Mehmet Ali Güller

Dağlık Karabağ’ın üç kazananı, üç kaybedeni

12 Kasım 2020 Perşembe

Moskova, Bakû ve Erivan arasında imzalanan anlaşmayla çeyrek yüzyıllık Karabağ sorununa “büyük ölçüde” bir çözüm getirilmiş oldu.

Her anlaşmanın olduğu gibi bu anlaşmanın da kazananları ve kaybedenleri var elbette. İnceleyelim:

Üç kazanan

1. Azerbaycan kazandı: İşgal altındaki topraklarının yüzde 70’ini kurtardı. Anlaşmaya göre Kelbecer 15 Kasım, Agdam 20 Kasım ve Laçin 1 Aralık’ta Azerbaycan’a iade edilecek. Yine anlaşmaya göre, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında, güvenliği Rusya’ya ait olan bir ulaşım koridoru açılacak.

2. Rusya kazandı: Anlaşmaya göre Rusya temas hattına ve Laçin koridoruna barış gücü yerleştirecek. Barış gücünün 5 yıl olan görev süresi, taraflardan birinin süre dolmasından 6 ay önce itiraz etmemesi halinde, 5 yıllık dönemler için kendiliğinden uzayacak.

3. Astana modeli ve Türkiye kazandı: Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, savaşın başladığı 27 Eylül’den dört gün önce, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahiba Gafarova’ya “Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen 5 bölgesinin geri verilmesinden yanayız” demişti. Rusya’nın Azerbaycan’a topraklarını kurtarması için yaktığı bu yeşil ışık, kuşkusuz Türk-Rus işbirliğinin bir sonucuydu.

Üç kaybeden

4. ABD kaybetti: İkinci Kafkas Seddi girişimi yıkıldı: 100 yıl önce İngiltere’nin bölgede inşa etmeye çalıştığı Kafkas Seddi, Kemalist-Bolşevik ittifakınca yıkılmıştı. Bugün de ABD’nin inşa etmeye çalıştığı ikinci Kafkas Seddi yıkıldı.

ABD 2003’te Gürcistan’da “renkli darbe” ile Batıcı Saakaşvili’yi iktidar yaparak Kafkas Seddi inşasına başlamıştı. Putin’in 2008’de sert müdahalesiyle o girişim boşa düşürülmüştü. ABD’nin ikinci girişimi, Batıcı Paşinyan’ın yine bir “renkli darbe” ile 2018’de Ermenistan’a başbakan olmasıydı. İşte o girişim de iki yıl sonra boşa düşürülmüş oldu.

Öte yandan ABD’nin iki hafta önce Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanları üzerinden denediği ateşkesin başarısız olması da kısa vadede “Washington süreci”nin, orta ve uzun vadede Minsk Grubu yaklaşımının artık geçerli olamayacağını gösterdi.

5. Ermenistan ve Batıcılık kaybetti: Paşinyan’ın şahsında cisimleşen Batıcılık ve Karabağ kökenlilerin Ermenistan politikasındaki ağırlığı kaybetti; Dağlık Karabağ nedeniyle kuşatılmışlığın Ermenistan’a verdiği zarara dikkat çeken ve bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmek isteyen kesimin uzun vadede önü açıldı.

6. Hükümet içindeki Amerikancılık kaybetti: SETA Dağlık Karabağ savaşının ilk gününden beri şu üç mesajı verdi: Bir; Ermenistan’ı Rusya kışkırttı ve Azerbaycan’a saldırttı. İki; Ankara ile Moskova arasında yeni bir rekabet alanı açıldı. Üç; Batı, Türkiye’nin Batı adına Rusya’yı dengelediğini görmeli.

Bu Amerikancı ve Türk-Rus ilişkilerini sabote etmeye çalışan anlayış kaybetti. Çünkü tezleri temelden yanlıştı; Rusya Ermenistan’ı kışkırtmış değil, tersine Azerbaycan’a yeşil ışık yakmıştı. Dahası, Ermenistan’ın anlaşmalara dayanarak Rusya’yı müdahale etme çağrılarına Putin her seferinde “çatışma Ermenistan topraklarında değil” yanıtını vermişti.

Altılı barış bölgesi

Türkiye’den anlaşmaya ve bu sonuca iki sorunlu yaklaşım var:

Birincisi, tabloyu sadece Rusya’nın başarısı olarak okuyan ve Azerbaycan’ın tam topraklarının tamamını kurtaracakken Moskova’nın araya girdiğini ve bölgeye yerleşerek Azerbaycan’ı da kendine bağımlı hale getireceğini savunan sağcı yaklaşım. Azerbaycan’ın topraklarının tamamını kurtarabilmesi maalesef gerçekçi politikaya uymuyor. 25 yıl sonra Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 70’ini kurtarması, bugünün gerçekleştirilebilir en azami hedefiydi ve gerçekleşti.

İkincisi, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ulaşım koridoru kurulmasıyla bunun “Turan kapısı” olarak artık Türkiye’ye kesintisiz Orta Asya kapısı açtığını savunan daha sağcı yaklaşım. Irkçı Turancılığın gerici bir anlayış ve hayal olduğu ortadayken bunu zorlamak, “Asya Yüzyılı”na girildiği şu şartlarda Türkiye’yi Rusya ve Çin’le karşı karşıya getirmekten başka bir şeye yaramaz.

Artık yapılması gereken, Astana modelini kurumsallaştırarak Güney Kafkasya’da 3+3’ü inşa etmek, yani Türkiye, İran ve Rusya üçlüsü ile Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan üçlüsünü “altılı barış bölgesi”nde buluşturmaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları