Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Orta Gelir Tuzağına Yaklaşırken
Uluslararası işbölümü içerisinde Türkiye nerede yer alıyor?
\nGeçen haftaki yazımızda bu soruyu ele almış ve Türkiye’nin uluslararası işbölümü içerisindeki konumunda uzun dönemde anlamlı bir değişiklik olmadığını vurgulamıştık.
\n2004 Nobel İktisat Ödülü sahibi Stephen Parente ve Edward Prescott, ödül töreninde yaptıkları konuşmada “ülkelerin gelişmişlik düzeyleri arasındaki farkların temel belirleyicisinin yeni teknolojiyi kullanma becerileri” olduğunu savunmaktaydı. Söz konusu “beceri”, kuşkusuz, kendi kendine ya da rastlantısal olarak ortaya çıkan bir olgu değil; ülkelerin tarihlerinde kurumlarıyla, eğitim sistemleriyle, yurttaşlık bilinçlerinin getirdiği demokratik kazanımlarıyla bir bütün oluşturuyor. Teknolojinin ekonomik büyüme doğrultusunda geliştirilmesi, adapte edilmesi ve kullanıma sokulması her şeyden önce araştırma ve geliştirmeye ayrılan kaynakların bir uzantısı.
\nOysa Türkiye, Ar-Ge üzerine ayırdığı kaynaklar bakımından uluslararası sıralamada son sıralarda yer almakta. Aşağıdaki şekilde yer alan veriler bu savı vurguluyor.
\nŞekilde sergilenen veriler, İsrail, Finlandiya ve İsveç’in Ar-Ge harcamalarında başı çekmekte olduğunu göstermektedir. Milli gelire oran olarak Ar-Ge harcamaları İsrail’de yüzde 4.86, Finlandiya’da yüzde 3.76, İsveç’te ise yüzde 3.75 olarak hesaplanmaktadır. Türkiye’nin 2007 verisi ise milli gelire oran olarak yüzde 0.72 düzeyinde bir Ar-Ge yatırım harcaması göstermektedir.
\nDevlet Planlama Teşkilatı’nca (Kalkınma Bakanlığı) yayımlanmış olan 2011 Yılı Ekonomik Programı’na göre 2008 yılı itibarıyla Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payı Türkiye’de yüzde 0.73 iken, bu oranın AB-27 ortalamasının yüzde 1.9 olduğu görülmektedir. Aynı veri kaynağına göre, 2007 itibarıyla Türkiye’de Ar-Ge personeli toplam istihdamın yüzde 0.56’sını oluşturmaktayken, bu oran AB-27 ülkelerinde yüzde 1.57 idi.
\nBu verilerin ötesinde, Türkiye’de eğitim performansının genel görünüm ve kalitesi üzerine ulusal yazınımızda önemli endişeler mevcuttur. Örneğin DPT (Kalkınma Bakanlığı) 2011 Yılı Programı belgesi (s. 198) “Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır” şeklindeki ifadesiyle Türk eğitim sistemindeki en önemli yapısal aksaklığa dikkat çekmektedir. Aynı belgeye göre, “Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.” Nitekim, DPT verilerine göre, Türkiye’de özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar çok düşük düzeyde kalmaktadır.
\nTÜSİAD tarafından 2011 yılında yapılan bir araştırma(*) sonuçlarına göre, Türkiye’de nüfusun ortalama eğitim süresi 6.5 yıl olarak tahmin edilmekte; 15 yaş üstü yetişkinler arasında okuma yazma bilenlerin oranının da dünya sıralamasında 97. olması göze çarpmaktadır. Aynı raporda sunulan verilere göre, Türkiye’de 25-34 yaş arası nüfusta lise mezunu olanların oranı yüzde 41; üniversiteyi bitirmiş olanların oranı ise yüzde 16.6 olarak verilmektedir. Her iki kategoride de Türkiye, 34 OECD ülkesi arasında 33. olarak değerlendirilmektedir.
\n***
\nSonuç olarak, Türkiye’de tüm eğitim kademelerine yapılan kamu harcamaları, OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çok daha düşük düzeyde gözükmektedir. Özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerinde yaş nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alınırsa, bu kademelerdeki kamu harcamalarının uluslararası standartların altında kaldığı görülmektedir. Dolayısıyla eğitim kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.
\nTürkiye, ekonomik büyümesini üretkenliğe ve eğitime dayalı kaynaklara dayandıramadığı ölçüde, iktisat yazınında “orta gelir tuzağı” diye anılan tökezlemenin çok yakında içine itilme tehlikesi ile karşı karşıya gözükmektedir.
\n\n(*) TÜSİAD (2011) Türkiye’de Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışması, İstanbul: TÜSİAD Yay.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
Alaattin Köseler görevden uzaklaştırıldı!