Çiğdem Toker

17 milyon yoksul ve ‘çerez’

25 Mayıs 2015 Pazartesi

“Felaket” diyor Kılıçdaroğlu; Maliye Bakanı Şimşek’in bütçeden araçlara harcanan parayı “çerez” diye niteleyişine.

“Ama bu tutar, bütçenin binde 7’siymiş?” diye hatırlatıyoruz.

“Binde 7 veya binde 1; hiç fark etmez. Bir Maliye Bakanı 17 milyon yoksulun bulunduğu, çocukların açlıktan öldüğü bir ülkede çerez parası tanımını kullanamaz.”
Sabah, seçim sohbeti için buluştuğumuz CHP lideri, bu değerlendirmeyi yaptığında, Maliye Bakanlığı’nın “çerez” açıklaması henüz ekranlara düşmemişti.
Bakanlığa göre “bütçeye yük getirmeyen” anlamında kullanılan bu kelimeyi, muhalefet bilinçli olarak çarpıtıyordu.

“Çerez” denilen 3.3 milyar TL’ye, 471 makam aracının da yer aldığı tüm kamu araçlarının, satın alınma, kiralanma, onarım giderleri de dahildi.

Ağızdan çıktığı anda ne yapılırsa yapılsın tevil edilemeyecek sözler vardır.

Maliye, yapılan yorumları ne kadar “hayret verici” bulursa bulsun, Şimşek’in “çerez”i işte böyle bir kavram olarak siyaset tarihine geçti bile.

Çünkü sorun aslında 3.3 milyar TL’nin, araçların tümünü kapsaması değil.
Bu tutarın, bütçe büyüklüğüne kıyasla, küçük bir orana karşılık geldiği doğrudur.
Sorun; elektriği, suyu, okulu olmayan Batman’ın Arıca’sından çıkıp Maliye Bakanlığı’na erişmiş bir ismin, halen 17 milyon yoksulun yaşadığı bir ülkede, Diyanet İşleri Başkanı’na (DİB) tahsis edilen zırhlı araç tartışmasını kapatmak için, bütçe ödeneğini hafife alan “üslup” seçmesi.

***

DİB’den söz açılmışken... Kılıçdaroğlu, Başkan Görmez’e saygı duyduğunu vurguluyor. “Ama ondan şunu beklerim” diye sürdürürken, Erdoğan’ın, bir inat uğruna, Görmez’e tahsis ettiği aracı iade gereğinden söz edecek sanıyoruz.
Fakat Kılıçdaroğlu, hızla unuttuğumuz o olayı anımsatıyor:

“Almanya’da ikinci kez oy kullanırken yakalanan imamın derhal merkeze çekilmesi gerekiyor. Sahtekârlık yapan birisi cemaate imamlık yapamaz. İkincisi, camilerde siyasi propagandaya izin veren imam ve müftünün merkeze alınması. Bunlar merkeze alınacak ki birilerine ders olsun.”

Sanki üzerinden aylar geçmiş gibi...

Frankfurt’ta mükerrer oy kullandığı iddiasıyla hakkında tutanak tutulan sandık başkanı Hasan Tüfek, bir Diyanet personeliydi. Aradan bir hafta geçti ve DİB’den bir inceleme-soruşturma başlatıldığına dair tek satır açıklama gelmedi.

***

Makam aracı tartışmasını Görmez’in kişiliğine atfetmemesi gibi, Kılıçdaroğlu, siyasetin ekonomi boyutuna dair önemli bir konuda daha nesnel yaklaşım sergiliyor.
Bunca yolsuzluğa karşın, AKP oyunun hâlâ yüzde 40’lar bandında seyredişini izah biçimi, bu yaklaşımın ürünü.

Şanlıurfa’daki İşsizler Kahvesi’nde 60 TL gündeliği Suriyeli göçmen “rekabeti” nedeniyle 20 TL’lere düşmüş insanlardan söz ediyor Kılıçdaroğlu. Bazı kesimlerde büyük ilgi gören asgari ücret artışı, emekliye çift ikramiye gibi projeleri, önemli bir kesimin, “hiç duymadığını”, duyamayacak koşullarda yaşadığını paylaşıyor sözgelimi.

Ve bu analizi şikâyet etmeden yapıyor CHP lideri. Toplum için yapacaklarını negatif dil kullanmadan ısrarla anlatmayı sürdüreceklerini söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımı, CHP açısından belki de ilk kez oylanacak somut projelere ayrı bir değer katıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları