Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siyasi Rüşvet Her Zaman Vardı
Köy Dernekleri Federasyonu kurucularından Şakir Keçeli, insanların verilen siyasi rüşvetler nedeniyle tembelleştiği kanısına karşılık, kimi gözlemlerini paylaştı bizimle:
“Bugün köylerdeki kahveler tıklım tıklım dolu. Halk, yıllardan bu yana dağıtılan doğrudan gelir desteği ile yaşıyor. Eskiden köy kadınları bahçelerine soğan, sarmısak, havuç vb. eker, onları tüketirdi. Şimdi pazara gelip hormonlu sebzeleri tüketiyor. Yumurtayı biz de pazardan alıyoruz, köylüler de...
Kent varoşlarına gelince; iş bulma umudu kalmayanlar, kaderlerine razı oluyorlar ve belediyelerin verdiği yardımla yaşamaya çalışıyorlar. İçinde bulundukları kötü duruma başkaldırmayı ya da itirazı düşünemiyorlar.”
Keçeli, yakından izlediği 1961’den bu yana tüm seçimlerde özellikle sağ partilerin hep seçim rüşveti dağıttığına tanık olmuş:
“Örneğin 1977 seçimlerinde Demirel beş lirayı ikiye böldü, yoksul insanlara verdi ve ‘Sana verdiğim paranın yarısını seçimlerden sonra gel al’ dedi, ama seçimleri AP değil, CHP kazandı.
1989 seçimlerinde ANAP tencere tava dağıttı. Ama seçimi CHP kazandı.
Önemli olan seçime katılan partilerin üreteceği politik sloganlar, stratejiler ve taktiklerdir. Üretilen doğru politika iyi bir örgütlenme ile desteklenirse, yoksulun evine külçe külçe altın da dağıtılsa sonuç alınamaz.”
Keçeli’nin geçmiş deneyimlerden ders çıkaran bir uyarısı var:
“Geçmişte Sıvas merkezde CHP sürekli seçim kazanmıştır. Tıpkı Yozgat merkezde olduğu gibi.
Sıvas’ta 1983 belediye seçimlerinde SODEP, 12 Eylül 1980 darbesinde belediye başkanlığı yapmış bir şahsı belediye başkanı adayı gösterdi. Sıvas’ta yaşayan Aleviler ve devrimciler bu başkana tepki gösterdiler veya seçime gitmediler ya da Sıvas olaylarının baş kahramanı Temel Karamollaoğlu’na oy verdiler. Karamollaoğlu, yüzde 27 oyla belediye başkanı seçildi. Ardından yapılan seçimde oyunu yüzde 38’e yükseltti. Daha sonra yüzde 54 oy aldı. Şimdi Sıvas’ı, Karamollaoğlu’ndan önceye çevirmek için bir toplumsal rehabilitasyon merkezi kurmak gerekir. Tüm solcular ve sağcılar el ele verseler Sıvas’ı şeriatın elinden kurtarmak olanaksızdır.
Eğer bu seçimlerde solcular, merkez sağ ve vatanseverler sağ el ele vermezse Ankara’nın sonu da Sıvas olacaktır.”
Kılıçdaroğlu Destanı
Anadolu insanı, öyle kolay kolay inanıp içten sevmez siyasetçiyi. Sevdi mi de, gönlünü açar, sudan aziz sayar. O yüzden yüzlerce mektup yağıyor dürüstlüğün simgesi haline gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisunar sitesine. Kayseri’den Yavuz, Kılıçdaroğlu Destanı yazmış örneğin:
“bedeni zayıf da güçlü kudreti / koydu mu oturtan kılıçdaroğlu / doğruluk ne imiş bize öğretti / yanlışı buldurtan kılıçdaroğlu.
belgesiz konuşmaz dosdoğru biri / koltuğundan eder ağayı, mir’i. / onu gören yolsuzlar kaçıyor geri / benzleri soldurtan kılıçdaroğlu.
efendi, çok kibar pek ağır başlı / sakin konuşuyor, birazcık yaşlı. / söker alimallah tanımaz dişli / çürüğü doldurtan kılıçdaroğlu.
yolsuzluk yapan yobazlar kaçar / dosyayı belgeyi önüne açar. / dökülüyor hepsi ikişer üçer / korkudan öldürten kılıçdaroğlu.
yerinden ediyor herkesi tek tek / yüreği mangaldır gözü de pek. / elinden kurtulmaz iribaş, gökçek / rüşveti kaldırtan kılıçdaroğlu.
seni doğuran o nasıl ana. / tunceli yiğidi çıktı meydana. / deliozan bir destan yazdı bak sana / yüzleri güldürten kılıçdaroğlu.”
Tarımdaki teğet
Tarım kesimindeki “teğet geçiş”i konuştuk Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ile. 10 milyar YTL’lik toplam tarımsal kredi hacminin yalnızca 4.5 milyar YTL’lik bölümünü Ziraat Bankası’nın verdiğini söyledi:
“Geriye kalan kredilerin tümünü özel bankalar veriyor. Anadolu’da düzenledikleri konserlerle filan kredi kartı alımını teşvik ediyorlar. Tarım üreticisi özel bankaların önünde kuyrukta. Hayatını döndürebilmek için kredi kartına yükleniyor. Çünkü ürünü para etmiyor, gübre iki katına çıkmış, açık kredi kartı almaktan başka bir çaresi kalmamış maalesef. Bu durum da, üretim araçlarının, tarlasının, traktörünün yakın gelecekte elinden çıkacağı sürecin başladığına işaret ediyor.”
Yeni yapılanma
Milli Eğitim Bakanlığı, geçen hafta sonunda bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre, bakanlık, ortaöğretimde yeni bir yapılanmaya gitmiş ve bu çerçevede lise türlerini azaltmış, program çeşitliliğini arttırmış. Bu amaçla da, İmam Hatip Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi tabelaları “İmam Hatip Lisesi” altında birleştirilmiş...
Demek ki, bundan böyle imam okulları program çeşitliliği içinde olacak...
Açıklamayı okurken, aklımıza Ankara Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde bu yıl yapılan Eğitimin Çağdaş Değerlerle İrdelenmesi Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinden bir bölüm düştü:
- Bilimle bilim olmayanın bir arada olması, çocukta zihinsel bulanıklık ve bilişsel çatışmalara,
- Akıl dışı kabuller ve hurafelerin bireyin yaşamında ve dünyaya bakışında daha ağırlıklı yer almasına,
- Laiklik ilkesinin çözülmesiyle inanç çatışması ve toplumsal karmaşaların oluşmasına,
- Ben ve cemaat bilincinin hâkim olmasıyla ulusal topluluk halinde yaşamayı sağlayan duyguların zedelenmesine yol açabilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye Suriye'ye yönelik operasyona mı hazırlanıyor?
- Balbay, siyasetin perde arkasını açıkladı!
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Ölü ve yaralılar var!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!