Olaylar Ve Görüşler

‘Akıldışı’ Türkiye - İbrahim BERKSOY

02 Ocak 2024 Salı

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutladığımız 2023 yılına veda ettik. Simgesel öneminden hareketle, bütün bir yıl boyunca, Cumhuriyetimizin 100 yıllık birikimini enine boyuna değerlendirip 100 yılın muhasebesini esaslı bir biçimde yapmalıydık, yapabilmeliydik. Bunu yapamadığımız gibi, onun yerine, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin ve asırlık kurumlarının üzerini kalın bir şal gibi örtmek üzere tasarlanmış bir “Türkiye Yüzyılı” söylemiyle karşılaştık. Geçmiş 100 yıla karşı, gelecek 100 yıl...

Her yıl aralık ayında Meclis’te bütçe görüşmeleri yapılıyor. Bütçe, bir yerde “muhasebe” demek. Hem geçen yıl neyi nasıl yaptığımızın, hem de önümüzdeki yıl neleri yapacağımızın, nelerden vazgeçeceğimizin muhasebesi.

PARTİLERİN KİMLİĞİ

Bu yılki bütçe görüşmelerinin bir anlamı daha var. 2018 seçimleriyle birlikte siyasal hayatımıza giren “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”nin ilk beş yılı tamamlandı. Beş yılın sonunda “sistem”in ikinci dönemi için seçimler yapıldı. Geçen 5 yıllık sürede bu “ucube model”in de partileri kimliksizleştiren ve onları seçim kazanmak için “zoraki ittifaklar”a zorlayan bu “seçim sistemi”nin de sakıncaları “tane tane” anlatılmış olmasına karşın aynı seçim gerilimini 2023’te yine yaşadık. Her iki seçimde de sistemin “akıldışılığı”, -parti eliyle de değil- partileşmiş devlet eliyle yürütülen yoğun bir kara (daha doğrusu kirli) propagandayla, ne olduğu belirsiz bir “beka meselesi”yle gizlenmeye çalışıldı. Bütün aksaklıklar, bir kez daha seçilebilmek uğruna halının altına süpürüldü. Nihayet günün birinde cumhurbaşkanı halının altındakileri işaret etmek zorunda kaldı. Dedi ki: “50+1 şartının değişmesi isabetli olur. Çoğunluğu alanın seçilmesi halinde cumhurbaşkanı seçimi de seri olur, uğraştırmaz, yanlış yollara sevk etmez.”

Böylelikle, parlamenter sisteme dayalı son 150 yıllık siyasal birikimimizi yozlaştıran, siyasal hafızamızı adeta sıfırlamaya zorlayan bu yararsız sistemin “akıldışılığı” bir “uçak konuşması” sırasında bizzat cumhurbaşkanı tarafından “veciz” bir biçimde ifade edilmiş oldu.

Ülkedeki siyasal, sosyal ve iktisadi düzeni neredeyse mutlak ölçüde belirleyen mevcut siyasal sistem “akıldışı” olunca, o sisteme bağlı alt sistemler de haliyle akıldışı oluyor. O alt sistemlere bakan “bakanlar” da yeri geldikçe “nezaret” ettikleri alt sistemlerin irrasyonelliğini birbirinden veciz ifadelerle ortaya koyuyorlar. Örneğin Hazine ve maliye alt sistemi için bu durum devir teslimde şöyle ifade edilmişti: “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” En azından son 5 yılda memleketin iktisadi ve mali politikasının akıldışı bir zeminde yürütüldüğünün itirafıydı bu ifade. Bu akıldışılığın trajikomik sonucunu da Merkez Bankası başkanının bir gazeteye verdiği görüşten öğrendik: “İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz.” Bir de apartman görevlisi Sadık abi var. Markette fiyatlar düşüyor mu düşmüyor mu diye görüşü sorulan Sadık abi...

Halkımızın insanca yaşamak olarak adlandırdığı kavramın temelinde barınma, beslenme, çalışma, güven içinde yaşama, sosyal hayata katılma, huzurlu bir emeklilik ve yaşlılık hayatı, sağlık, eğitim vb. var. Bunlar aynı zamanda birer anayasal haktır. Bu yüzden de bütçenin ayrılmaz birer parçasıdır.

‘TÜRKİYE YÜZYILI’

Bütçe görüşmelerde iktidar partisi sözcüleri çoğu kez gayri safi yurtiçi hasıla ve kişi başına düşen milli gelir üzerinden 2002- 2023 karşılaştırmaları yaparak sözü, “Türkiye Yüzyılı”na getiriyor. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderek uçuruma dönüştüğü, gayri safi milli hasıladan emeğin payının günden güne azaldığı, neredeyse her çalışma alanında asgari ücretin artık belirleyici ücret haline geldiği bir ortamda ortalamalara sığınarak bu dramatik eşitsizlikleri, insani gelişmişlik endekslerindeki acınacak halimizi Meclis kürsüsünden kimi zaman özenle, kimi zaman da hamasetle gizlemeye çalışmak bilgisizlikten değil insafsızlıktandır, kötülüktendir.

SİSTEM ELEŞTİRİSİ

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ikinci beş yıllık döneminin başlangıcı olması dolayısıyla, bu yılki bütçe görüşmeleri sırasında muhalefet partileri yalnızca görüşülmekte olan bütçe kanunu çerçevesinde kalmayıp her yönüyle derli toplu bir sistem eleştirisi yaparak ilk beş yılın muhasebesine de yönelmelidir. Umarım, bütçenin tümü üzerine yapılacak olan kapanış oturumunda bu yönde konuşmalar dinleriz.

İBRAHİM BERKSOY

MAKİNE MÜHENDİSİ 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları