Çiğdem Toker

OHAL’de Meclis’e reva görülen

19 Eylül 2016 Pazartesi

Kanun hükmünde kararname (KHK) için Meclis’e gerek yok.
Olağanüstü” zamanda KHK için üç işlem yetiyor:
- Hükümetin “Artık böyle olacak” iradesi,
- O “böyle”nin altına atılacak bakan imzaları,
- Başbakanlık’a bağlı Resmi Gazete.
TBMM’den aldığı OHAL yetkisine dayanarak çıkardığı KHK’ler, iktidara her şeyden önce zamana hükmetme yetkisi verdi.
OHAL ilanının “müjde”si, darbecilerle mücadele söylemi altında böyle sunulmuştu zaten: Zaman yitirmeden tedbir almak.
Gerçeğin diğer kısmında saklanan keyfilik ile hukuksuzluk bugün ülkenin bir numaralı sorunudur.

***

TBMM’den KHK yetkisi alan iktidar, ilk iki sözcüğün anlattığı gibi kendini yasama yerine koyup kural yazarken yasama sürecindeki bütün koşullardan muaf oldu.
Bir kısmını anımsatalım:
• Kuralları Meclis’e gönderme.
• Metnin, önce görüşülmesi zorunlu komisyonlara gitmesi.
• Komisyonların belli takvimlerde toplanması.
• O toplantının açılması ve maddeler üzerinde söz alınması.
• Maddeler üzerinde konuşurken belli usul kurallarına uyulması. Maddeleri tartışıp bitirmek için o gün süre yetmezse, bir başka gün başka oturum saptanması.
• Komisyon görüşmeleri bitince genel kurul görüşmesi.
• Milletvekillerinin saatlerini, gecelerini, bir salonda geçirmesi.
• Tartışmaların tutanağa geçirilmesi, bu tutanak için stenograf istihdam edilmesi.
• Tutanakların yayımlanması, kabul edilen maddelerin redaksiyondan geçmesi.

***

Emine Kaplan imzalı dünkü haberimiz, AKP’nin kendisi dışındaki siyasi partiler ile o partilere oy vermiş milyonlarca kişiye reva gördüğü zekâ düzeyini yansıtması açısından ibretlikti.
“AKP komisyon peşinde” başlıklı habere göre, parti yöneticileri OHAL kapsamındaki 8 KHK’de, muhalefetin eleştirileri doğrultusunda değişiklik yapmak üzere 3 partili bir komisyon planlıyormuş...
1 Ekim’de, yani OHAL sürüyorken açılacak Meclis’te kurulacak komisyon yapacak bunu: Soruşturmasız, ömür boyu işsizliğe mahkûm edilen on binlerce kamu görevlisinin ihracı, cezaevlerinde işkence, seçilmişleri seçen iradeyi hiçe sayarak başlarına kayyım atanması gibi geniş zamanlı sonuçlar doğuran hukuksuzlukları araştıracak, eleştiriler doğrultusunda değişiklikler yapacak.
Toplumsal sarsıntı yaratan, kitlesel önemi olan herhangi bir olayla ilgili komisyon kurulması, o sorunun TBMM’ce ciddiye alındığını topluma yansıtma yoludur. Gelgelelim Meclis kulislerine aşina olan bilir ki belirli bir süre için kurulan komisyonlar çalışıp rapor üretse bile komisyon süreçlerinin “icrai” sonuçlarına ender rastlanır. “Komisyon’a havale” ifadesi tam da bu nedenle, gerçekte çözülmek istenmeyen dosyalar için kullanılan bir deyime dönüşmüştür. Realite böyledir böyle olmasına ama diğer yandan komisyon kurmak iktidar partisinin istikrarlı biçimde kaçındığı işlerin başındadır. Genel kurul arşivi, AKP’nin ilk iktidar yıllarındaki “faili meçhuller”den başlayarak, can yakıcı her konuda muhalefet partilerinin komisyon talebini ret kararlarıyla doludur.
AKP, komisyon kurup OHAL kararnamesi eleştirileri doğrultusunda düzeltme yapacakmış. Kayyım maddesini Torba Yasa’dan sözüm ona çıkarıp (19 Ağustos) sahte bir “uzlaşma” görüntüsü verdikten sadece iki hafta sonra OHAL KHK’siyle ilan etmiş parti yani.
İnsan bu çağda, mümeyyiz olmayan bir çocukla iletişiminde dahi azami açıklığı seçerken, AKP’nin kendisi dışındaki siyasi alana baktığı zekâ düzeyi sadece sorunlu değil, kendileri ve baktıkları kurum açısından açısından da hazin.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları