Doğa ve İnsan

29 Ocak 2012 Pazar
\n

\n

Şu kapitalizm denen düzenin ne menem kötü bir şey olduğunu anlatmak için kendi hesabıma tam 49 yıldır dil döküyorum. Tabii ki benden çok daha uzun yıllardır aynı çaba içinde olan/olmuş çok sayıda yoldaşım var. \n

\n

Bakıyorum, gide gide bir arpa boyu yol gitmişiz. Boşuna mı kürek çekmişiz? Elbette hayır! Bizim anlattıklarımız eğer ayise birileri bunları almış, kırpıp kırpıp yıldız yapmışlar/yapıyorlar. Ta 1848den, Karl Marxın Manifestosundan bu yana bu böyle; ustalarımız bizim bugün anlattıklarımızı dün anlatmamış olsalardı kapitalizm vahşetinin alacağı boyutları düşünebiliyor musunuz?\n

\n

Diyeceksiniz ki, şimdi nereden çıktı bunlar? Yanıtlayayım. Bir yerde okumuş, defterime not etmişim. Şöyle bir tümce: Başını eşkıyanın tuttuğu her dağ kovuğuna, çeşmeler başında derebeylik edenlere, tarihten çıkagelen adamlar olmalıydık.\n

\n

Notlarımı karıştırırken buldum, İşte! dedim.\n

\n

***\n

\n

Bugün dağları tutan eşkıyakapitalizm denilen vahşet düzeninin taşıyıcıları olan kapitalistlerden başkası değil. Bu söze mecazi bir anlam yüklemek gerekmiyor, çünkü bu söz somut, hayatta doğrudan karşılığı var. \n

\n

Dağlara bir bakın! En güzel yerlerini eşkıya tutmuş. Yaylalar, yayla evleri eşkıya eliyle üçer beşer yok ediliyor, yerlerine beton tesisler konduruluyor. Dağlarımız tesisleştirildikçe eski sahiplerine, köylülere, yoksullarla, onlardan olmayanlara yasaklanıyor. \n

\n

Ormanlar maden şirketlerine, altın avcılarına peşkeş çekiliyor, çoraklaştırılıyor, siyanürle zehirleniyor. Birçok hayvan türünün kökü kazınıyor. \n

\n

Derelerimiz eşkıya tarafından HESleştiriliyor, akarsularımızın ölüm fermanları imzalanıyor. Kurutulan, yok olmaya terk edilen göllerimiz gibi…\n

\n

Ovalarımız çölleştiriliyor. \n

\n

Antalya, Marmaris, Bodrum, Çeşme gibi kentlerin, beldelerin kıyıları, koyları sermayenin işgali altında; betonlaşıyor, zehirleniyor, balık türleri yok ediliyor. \n

\n

Sermaye, toplumun yaşam kaynaklarına, doğaya göz dikmiş, eline geçirdiği doğa parçalarını acımasızca yıkıma uğratıyor. \n

\n

*** \n

\n

Tek başına bu yıkım bile toplum için isyan nedeni değil mi? Fakat susuyor. Oysa yaşam hakkı insanın en temel hakkıdır. Kapitalizm, yaşamlarının temeli olan doğayı yok ederken insanların buna sessiz kalmaları anlaşılabilir bir davranış değil! \n

\n

Var olmanın da, yok olmanın da milliyeti, etnik aidiyeti, dini, mezhebi, siyasal bağı, bağlantısı yoktur. Yaşam da, ölüm de bunlardan bağımsız bir başlangıç ve sondur. Doğa yıkımı ise insanın sonunu hızlandıran en belirleyici süreçtir. \n

\n

İnsanın bu sürece tepkisiz kalması ancak ya cehaletle, ya kadercilikle ya da aptallıkla açıklanabilir. \n

\n

Cahil insan, yoksun bırakıldığının ayırımında olmayabilir. \n

\n

Kaderci insan başına gelen/gelecek her türlü felaketi tevekkülle karşılayabilir. \n

\n

Aptal insan akıl körüdür.\n

\n

Anlaşılmaz olan okumuş yazmış, eğitimli kesimlerin geliyorum diyen bu yıkıma karşı tepkisizliği, duyarsızlığıdır. \n

\n

Şu Kızılderili sözünü bilirsiniz; son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacakama çok geç olacaktır. \n

\n

*** \n

\n

İnsanın kendine yabancılaşarak aklının tutulması doğaya yabancılaşmasıyla başlar. Bu bir süreçtir. Aklı tutulan insan sürecin sonunda çöpe dönüşür, çöp insan olur. Çevrenize bir bakın, bunların ne kadar çok olduğunu göreceksiniz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları