Reaksiyon Bitti Operasyon Başladı

21 Aralık 2014 Pazar

Bir tarafta Kurtlar Vadisi Pusu, Kızılelma ve Reaksiyon.
Diğer tarafta Tek Türkiye, Şefkat Tepe ve Sungurlar.
Sanki dizilerin meydan muharebesini izliyoruz. Dijital muhabere, sanal geçit töreni bir nevi. Kurgusal savaşın talihsiz seyircileri olarak yerimiz ayrılmış. Numaralı tribünde. Algı operasyonlarının modern denekleri gibiyiz. Reyting panelleri çalışıyor. Kalp atışlarımız dizi öğütüyor son hızla. Vicdanlarımız heyecanımıza yenik düşüyor. Fareler daha başarılı deneklermiş. Sonunda anladık. Geç de olsa.
Yandaşlarla paralelciler silah yerine kameralarını konuşturuyor bu tuhaf savaşta. Biz de ekranın karşısına geçmiş izliyoruz. Bıkmadan. Usanmadan. Sonu belli senaryolara rağmen. Mutlu son hayaliyle. Bir umut. Hadi Memet. Bi gayret. Lakin nafile. Maçın sonu belli. Senaryo baştan yazılmış. Sonra dört yiyen Galatasaray seyircisi gibi boynu bükük dönüyoruz evimize. Fakirin yeni ekmeği oldu televizyon. Umut yerine oyalanmayla idare ediyoruz.
Televizyon algı operasyonlarının en güçlü mecrası. Bu topraklarda. Hâlâ. Ülkem insanı seyretmeyi seviyor. Dünyanın en sadık seyircisi neden Türkiye’den çıkıyor? Seyirci kalmak genetik kodlarımıza işlenmiş olabilir mi? Dış mihraklar yediğimiz besinlere “edilgenlik” şurubu şırınga etmişler sanki. Faiz lobisinin işi bu. Mutlaka. İsrail menşeili kısırlaştırılmış buğday tohumlarından yaptığımız beyaz ekmekte insanı aptallaştıran maya tozu mu var? Ah şu emperyalizm, ah! Eskiden süt tozu dağıtırdı. Okullarda. Tarım toplumunun çocuklarına. Esprinin böylesi az bulunur. Kara mizah dehası değil mi?
Eskiden atom savaşıyla korkuturlardı bizi. Lakin algı operasyonları muharebesi daha tehlikeli. Reyting savaşı atom savaşına benzemez. Daha zor ve daha meşakkatli bir iş. İnce ayardan anlamayan kaybeder. Netekim reyting savaşında mağlup olan Kızılelma ve son olarak bu hafta Reaksiyon teslim bayrağını çekti. Eski derin devletle kurulan ittifaklar bile işe yaramadı. Aslan parçası kaybetti. Behzat komserim kazandı. Kurtlar Vadisi’nde Polat da IŞİD’in kurduğu pusuda debelenince malı Sungurlar götürdü.
Reaksiyon’la dizi savaşını kaybeden iktidarın tepkisi gecikmedi. Operasyon başladı. Muharebe alanı kurmaca dünyadan reel hayata, mahkeme kapılarına çekildi. Siz bakmayın dizi senaristleri ve yönetmenlerinin silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılanmalarına, sorguda sorulan soruları inceleyin, anlarsınız arkada yatan hesabı. Savcılık “Bizim dizilerimiz niye tutmuyor da, Tek Türkiye, Şefkat Tepesi ve Sungurlar hep gün birincisi oluyor?” diye soruyor aslında. “Gelin işbirliği yapalım”ın gözdağı versiyonu bu. “Bizim senaryolarımızı yazın, yeni Türkiye’nin vizyonunu işleyin” baskısı bu. “Yoksa tüm medyanızı toptan kapatırız!” tehdidi bu. “Biz Diriliş-Ertuğrul’la Osmanlı’ya dönüş kapısını araladık, Yeni Türkiye vizyonuna karanlık kurullarla çomak sokup durmayın!” öfkesi bu. Yoksa hayal kurmak, senaryo yazmak, film çekmek ne zamandan beri suç oldu?
Korku senaryoları tutmuyor bu ülkede. Seyirci mağdurdan yana hep. Acı çekeni, ağlayanı seviyor. Kolluyor. Operasyon reaksiyonun sonuna benzeyebilir.
Gelin dizi savaşlarını yeniden reyting panellerine çekelim. “Kurtlar Vadisi’ne karşı Sungurlar” devam etsin. “Diriliş”e karşı hırsız “Kertenkele”nin imam versiyonu yerine siyasi hikâyesini anlatalım mesela.
Tabii varsa. Bunu göze alacak bağımsız muhalif bir medya.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları