Yasal ve yasadışı telefon dinlemeleri ve internet üzerinden kişisel verilerin talep edilmesinin hukuk açısından sorunlar doğurduğu bir gerçek.\n

Almanya’da bir skandal ortaya çıkarıldı:\n

“Sanal Truva Atı...”\n

Yüksel Pazarkaya’nın Cumhuriyet’te çıkan bu yazısı (31 Ekim 2011) bu olayı anlatıyordu.\n

Almanya gibi sanayisi ve demokrasisi gelişmiş bir ülkede, insanların özel yaşamları didik didik ediliyor, kişinin bilgisi olmadan bilgisayarına suç öğesi oluşturacak bilgiler ve belgeler ekleniyordu.\n

Bilgisayar kurdu gençler Almanya’da bu skandalı ortaya çıkardı...\n

Almanya’da “derin devlet” bilgisayarlarda cirit atıyordu.\n

Yüksel Pazarkaya diyor ki:\n

“Almanya’da devletin internete gizlice girdiğini ortaya çıkardılar. Bavyera, Baden-Württemberg eyaletlerinin içişleri bakanları, gizli bir casus yazılımıyla istedikleri kişilerin özel bilgisayarlarına girdiklerini itiraf ettiler.\n

Kimlerle ne gibi yazışmalar var, hangi iletişim ağları içinde, bütün içerikler olduğu gibi izlenebiliyor.\n

Yurttaşın gizli-açık tüm bilgilerine ulaşılıyor, attığı her adım, her yaptığı saptanıyor.”\n

***\n

Peki bu gizli-açık izleme niçin yapılıyormuş dersiniz?\n

Eyalet içişleri bakanlarının yanıtı şöyle:\n

“Biz bu izlemeleri suç işleyenlere ve terör eylemlerine karşı önlem almak için yapıyoruz...”\n

Bakanlar bu açıklamayı yaparken, özel bilgisayarlara casus yazılımlar girdiklerini açıklarlarken, bir konuya da değindiler:\n

“Biz yazılımları özel bir firmaya verdik, yani ihale ettik. Bu firmalar bunu meslek sırrı olarak görüyorlar.”\n

Buyrun buradan yakın!\n

İzleme yasal sınırları aşıyor Almanya’da...\n

Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi...\n

Gizli açık telefon dinlemeleri, internete suç öğesi bilgi ve belgelerin eklenmesi Türkiye’de olmuyor mu?\n

Bal gibi oluyor...\n

Cumhuriyet’ten Hatice Tuncer, Silivri’de görülen davaları yakından izliyor... Üç yıldır Silivri’yi mesken tuttu... Davalarda olup bitenleri tarafsız bir gözle okura aktarıyor.\n

Tuncer’in haberlerini okuduğumda neyin ne olduğunu anlıyorum...\n

Suçluyla suçsuz aynı torbaya konmuş.\n

Nedim Şener ve Ahmet Şık bunun en somut örneği değil mi?\n

Balbay, Tuncay, Ergün Poyraz, Hikmet Çiçek, Haberal, Hilmioğlu, Deniz Yıldırım, Baha Okar, Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Doğan Yurdakul, Müyesser Yıldız, Sait Çakır, Coşkun Musluk, Turan Özlü, Mehmet Perinçek kaç aydır tutuklu?\n

***\n

Almanya’da gizli casus yazılımları için yargı kararı bile alınmıyor... Almanya’da da telefonlar dinleniyor, özel yaşam izleniyor.\n

Almanya’da içişleri bakanları, dinleme ve izlemeleri “özel firmaların” üzerine atıyor, “meslek sırrı” diyerek kurtulmaya çalışıyor.\n

Gerçekten şaşılacak bir olay!\n

Koskoca içişleri bakanları “Yazılım kapsamından bilgimiz yok” diyebilirler mi?\n

Yazılım firmaları Almanya gibi bir ülkede “casus yazılımı”yla kolay kolay yurttaşı izleyemez, bilgisayarına suç öğesi olan bilgi ve belge atamaz.\n

Demek ki Almanya’da da “büyük gözaltı” var, birey izleniyor yakından...\n

Acaba bu yöntemi Almanya Türkiye’den mi öğrendi, yoksa Türkiye Almanya’dan mı?\n

Neyse...\n

***\n

Pazarkaya, Almanya’da yaşayanlara bir umut veriyor, bize değil:\n

“Almanya’da bilgisayardan elde edilen belgelerin ses kayıtlarının hukuk açısından değeri sıfır. Gerçekten demokratik devletler zaten bu tür belgeleri geçerli kanıt saymıyor. Ama bunları geçerli belge ve kanıt sayan toplumlarda yurttaşın durumu acıklı...”\n

İşte işin püf noktası, Pazarkaya’nın yukarıdaki sözleri.\n

Ses kayıtları, internet sitelerinde, özel yaşam sanal ortamda...\n

Türkiye bu gerçeği, acıyı yaşıyor...