden nasıl zor durumda kaldığını gündeme taşıdım. Ne demişti felsefi ve bilgiç edalarla Mahir Ünal?

“Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız Devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügata dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin Kültür Devrimi’dir. Lügata dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatımızı, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir.

Sorun ortada: AKP istediği logoyu hazırlasın, hiçbir samimiyet göremiyorum. Mahir Ünal bu demeci verdikten sonra Sayın Erdoğan veya AKP’nin diğer önemli kurmayları kalkıp “Sen nasıl bunları söylersin? Cumhuriyet bizim en yüce değerimizdir” gibi cümlelerle kendisine itiraz ettiler mi? Maalesef hayır! Dolayısıyla bu logonun anlattığı iddia edilen alt metinler bana pek samimi gelmiyor. AKP’den, Ömer Çelik’in sosyal medya Cumhuriyet övgüsü dışında tık çıkmadı ama ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli açtı ağzını yumdu gözünü, fakat o da  AKP’den hiç kimsenin adını anmadan:

Haber şöyle: “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, geçen hafta Kahramanmaraş’ta harf devrimini hedef alan yorumları nedeniyle AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’a tepki gösterdi.‘Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir’diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Cumhuriyetin Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyetin anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçemizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir.

Ama tabii Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi yüzde 99.9 ihtimalle Bahçeli bu geçici gürlemesiyle kendi arka bahçesinin Cumhuriyetçi kesimini teskin ettikten sonra, hiçbir şey olmamış gibi iktidar ortaklığına aynen devam edecek!

Kitle partileri, özellikle Türkiye gibi kaygan zeminli bir ülkede, her üyenin her demecini, her yazısını kontrol edemez. Ama konu grup başkanvekilleri olduğu zaman, bu herhangi bir milletvekilinin yapabileceği patavatsızlıkların çok üstüne çıkar. Mesela CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun, dün gözaltına alınan Şebnem Korur Fincancı’nın şüphe ve imalarına değinerek Türk ordusunun kimyasal silah kullanıp kullanmadığı ile ilgili sarf ettiği sözler partide büyük rahatsızlık yaratırken parti sözcüsü Faik Öztrak, CHP adına konuya anında müdahale etti ve aynı şekilde Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ve Ordu Milletvekili Seyit Torun da ağır bir şekilde bu iddiaları eleştirdiler.

Ama AKP’nin böyle refleksleri yok. Mesela Ömer Çelik herhalde sosyal medyadan karşıt görüşler paylaşmanın yeterli olacağına inandı. Sayın Erdoğan’dan da henüz bir şey duymadık.

AKP’NİN CUMHURİYETE BAKIŞI

Öncelikle, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim, 10 Kasım gibi Cumhuriyetimizin temel taşlarını oluşturan bayramlar ve anma günlerinde, AKP’nin atadığı valilerin, kaymakamların veya o kentin seçilmiş AKP’li belediye başkanlarının bu kutlamalar konusunda hep bir çeşit perdeleme yani arıza çıkarabildiğini gördük. Anıtkabir’in kritik tarihlerde bakıma alınabildiğini gördük, mesela Lozan Barış Bayramı’nda! Atatürkçü dernekler ve meslek odalarının bu il veya ilçelerin Atatürk Anıtı’na çelenk bırakmasını veya saygı duruşunda bulunmasını yasaklayanlar, buna engel olmaya çalışanlar, olmadık bahaneler uyduranlar... Bu tarihi günlerde ne hikmetse hep “grip olan” devlet büyükleri gördük. Milli Mücadele döneminde gerici isyanlara destek veren, Kuvayı Milliye’ye düşman Teali-i İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf Hoca’nın mezarı başında ölümünün 95. yılında devlet erkânı ile anma törenleri gördük... Hem de geçen yıl! 30 Ağustos veya Çanakkale hutbelerinde Atatürk’ün adını ağzına almamaya yeminli imamlar ve Diyanet İşleri Başkanlarını maalesef seyretmekle yetinen devletin zirvesini, başbakanları, bakanları, yüksek bürokratları gördük. Devrim şehidi Kubilay’ın anma törenine katılmayan AKP valisi gördük. Cumhuriyetin en somut ve doğrudan kazanımı laiklik ilkesinin “anayasada olmaması” temennisini her fırsatta dile getiren ve sürekli yıldızı parlatılmaya çalışılan, her gün reklamı yapılan Ayasofya Camisi baş imamları gördük! Cumhuriyetimizi kuran büyük önderden ve onun en yakın silah ve siyaset arkadaşından, iktidarın zirvesinin “iki ayyaş” şeklinde söz ettiğini duyduk, duyduklarımıza inanamadık. 88 yıldır okunan Andımızın, Türk okullarından kaldırıldığını ve bu uygulamanın tarihe gömüldüğünü gördük. GÖRDÜK DE GÖRDÜK, GÖRDÜKOĞLU GÖRDÜK! Son çeyrek asrın ulusal veya yerel basını örneklerle dolu... Siz benden çok daha iyi biliyorsunuz ki bırakın bir makaleyi, ciltlerce kitabı dolduracak kadar benzer malzeme var!

Dolayısıyla, ne Mahir Ünal ne de onun hâlâ grup başkanvekilliğine devam ediyor olması beni şaşırtmıyor. Beni ilgilendiren soru, Cumhuriyetin 100. yılı başlayınca bunu ağzından düşürmeyecek olan AKP’liler arasından kaçı gerçekten samimiyetle bu duyguları hissediyorlar ve yoğun olarak paylaşmak istiyorlar, işte ben gerçekten bunu çoook merak ediyorum!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025