Hikmet Çetinkaya

Zeytin Ülkesinde Yangın Var...

04 Ocak 2015 Pazar

Soğuk, puslu bir hava, boynunu bükmüş çiçekler, ağaçların kurumuş dalları...
Çok var daha ağaçların, çiçeklerin gülmesine...
İçimizde kimi zaman hüzün, kimi zaman umut!
Her şeye karşın sürüp giden hayat!
Zaman zaman yarı güneşli bir gök, Kanlıca’da bir çay içmek, Boğaz’ın lacivert sularından salına salına geçip Karadeniz’e doğru açılan beyaz gemileri seyretmek, düşler kurmak...
Çocukluğumda beyaza dönen tarlalar vardı, gençlik yıllarında Söke Ovası’ndan geçerken, mavinin, beyazın resmini çizer, kaçak düşlerimle avunurdum.
Yağmur yağar, bulutlar dağılırken gökkuşağı oluşur, yedi rengin güzelliği içinde yarınları düşünürdüm.
Kıyılar, koylar, bükler, Hazine ve orman alanları yavaş yavaş yağmalanmaya başlamıştı ama bugün olduğu gibi değil.
İnsanlar bu denli kaygılı, umutsuz, aşktan uzak, karamsar değildi...
Adalet ve barışın simgesi zeytin dalları, Edremit Körfezi, tüm zeytinlikler devlet eliyle yağmalanmıyordu.
Tüm çocukların, gençlerin, insanların gözlerinin içi gülüyor, yarınlara umutla bakıyorlardı.
Toplum böylesine ayrışmamış, köleleştirilmemiş, sevdaları ellerinden alınmamıştı.
Gençtik, boyun eğmiyorduk, isyancı bir ruhun ateşini alevlerdik!

***

27 yaşındayken yedi günlük “Zeytinin Öyküsü”nü; altı günlük “Acı Tütün”ü; yine altı günlük “Orman Masalı”Toroslar’da ve Kaz Dağları’nda dolaşarak hazırladım.
Zeytin ülkesinin çocuğuydum zaten!
Edremit’in Yanıkdeğirmen Mahallesi’nde doğmuş, Güre’de ilkokula başlamıştım...
Zeytin ağacının gölgesinde uyuyarak büyüdüm... Zeytin ağacı 6 bin yıldır o topraklardadır...
Akdeniz uygarlığının simgesidir...
Zeytin ise hayat!
Üstelik kutsal bir ağaçtır!
Zeytin ağacının boğazına sarılmış siyasal iktidar, HES’çilerle birlikte, onu öldürmeye çalışıyor.
Oysa öldürülmek istenen insanlık!
Sağlık, güzellik, barış, kardeşlik, adalet, özgürlük!
O topraklar, zeytin ağaçları, fıstıkçamları, HES’leri kuranlarca, çokuluslu altın avcılarınca talan ediliyor talan!
AKP 12 yıl içinde beş kez yasa değişikliği yapmak istedi ama komisyondan geçiremedi henüz...
Zeytinyağı üretimi durdu, ithalat başladı...
Bir avuç çevreci, bir avuç avukat uğraşıp didiniyor; zeytinlikler, orman alanları, kıyı talanı, akarsular için Artvin’den Çanakkale’ye; Sinop’tan Taşucu’na, Köyceğiz’e dek...

***

Akarsularımızı, topraklarımızı HES’lerle talan ettiniz Kaçkarlar’dan Kaz Dağları’na kadar...
Hayatımızı çaldınız!
Sıra umutlarımıza geldi...
Bilin ki asla vermeyiz...
Ormanlarımıza, Hazine alanlarımıza kıydınız...
Koylarımızı, büklerimizi Arap şeyhlerine sattınız...
Doymadınız bir türlü doymadınız!
Bizi sıvı yağ ithal eden bir ülke konumuna getirdiniz...
Tamı tamına 3.5 milyar dolar ödüyoruz!
Binlerce zeytin ağacına kıydınız, kılınız kıpırdamadan.
Yeter artık yeter!
Serdar Kızık dün köşesinde yazdı; koruma altına alınmış Muğla Dalyan’daki “İztuzu Plajı”nı...
Hayatınızda hiç gördünüz mü o güzelim plajı!
Plajın işletme hakkını DALÇEV adlı bir şirkete kiralamış valilik!
Caretta caretta deniz kaplumbağalarının yüzlerce deniz mili yüzerek gelip yumurtladıkları bir kumsaldır İztuzu...
Yazıklar olsun size!
Her yer yandaşlara, dindaşlara teslim!
Yiyin efendiler yiyin!
Bu iştah sizde varken!

***

Hukuk, yargı, adalet!
Geçin efendiler geçin!
Her şey elinizde!
Havamız, suyumuz, canımız!
Yağma, talan, vurgun, soygun!
Yine de siz umudunuzu hiç yitirmeyin...
Ağaçlar, çiçekler, çocuklar ve tüm insanlar gülümseyecek bir gün!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları