Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kibir Korosu

03 Aralık 2012 Pazartesi

\n

Kimine göre günah, kimi için yasak, sosyalist ahlaka ve dahi diyalektiğe aykırı bulup kınayanlar da var; var da, değişen yalnızca imparatorluktan cumhuriyete geçmemiz olmuş, kibir tüm görkemiyle yerinde duruyor. Yerinde mi dedim, özür dilerim, başköşeye kurulmuş diyecektim! Nur içinde yatası Ece Ayhanın dediğine benziyor durum: Eskiden tek padişah vardı, şimdi çok padişah var!

\n

Herkesin başköşesi farklı tabii, sözgelimi bazıları emperyalrüyalar görüp kendini de orta şark köşesinin başına oturturken başköşeye kurulmak, köşe olmak gibi hırs ve iddialardan uzak bildiğimiz ve köşeyle ilgileri yalnızca yazmakla sınırlı olan kimi ahbaplar da aşırı hassasiyetten mi neyse artık, gururlarını kibirle savunup bazılarının deyişiyle militan gazeteciliğehaddini bildirdiler!

\n

Kibir bulaşıcıymış meğer, babadan oğula da geçermiş; imparatorluktan cumhuriyete de, tavandan tabana da. Hiç olmazsa bu konuda İmtiyazsız, sınıfsız kibirli bir kitleyiz! diye gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Muktedirin kibri dışında zaten muktedir kibirsiz olmaz; muhalifin, kendini aykırı sananın kibriyse içindeymiş, derindeymiş, her zaman değil zaman zaman ortaya çıkarmış, çıktığı zamansa belki herkesten çok kendisini şaşırtırmış

\n

Gelenek şaşmaz bir kesinlikle sürüyor, cumhuriyetin eski ve yeni sahipleriyle, her türlü sahiplik ve mülkiyet ilişkisini reddedenlerden oluşan ret cephesi, ne tuhaf şimdi hepsi zıtların birliğine yakışan bir hassasiyet içinde geleneği sürdürüyor, kibir ittifakını sağlamlaştırıyorlar. Haşmetlilerin muhteşem söyleminde şaşılacak bir şey yok, kibir muhteşem bir kalıt olarak kuşaktan kuşağa yürüyor çünkü. Şaşırtıcı ama daha çok da üzücü olansa haşmetsizlerin kolektif biçimde, neredeyse bir kibir korosuolarak seslendirdikleri ve hemen hemen aynı cümlelerle terennüm ettikleri göz yaşartıcı hassasiyet şarkısı.

\n

Yurttan Sesler desem değil, Beraber ve Solo Şarkılar demeye de gönlüm el vermiyor, fakat muhalif ya da aykırı yazar kibri de bazı büyük şairlerin megalomanisini aratmıyormuş meğer! Geçenlerde vicdanüzerine bir yazı yazmam gerekti, çok zorlandım; olmayan, kalmayan, kaybolan şeyler üzerine yazmak kolay değil. Sonunda Anton Çehovun Üç Kızkardeş oyunu nerdense geldi aklıma da Merhamet, Adalet ve Vicdan adlı üç kızkardeşin acıklı öyküsünü yazmaya çalıştım. İlki çoktan ölmüş, ikincisi genç ve özgür ruhlu bir genç kızken kocaya varmış, üçüncüsü ise zamana uyup adınıneovicdan olarak değiştirmiş üç kızkardeş. Bir de üvey kız kardeş var, en küçükleri; o, gözlerden ırak yaşayıp gidiyor. Öyle dediğime bakmayın, aslında hepimiz tanıyoruz onu, adıŞefkat, hani o bardaki sarışın kız”.

\n

Bu dört kız kardeşle ilgili yazarken kibrin erkeklere özgü olduğu gibi bir iyimserlik içindeydim, ne yazık ki değilmiş; muktedirden muhalife bulaşan bu hastalıktan bari çocuklarımızı koruyabilsek!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları