Hikmet Altınkaynak

Türkiye’de bayram sabahı...

28 Nisan 2022 Perşembe

Her bayram insanlar için birleştiricidir, sevinç kaynağıdır. Ne var ki bizim gibi laikliğin yara aldığı ülkelerde ulusal ve dini bayramlarda bu özelliği sağlamak zordur. 

Çünkü laiklik, hangi inanca sahip olursa olsun insanları eşit haklar çerçevesinde birleştirir, ötekileştirmez, bölmez. Birini diğerinden üstün tutmaz. İnançlara saygı gösterir.

Mehmet Akif’in ünlü şiiri “Süleymaniye Kürsüsü” (1912) ile Yahya Kemal’in “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” (1957) şiirlerini anımsayalım. Dört gün sonra başlayacak bayramda, aynı yüzyılın iki şairinin topluma, dine ve sanata bakışını anlamaya çalışalım. 

Değişen toplum, değişen kültür, değişen insan yeni yapılar, yeni görüşler ortaya koyar ki yazılan şiirler de elbette ona uygun olur. Zaten Yahya Kemal, Mehmet Akif’ten 55 yıl sonra yazmış, bu da yazdıklarına yansımıştır. Her iki şair de bugün yaşasaydı, yazdıkları şiirler elbette yine farklı olacaktı. Bizler okur olarak da değişik zamanlarda okuduğumuzda aynı değişimi kendimizde de görmüyor muyuz?

Geçmişten örnek verirsek de Herakleitos (İÖ 540-480) ne diyor: “Aynı nehirde asla iki kez yıkanamazsınız”. Arjantinli yazar Alberto Manguel de (75) Merak adlı deneme kitabında (Yapı Kredi Yayınları, 2017) “Asla iki kez aynı kitabı okuyamazsınız” der.

Şair, çevirmen, edebiyat düşünürü Özdemir İnce’nin Yazınsal Söylem Üzerine (Türkiye İş Bankası İş Kültür Yayınları, 1. basım, Mayıs 2002) kitabı şiirleri algılama ve yorumlama konusunda bizlere ışık tutuyor. 

Mehmet Akif, sorunların çözümünde İslama yönelmek gerektiğini savunur, caminin diliyle yazar. Yahya Kemal ise İslamı, milleti oluşturan öğelerden biri sayar ve görüşünü dini mekân bağlamında somutlaştırarak, Malazgirt Zaferi’nden şiiri kaleme aldığı güne kadar oluşan ortak ruhu anlatır. Kim ne anlarsa, yazdıkları budur. Yazılan değişmez, ama yorum farklılaşır.

Ama bayram, öncelikle çocukların sevinç günüdür.

HALUK’UN BAYRAMI 

Tevfik Fikret “Haluk’un Bayramı” adlı şiirinde oğlu Haluk’a seslenerek sevin, sevinmek senin hakkın, ama öksüz, babasız çocukları da düşün, der. Çünkü bayram şarkıları, bu öksüz çocuklara yas ağıtları gibi gelir. Bu nedenle, onları sevindirmek için çıkar o güzel giysilerini, biraz da bu öksüz çocuklara ver, onlarla paylaş, onların sevinciyle sen de sevin, diye ekler. Şiriyle bu mesajları verir.

Tevfik Fikret, daha üç yaşındaki oğlu Haluk’a böyle seslenirken, aslında mesajı tüm çocuklara, toplumadır.

Derin yoksulluğun yaşandığı günümüz Türkiyesi’nde ise bayramlar yine özellikle öksüz, umutsuz çocukların yas günüdür. Bu çocuklarımızın oyuncaksız, giysisiz kalmış olmaları bir yana, çoğu zaman yatağa aç girdikleri acı bir gerçektir. Bunun hesabını bu çocuklar adına toplum sorgulamazsa, çocuklar ikinci kez kimsesiz, öksüz kalır ki bu da çağdaş Türkiye’ye yakışmaz.

BEHÇET NECATİGİL

 Türkiye’de bayram sabahı nasıl yaşanır? Çağdaş dünya ile uyum sağlayanlar ile geleneksel toplum olmayı sürdürenlerin farklı ritüellerle bayramı kutlamaları kaçınılmazdır.

Şiirimizin büyük ustalarından Behçet Necatigil, bayramın ruhuna uygun olarak şiiriyle herkesi kapsayan bir dilekte bulunuyor. Bu dileği büyükler için de istemenin hiçbir zararı yok. Behçet Necatigil diyor ki:

 *

Bütün çocuklar

Yokluk bilmesinler

Et, şeker, süt bulsunlar

Giyimli, tok ve rahat

Gitsinler okullara

...

“Güzel Günler Göreceğiz” şiirinde ise Nâzım Hikmet şöyle sesleniyor:

 *

Güzel günler göreceğiz çocuklar

Güneşli günler göreceğiz.

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar

Işıklı maviliklere süreceğiz...

 *

Güzel günler göreceğiz çocuklar

Motorları maviliklere süreceğiz

Çocuklar inanın, inanın çocuklar

Güzel günler göreceğiz, güneşli günler

Motorları maviliklere süreceğiz

*

Güneşli, mavilikli günler görmemiz dileği ve umuduyla mutlu bayramlar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları