Hikmet Çetinkaya

Zalimlerden hesap sorulur...

18 Ağustos 2015 Salı

Anayasal hukuk devleti düzenini çiğneyip geç, kafana göre parlamenter rejime ayar ver, tek başına iktidar olamayınca, “Millet beni seçti, ne sınırından söz ediyorsunuz” diye haykır...
Söylem dili, çektiği restler, kafa tutma, muhtarlara “muhbir yurttaş” olmaları için bir araya gelip, “Kim, nerede, ne yapıyor, mahallende oturanların soyu-sopu ne, araştır, hainleri orada barındırma” diye buyruk ver...
Sen tam yetkili tek karar verici ol!
Bunu bangır bangır her yerde açıkla:
“Ben fiilen böyle yaptım, fiili durum yarattım, anayasayı çiğnedim, gelin yenisini yapalım, darbe anayasasından kurtulalım...”
Böylesini görmemiştik, gördük!
Dayattıkça dayatıyor, yeni bir algı operasyonu yapıyor, toplumu ayrıştırdığı, ötekileştirdiği yetmezmiş gibi yeni adımlar atıp gücünü göstermeye çalışıyor.
Yaptıklarının tümü parlamenter sisteme, hukuk devleti düzenine aykırı!
Kasımda erken seçim olasılığı yüksek olduğu için memleketi Rize’de başlattığı bilinçli algı operasyonunu tüm Türkiye’yi dolaşıp uygulayacak.
Usta işi bir yöntem bu!
Tuzağa düşen düşene...
Kılıçdaroğlu, Bahçeli başı çekiyor...
AK Saray da bunu istiyordu...
Sözcükleri algıya ve dayatmaya yönelik bir seçim söylemi, ama iki lider de oyuna geldi...
Dolar almış başını gidiyor, cari açık büyüyor, turizm gelirleri dibe vuruyor, yabancı yatırımcı pılıyı pırtıyı toplayıp kaçıyor ama yurdum insanı bunun ayrımında değil...

***

AK Saray sakini siyaseti biliyor, kendi gücüne inanıyor...
Kasımda yapılacak erken seçimlere “tekrar seçim” adını koyup, kendisini tartışma konusu yaptırmak istiyor.
İlk adımda bunu başardı, yetkili-yetkisiz, anayasal sınırları aştı tartışmasını gündeme oturttu!
Ne diyebilirim ben bir gazeteci olarak:
“Helal olsun Erdoğan’a!”
Bir kez daha altını çizeyim...
Bilinçli bir algı operasyonu yapıyor.
Millet bunu önemser, öyle sanıldığı gibi RTE, anayasal sınırları aştı aşmadı; çiğnedi çiğnemedi, diye bakmaz...
Şöyle bakar:
“Milletin oyuyla seçildi, millet ona görev verdi, onu yerine getirecek...”
Milletin derdi yok rejim değişikliğiyle, siyasal İslamın hayatımıza girip tümüyle yerleştiğiyle, Sünni mezhep odaklı kamusal yapılanmanın ivme kazandığıyla falan...
Halk geçim derdinde... Cebinde yeşil kart, torba torba kömür, nohut, mercimek...
AKP 2002’de yüzde 35’le tek başına iktidara geldi, 13 yıl sonra 7 Haziran seçimlerinde yüzde 40’la birinci parti olmasına karşın tek başına hükümet kuramadı.
Durum ortada...
Mustafa Kemal’in partisindekiler, birbirlerini yedikleri, soldan korktukları için sağcılardan oy alacaklarını sanıyorlar hâlâ...
Zor değil sosyal demokrat bir parti olmak!

***

RTE mindere çekmeye başladı muhalefeti...
Her şey zamanın saatine ayarlı, her şey bir amaca yönelik...
Siyasal İslam sarmalında, dinci faşizm, kör milliyetçilikle bildim bileli hısımdır benim ülkemde.
68 ve 78 kuşağı baskı, şiddet sarmalında anlı şanlı TSK’nin sayesinde dilim dilim edildi, kibir düzeni uzun süre toplumda egemen oldu...
Şimdilerde kin, intikam düzeni var!
Şehit cenazeleri birer ikişer geliyor, olan yine yoksullara oluyor...
Çocuklarımız ölüyor çocuklarımız, Türk, Kürt, Laz, Çerkes...
Bir gün mutlaka zalimlerden hesap sorulacak!

***

Halkın başı, “ben yaptım, hukuk arkadan gelsin” derse, bu yaklaşım Türkiye’yi uçuruma sürükler. İster beğenin, ister lanetleyin KCK ve Halk Meclisleri, Güneydoğu’da üç il, beş ilçede özerklik ilan etti...
Benim anlattıklarım sadece birkaç fotoğraf karesi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları