Seçimlerde CHP’nin yaşadığı siyasi deprem sonucunda Kılıçdaroğlu verdiği demeçte; değişik görüşlerden partilerin bir araya getirildiğinden bahisle zorun başarıldığını, alınan oyun çok yüksek olduğunu beyan etmiştir. Yaşananların bir felaket olduğunu, kendisinin derhal başkanlıktan ayrılması gerektiğini söyleyenlere ise önseçim ve kurultay “başlangıç”ı verdiğini bu süreç içerisinde gemiyi limana götürme sorumluluğu olduğunu belirtmiştir.

Veda mesajı gibi de algılanabilinecek bu söylem üzerine, bir kısım CHP’liler ve de bir kısım medya, Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapıldığı mesajını hızlı bir şekilde dolaşıma sokarak aslında onun çalışkan bir lider olduğunu belirtmiştir.

Parti içinde sağcı, gerici danışmanlarla, adeta ömür boyu kalacakmış görüntüsü veren milletvekili, il ve ilçe kadroları ile oluşturulan “kast” değişime geçit vermeyen bir olgu yaratmıştır. CHP sıradan bir parti değildir, yakın dönem 12 Eylül öncesinde dahi 800 şehidi ve yaralısı vardır. Ülkücü danışmanların lafı dahi edilmemelidir.

Kılıçdaroğlu biz 1930’ların Türkiye’si olmayacağız diyerek göreve başlamış cemaatleri sivil toplum örgütü görerek kendi değerlendirmesi olan “helalleşme metaforu”, kul hakkı gibi mistik mesajlarla laikliği örselemiş, partiyi “Halil İbrahim Sofrası” sloganıyla sağa açarak eksen kaymasına neden olmuş bir liderdir. Halen buz pateni ikilisi gibi hiç yanından ayırmadığı Bülent Kuşoğlu gibi Abdüllatif Şener “bonservisli” sağcı politikacılar değil, CHP’nin kuruluşuna uygun kadrolar yönetimde olmalıdır. Bu nedenle partide sahici önseçim ve seçimlerden çıkacak kadrolar göreve gelmelidir.

Türkiye’yi dışarıdan kuşatarak silahsızlandırma bölgesi “Dedeağaç”ta üst kuran ABD bir yandan, içeride demografik yapıyı bozarak eğitim sistemiyle birlikte ülkemizi ümmet toplumuna dönüştüren AKP iktidarı diğer yandan sarmalamışken CHP’nin bu gelişmelere sessiz kalması anlaşılamamıştır. “Ben Dersimliyim” çıkışına ilaveten Atatürk düşmanı Ekmeleddin vakası, Abdullah Gül etrafında atılan turları üst üste koyarsak Kılıçdaroğlu’nu bu davranışlarını tekzip eden bir tutum içerisinde göremedik. Parti Meclisi üyeleri sessizlik mezarlıklarda olur, CHP’nin kuruluş kodlarına dönmesi sağlanamazsa partiyi “sosyal demokrasi morgu”na taşımış oluruz.

BAKİ NEDİM BALTACI - ARAŞTIRMACI YAZAR