Türk Lirası’nın değerinin düşüşü, Amerikan Doları’nın yükselişi, durdurulamıyor. Bu yüzden A’dan Z’ye her şeye zam yapılıyor. Bunu durdurma, paramızın değerini koruma yolunun yöneticileri değiştirmekten geçtiğini düşünen siyasetçiler ve bilinçli seçmenler, çok haklı olarak seçimlerin yenilenmesini, hemen seçime gidilmesini istiyorlar.
Bu nedenle Türkiye, seçim havasına girdi, “Milletin Sesi”ni duymak ve duyurmak için de CHP ilk seçim mitingini geçen hafta sonu Mersin’de yaptı. Mitingi Halk TV ekranından izledim. İlgi büyüktü. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan önce kürsüde konuşan halkın içinden gelen temsilciler de Kılıçdaroğlu gibi kronikleşen sorunları, kendi sorunlarını dile getirdiler. Hemen seçim olmazsa, ülkemiz daha büyük sorunlarla karşılaşır, zarar görür dediler.
Sorunları yeryüzü gökyüzü duydu, herkes duydu; ama ülkeyi yönetenler duydu mu!? Hemen seçime gidilir mi?
Zaten sorumsuz siyasetçiler bunca yıl milletin sesini duymadıkları, duyduklarını da anlamadıkları için ki sorunlar birikmişti. Yanlış ve milletin inadına işler yapa yapa bu hallere düşülmüştü. Umarız artık tehlikenin farkına varılır! Hemen seçim kararı alınır. Ülkemiz rahatlar.
Şair ve yazarlarımız da yapıtlarında sanatsal imgelerle halkın sesini dile getiriyorlar. Bu bazen çok açık seçik oluyor, bazen de örtülü...
YÜZÜNCÜ YIL MARŞI
Herkesin yakın gelecekteki hedefi Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümünü kutlayacağımız 2023 yılı. Amaç Cumhuriyeti yıkılmaktan kurtarmak, kuruluş felsefesini koruyarak, ikinci yüzyıla taşımak... Bu nedenle Ataol Behramoğlu, “Yüzüncü Yıl Marşı” için güfte yazdı. Çok beğenildi. Geçen hafta gazetemizin birinci sayfasında da yayımlandı; okumuşsunuzdur. Şimdi bunun bestelenmesi bekleniyor.
Beklenen bir şey de her şair ve yazarın ülkenin sorunlu gidişine çözüm üretmesi, ses vermesi değil mi? Her şair ve yazar çeşitli yapıtlar ortaya koyuyorlar. Sesler tek tek birleşip üst üste konulsa, koroya dönüşse... Tıpkı Namık Kemal’in “Vatan Mersiyesi”, Tevfik Fikret’in “Millet Şarkısı”, Nâzım Hikmet’in “Kuvayi Milliye Destanı”, Ceyhun Atuf Kansu’nun “Bağımsızlık Gülü” gibi... Güzel olmaz mı?
Gerçi şair ve yazarlar aşkı da anlatsalar bir ucunda vatan var, millet var, ülke sevgisi, insan sevgisi var, zulme karşı olmak var! Çünkü yazılan her yapıtta toplumun sesi var. Bu özellikten yola çıkarak, yıl sonuna yaklaşırken adını anamadığım dostların bana gelen yeni kitaplarını anımsatmak istiyorum.
YENİ KİTAPLARDAN
Her biri ayrı ayrı değerli olan bu kitapları herhangi bir sıra gözetmeksizin yazar adı ve kitap adı olarak sunuyorum: Şükran Soner Göçün Göbeğinde, Zeynep Aliye Kavşakta, Mehmet Zaman Saçlıoğlu Bir Gün, Oktay Ekşi O Yıllar, Mustafa Köz Yaralı Boşluk, Hasan Kıyafet Devrimi Beklerken, Turan Akıncı Galata, Tarık Günersel Sonsuzluk Solukları: Mozaik Destan (1966 - 2021), Atillâ Dorsay Hayatımızı Aydınlatan Muhteşem Kadın Dostlarım, Yavuz Özdem Yalancı Kesinlik, Mehmet Zaman Saçlıoğlu Saatin Arka Yüzü, Mustafa Gazalcı 21 Köy Enstitüsü, Metin Turan Enver Gökçe, Ali Kaya Dersim Tarihi, Seray Şahiner Ülker Abla, Metin Turan Sabırsız Bir Sabah, Ertuğrul Özüaydın Dilden Şiire Şiirden Dile, Ahmet Gülen Ne İçindeyiz Ne Dışında, Ahmet Üresin Şiire Tutunmak, Özdemir Özkan Topun Ağzına İlk Sürülenler, Hasan Akarsu Mektuplarda Yaşamak, Dilek Değerli Üşüyen Gül, Esra Alkan Şimdi Nasıl Çıkarım Bu İşin İçinden?, Gülsüm Cengiz Bir Edebiyat Durağı, Metin Turan Üç Kanatlı Masal Kuşu Oğuz Tansel, Serpil Devrim Rothea, Rahime Sarıçelik Oğullara Mektuplar, Mustafa Gazalcı Gezip Gördüklerim, Şah İsmail Ateş Munzur’a Düşen Yaprak, Hidayet Karakuş Kül Kedisi, Tuncay Özverim Bi Heves Ben de Yazdım Anılar Canlanır Sözlerimde, Ali Balkız Büyümek...
Yalnız değiliz. Enflasyonu da düşürürüz, demokrasiyi de getiririz...
